Mithat SANCAR
Uzun sürmüş çatışmaları sona erdirmek için bir “barış ve çözüm süreci” başlatmak hiç de kolay değildir. Bunun için pek çok faktörün bir araya gelmesi gerekir. Şartların ve ortamın olgunlaşması anlamına gelen böyle bir çakışma yetmez. Söz konusu faktörleri, birbirine bağlayacak zahmetli bir çalışmaya, bu çabayı teşvik edecek toplumsal arzu ve desteğe, riskleri göze alacak bir siyasal iradeye, muhtemel engellerle boğuşmaya hazır bir kararlılığa ve sürecin doğasına uygun adımları atmayı sağlayacak cesaret ve basirete ihtiyaç vardır. Bunlar olduğunda, artık çatışmaların durduğu ve çözüme giden yolların açıldığı bir süreç inşa edilebilir. Ancak böyle bir sürecin ortaya çıkması, bir son değil, bir başlangıçtır. Ya da bir yazarın dediği gibi, “bir barış sürecini başlatmak ve geliştirmek gerçek bir macera, belirsizlikler, engeller ve olasılıklarla dolu zorlu bir yüzleşmedir.”
Bu tür süreçlerin başarıyla ilerlemesinin hangi şartlara bağlı olduğuna dair dünyada güçlü bir tecrübe ve bilgi birikimi mevcut. Her ülkenin kendine özgü şartları olduğu ve süreçlerin de bu şartlara göre yapılandırılması gerektiği şüphesizdir. Lakin insanlığın ortak birikiminin de özellikle uyarıcı ve yol gösterici olma anlamında değerli bir kaynak olduğu da muhakkaktır.
Kobanê’ye yönelik IŞİD saldırılarını protesto etmek amacıyla başlayan gösterilerde ortaya çıkan tablo, yaklaşık iki yıldır devam eden çözüm sürecinin en kritik ve kırılgan yanlarını da gözler önüne serdi. Bunları başlıklar halinde sıralamak gerekirse:
“Çatışmasızlık”la geçen iki yıllık zamana rağmen, çatışma enerjisi hâlâ canlıdır. Kökleri çatışmalı dönemin çeşitli evrelerinde ve vechelerinde yatan güçlü bir öfke, toplumun farklı kesimlerinde varlığını sürdürmektedir. Kürd siyasal hareketinin etki alanındaki kitlelerde, bu öfke en çok devlete ve onun temsilcisi olarak görülen hükümete yönelmektedir.
Devlet kurumlarının değişik birimlerinin ve özellikle güvenlik aygıtının kolektif bilinçaltında, Kürdleri düşman veya tehdit olarak gören algı, gerilim anlarında bir öfke hali olarak dışa vurabiliyor.
1990’lı yılların kirli savaş konseptinin temel taşları olan ve Kürdlerin hafızasında ağır bir travma olarak yer eden devlet içi kontra örgütlenmeleri, faili meçhuller ve yargısız infazlar en önemli güvensizlik ve öfke damarını oluşturuyor. Hizbullah olgusu da, zihinlerde ve benliklerde bu dönemin bir simgesi olarak yaşıyor. Kürd coğrafyasının en hassas ve tehlikeli fay hatlarını barındıran bu alan, son olaylarda görüldüğü gibi, vahşi cinayetlerin işlenebildiği dizginsiz bir kavganın zeminine dönüşebiliyor.
Çözüm sürecinin başından beri, bu ve benzeri öfke sebeplerinin ve çatışma enerjisi kaynaklarının dönüştürülmesi ve etkisiz hale getirilmesi için tedbirler alınması gerektiği hatırlatılmasına rağmen, hükümet bu yönde adım atmaya yanaşmadı. Geçmişle yüzleşme/hesaplaşma bağlamında yapılması gereken en önemli şey, hakikat komisyonları türünden yapıların kurulması ve işletilmesiydi. Bu yapılar, geçmişteki cinayet ve kıyımların hangi güçler tarafından, hangi imkân ve yöntemlerle ve nasıl işlendiğine dair hakikati ortaya çıkarma işlevi görürler. Bu hakikat, aynı durumların bir daha asla yaşanmaması için alınması gereken tedbirlerin de temelini oluşturur. Böylece o dönemde açılan yaraların manevi ve maddi açılardan onarılmasının yolu açılmış olur. Bu yolun kapalı kalması, yaraların sürekli açık kalması anlamına gelir. Açık yaraların kin ve intikam, öfke ve nefret olarak bugüne yansıması kaçınılmaz, bugünü yakması da kuvvetli bir ihtimaldir. Kobanê eylemlerinden alınması gereken en acil ve yakıcı ders budur.
Bu dersin gereğini yerine getirmek için derhal harekete geçmekte sayısız yarar vardır. Kobanê eylemleri sırasında yaşanan olaylar, maalesef eski yaralara yenilerini ekledi. Yaraların kangren haline gelmesi mutlaka önlenmelidir. Bunun için de olayları bütün yönleriyle aydınlatacak, hakikati ve sorumluluğu güvenilir bir biçimde ortaya çıkaracak bir yöntem bulmak lazım.
Bu yöntemlerden biri ve kanımca en etkilisi, bu olayları araştıracak bir hakikat komisyonu kurmaktır. Bunun için bir kanun çıkarılabilir. Hükümet ve HDP, bölgedeki değişik kesimlerden de görüş ve öneri alarak bu kanunu hazırlayabilir ve kısa sürede çıkmasını sağlayabilirler.
Şayet bu mümkün olmazsa, diğer seçenek, bölgedeki güçlerin, en başta Kürd siyasal hareketinin kurumları ile HÜDA PAR’ın ortak bir komisyon için diyalog ve girişim başlatmalarıdır. Bütün tarafların güven duyacağı saygın ve ehil kişilerden oluşacak böyle bir komisyon, Kürd coğrafyasında ve toplumunda sivil barışın inşasına ciddi katkı sunacaktır. Böylece mevcut çözüm süreci de yeni boyutlarla desteklenerek daha sağlam hale gelir. (BasHaber Gazetesi)
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2015
22.03.2015
12.02.2015
5.02.2015
27.01.2015
20.01.2015
13.01.2015
6.01.2015
29.12.2014
23.12.2014