Melih ALTINOK
Kılıçdaroğlu’nun önerisi Bahçeli tarafından kabul gördü. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Eski Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu muhalefetin çatı adayı olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti’nin karşısına çıkacak.
Kimi hard-core ulusalcılar İslam Teşkilatı’nı, Mısır’ı, El Ezher’i falan duyunca “Bu işte bir İslam var” diyerek tepki gösterdiler. Hatta Gezi’den meşhur bir oyuncu sitemini “Sırf sen git diye neler yapmak zorunda kalıyoruz” twitiyle gösterdi. Hüseyin Aygün gelişmeyi “Sağa çeken CHP’nin İslamcılaşması” olarak yorumlarken Nur Sertel “CHP ayağına sıkmıştır” dedi. Ancak Gezi koalisyonunun ve Cemaat’in genel havası, “kol kırılır, en azından cumhurbaşkanlığı sonrasına kadar yen içinde kalır” tadındaydı. Tıpkı, Milliyet’in “diplomatik” yazarının, ismini telaffuz edişinden kendisini pek de tanımadığını anladığımız “adayına” peşin desteğinde olduğu gibi:
“Şu bir gerçek, Ekmeleddin İslamoğlu tanınmayan ama değerli biri. Erdoğan tarafından şeytanlaştırılması zor, hatta imkansız biri.”
Neyse biz “Meşrutiyeti ilan ettik olmadı, cumhuriyeti ilan ettik olmadı, Biraz da ciddiyeti ilan edelim” diyen Sakallı Celal'e kulak verip “şu bir gerçekten”, göz önünde olanlarına geçelim.
Evet, muhalefetin, tarafsız CHP-ML’li yazarların partilerine daha çok tanınması için Vikipedi sayfasının Türkçeye çevrilmesi çağrısı yaptığı İhsanoğlu’nu seçmesinde “biz de oyunu kurallarına göre oynarız” kararı etkili oldu. Yüzde 70/30 dengesini kırmadan cumhurbaşkanlığı için yüzde 51’i alamayacaklarını nihayet anlayan CHP, Türkiye’nin çoğunluğunu oluşturan dindarlara “da” hitap eden bir aday arayışına girdi ve ortaya bu sonuç çıktı.
Ancak İhsanoğlu’nun adaylığı, bugünden yarına alınmış bir karar değil. Tevfik Diker, Kurtlar Medyası isimli kitabında bakın ne diyor:
"Aydın Doğan 2011 yılının ağustos ayında Cidde’ye gidip Ekmeleddin İhsanoğlu ile görüştü. Aydın Bey’in İhsanoğlu ile irtibatı daha öncesine dayanıyor. Aldığım bilgiler, Aydın Doğan’ın Prof. Dr. İhsanoğlu’ndan Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını koymasını istediği doğrultusundadır. Bu proje hayata geçer ya da geçmez. Ancak böyle bir talebin yapılmış olduğu kesindir."
Diker bu tutan kulis bilgisini tam 16 ay önce yazmış. Güvendiğim CHP kaynaklarına göre, Kılıçdaroğlu “tabanın tepkisini” düşünerek kararını netleştirmekte biraz zorlanmış. Ancak bu süre içerisinde İhsanoğlu boş durmamış. Medya yöneticileriyle “sıcak ilişkiler” kurmak için yoğun bir kişisel piar markajına başlamış. Ve nihayet, Kılıçdaroğlu ile “bazı kurmayları”, İhsanoğlu’nun Taha Akyol’un CNN Türk’teki programına çıkartılmasını “merkez medya CHP’de kurban isterse…” mesajı olarak okuyup netleşmişler. Sayın Kılıçdaroğlu’nun sürekli tekrarladığı akıllara durgunluk veren “siyasi bir yarışa siyaset dışı aday olmalı” formülünün hikmeti de işte bu hazırlık sürecinin ürünüymüş...
İşte İhsanoğlu’nun adaylığa varan serüveni aşağı yukarı böyle. Hayırlı olsun.
Peki, gelelim İhsanoğlu’nun şansına. İslam Konferansı'ndaki görevi ve meşhur bir İslam üniversitesindeki görevi nedeniyle Türkiye muhafazakar seçmenine hoş görüneceği hesaplanan İhsanoğlu’nun AK Parti’nin olası adayı Tayyip Erdoğan karşısında şansı ne?
Bir süre önce muhalefetin seçmeni, CHP’ye, MHP’ye, BDP’ye, Cemaat’e, Gezicilere, Sözcü okuruna, TKP’ye ve hatta bir kısım AK Parti’liye hitap edecek adayının bir yazılım ürünü değil insan olduğuna ikna etmesi halinde “başarabileceğini” yazmıştım.
Anlaşılan kendileri inanmışlar. Zira seçim dediğiniz işin sırrı, seçilecekleri yan yana getirmekte değil, seçmeni birleştirmekte. Dolayısıyla CHP içerisinde ve tabanında “İşte bunların hepsi şeriyat” diyerek tepki alsa da, bir kesimin “Kartaca yıkılmalıdır” mantığıyla İhsanoğlu’nu destekleyeceğini düşünebiliriz. Neticede Ankara yerel seçimlerinde eski bir ülkücü olan Mansur Yavaş’ı “Kurtuluşa kadar savaş” nidaları ve zafer işaretleriyle omuzlamış bir acayip “soldan” bahsediyoruz.
Ne var ki CHP ve müttefiklerinin asıl AK Parti ve muhafazakâr MHP tabanından oy almak için seçtikleri İhsanoğlu’nun muhafazakâr camiada Erdoğan’a alternatif olarak görülmesi bir hayli zor. Bunun birinci nedeni, İhsanoğlu’nun Mısır’daki darbe günlerinde Darbeci Sisi’ye fiilen arka çıkıp devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi “halkı germekle” suçlamasıydı. İkincisi, adaylığının Aydın Doğan tarafından pişirildiği ciddi şekilde iddia edilen bir isim muhafazakârların gözünde olsa olsa İhsan Eliaçık kadar İslami figür olarak görülebilir.
Cemaat yazarlarının “İhsanoğlu hemi de Sayın Abdullah Gül’e yakın bir isim” çıkışları ve peşin satanların “önünüze ne konsa beğenmeyecektiniz zaten” şeklindeki ara sıcak ön almaları da bu deneysel yemeği tatlandıracak gibi durmuyor. Zaten damak tatlarının seçmen nezdinde ne kadar itibar gördüğünü de beddualar eşliğinde “aman yemeyin” dedikleri 30 Mart AK Parti yemeğinde hep birlikte gördük.
Ancak belli ki akılları hâlâ, Köşk sofrası için mönünün halkın elinde değil, Meclis'te olduğu ve önümüze hep tabldot koydukları o günlerde. Ne var ki seçmen, anayasayı kafalarına fırlatıp bizzat kendisini pişirip servis edenlerin boğazına oturan Ahmet Necdet Sezer yemeklerine fazlasıyla doydu. Kaldı ki bu seçimde alakart takılacaklar. Mönüyü açıp tavsiye edilen yemeğin içinde ne varmış bakacaklar.
Ve muhtemelen de Şahan Gökbakar’ın o meşhur reklam filmindeki gibi söylenecekler:
“Hiç bu kadar eklektiğini bekliyorduk doğrusu!”
İİT’deki görevinden bir tutam bürokratlık, El Ehzer’den göz kararı İslamcılık, Darbeci Sisi’ye arka çıkmakla kararınca seküllerlik, Doğan medyası desteğiyle de mis gibi Erdoğan muhalifliği sosu…
Afiyet olsun.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları





































































lucy
onun oncesi suma10 ;56 ; 25 hocalida olanlari tabiki bir insan olarak kiniyorum ama sumayit baku susadaki olaylarada olmadi gozuyle bakip inkaredilmesinede karsiyim olaylari boyutlari ile olcmuyorum ben ne suayitte nede hocalida oldum ama yil 1915 degildi herkesgibi olaylari televizyonlardan seyredebildim benim demek istedigim 1915 osmanli vatandasi olan ermeniler yerlerinden yurtlarindan koparilip katledildi hocalidaki olaylar ise ermenistan ve azarbeycanin savasi yani iki ayri ulke savasti
Ad Soyad Giriniz...
sayin gasim ben hocalida olanlari tasvip etmiyorum aslinda hicbir savasi hicbir katliami dogrubulmuyorum dunyada hepimize yetecek yer olduguna inanan biri olarak bakude ki progromuda plmadi sayamam ayricada 1915 te birbucuk milyon insanin yokedilip surulmesinin inkarinada karsiyim ayrica hocali icin mi toplanmisti oinsanlar oraya beyaz berelerile
Ad Soyad Giriniz...
...ne Bakude, ne Susada, ne de Nahcivanda hic bir zaman Hocaliyi masum gosterecek olay yasanmadi..halen Bakude 30 000 civarinda ermeni irkindan insanin yasadigini dusunursek durum anlasila bilir..Shusada masum insanlara haksizlik yapildi..ama onlar da ermeni mezalime ugramis azeriler idi...illa da yorum yapmak veya Hocali mitinginden rahatsizligi gostermek icin carpitmaya gerek varmi..?! kabul, Hocali mitinginde bazi afisler yanlisdi, ama o yanlislar genel dogrunun uzerini ortemez..saygilar
gasim
Sayin yazar ve Lucy..bu Hocali katliam mitinginden sonra turk medyasinda baya bir Sumayit olayi konusuluyor.. Bu hepden yanlis bir durum..Sumgait olaylari 80 yillarin sonunda oldu ki, o zaman Azerbaycan Sovyetler Birliyinin bir eyaleti idi..bahs etdiyiniz olaylar da sovyet kara propaganda makinasinin urunu idi..2..Lucy adli yorumcunun yazilari ise tam bir hezeyan..her halde o sehir isimlerini internetde gormus galiba....
lucy
elbetteki hicbir savas veya katliam kabu edilemez ama nedense her ermeni soykiriminin onune trakyadan surulen turkler getiriliyor ki ermenilerle bir alakasi yok ikinci olay ise azeri ermeni ve ruslarin savastigi hocali savasi cikiyor ve sanki hocali savasi durup dururken ortayacikmis gibive ermeni soykirimiyla ilgili gibi ikide birde ermeniler hocalida katliam yapt deniyorda acaba sumgait baku nahicevan shusha da azerler tarafindan katledilen ermenilerden neden bahsedilmiyo