Münir AKTOLGA
-HANİ BİZDE “SOL SAĞDIR, SAĞ DA SOL” DİYE BİR SÖZ VARDIR YA, SAKIN İNANMAYIN(!), ÇÜNKÜ BUNLAR DEVLETİN SAĞI VE SOLUDUR! SÖYLEYİN BANA ŞİMDİ, SAYIN ERDOĞAN VE “DANIŞMANLARI” SAĞCI MI YOKSA SOLCU MU!?..
Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul'da Girişimcilik Ödülleri Töreni'nde enflasyon faiz ve “helal bir düzen” hakkında konuştu. "Ne pahasına olursa olsun kazanılan" değil "hak, hakkaniyet, helal ölçüsünde kazanılan" bir iktisadi sistemi arzu ettiklerine değinen Erdoğan, bunun kendi tarihlerinde, kültürlerinde "ahilik" adıyla kurumsallaştığını aktardı. "Ne diyorlar? İnsanı böyle adeta çıldırtacaklar, enflasyon düşerse faizi düşüreceklermiş. Bu anlayış anlayış değil, bu yanlış bir mantık, doğru bir mantık değil çünkü enflasyon sebep, faiz netice değildir. Faiz sebep, enflasyon neticedir" dedi.[1]
Göreve geldiklerinde devletin borçlanma faizinin %63 olduğunu hatırlatan Erdoğan,12 yılda bunu tek haneli rakamlara kadar indirerek %4,6'ya düşürdüklerini, ancak tam bu ara Gezi Olayı’nın patladığını ve faizlerin yeniden yükselişe zorlandığını söyledi. Erdoğan, bir üst aklın yönettiği bu operasyonla faizin %4,6'dan birden nasıl tekrar çift haneli rakama yükseltildiğinin altını çizdi..
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi yönetimini adeta istifaya zorlarcasına eleştirerek diyor ki:
"Şu anda bağımsız bir kurul olarak Merkez Bankamızın özellikle Avrupa'da, dünyada faiz oranları düşerken hala bu faiz oranında direnmesini doğru bulmuyorum. Düşürmesi lazım. Biz biliyoruz ki faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Eğer biz girişimcimizi teşvik edeceksek bu faiz oranlarının düşmesi lazım ki yatırımlar artsın. Eğer bunu düşürürsek yatırımı, istihdamı, üretimi arttırırız. Bunu düşürürsek girişimcimizle beraber ülkemizin dünyadaki piyasalarda rekabet gücünü artırırız. Ben zaman zaman arkadaşlarımıza da söyledim. Amerika'da faiz oranı kaç? Yüzde 1. Bazen 1,5. Japonya'da eksi. Avrupa'ya geliyorsun 1-1,5 buralarda. Peki kardeşim bize, size ne oluyor da hala siz buralarda direniyorsunuz? Bu olabilecek bir şey mi? Bu adımın bir defa atılması gerekiyor“..
Böyle bir makaleyi kaleme alarak Erdoğan’ın konuşmasını-duruşunu eleştirdiğim için sakın benim yüksek faizi savunduğumu falan sanmayın ha! Ben sadece ekonominin böyle yukardan talimat vermeyle yönetilemeyeceğini, Merkez Bankası'nın bağımsızlığının önemli olduğunu söylemek istiyorum o kadar!. Yani eğer faizi düşürmek gerekiyorsa bu, ekonomi yönetiminin objektif verileri değerlendirerek alacağı kararla olsun, siyasi iradenin talimatıyla olmasın, çünkü bunun zararlarını bu ülke daha önce çok gördü demek istiyorum..
Bakın, size bir link veriyorum:
http://www.duzceyerelhaber.com/Munir-AKTOLGA/23338-Ne-oluyor
Bu konuyu daha önce yukardaki makalede bütün ayrıntılarıyla ele aldığımız için-bu işin altında nelerin yattığını daha önce orada ortaya koymaya çalıştığımız için- şu an burada aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum!..
Şu anda petrol fiyatları biraz düştüğü için “cari açığımız” azalma eğilimine girdi ya, hemen başa döndük gene ve 2013 başlarındaki söylemleri tekrarlamaya başladık!. Halbuki petrol fiyatlarının düşmesi kalıcı bir olay değil ki!. Bu arada mevcut durumdan istifade ederek cari açık sorununa kalıcı çözümler üretmeye çalışmak yerine hemen başladık gene havalarda uçmaya!.. Peki, bu konuda kalıcı çözüm önerisi var mıdır, varsa bu ne olabilir mi diyorsunuz, o halde bakın işte benim önerim:
http://www.duzceyerelhaber.com/Munir-AKTOLGA/28986-Nereye-geldik-nerede-duruyoruz-1
Ha, bütün bunlar yetmez mi diyorsunuz, o zaman tamam, gelin nükleer enerji-linyit santralleri konularını falan da tartışalım, ben bu konuları tartışmaya da açığım.. Burada önemli olan, var olan yapısal bir gerçeği -“cari açık” olayını- ortadan kaldırmanın yollarını aramak yerine, böyle birşeyi görmezlikten gelerek -sanki hiç yokmuş gibi davranarak- kendini Almanya’nın, Japonya’nın, Amerika’nın yerine koyup politikalar üretmeye kalkmak, Türkiye’nin durumunu onlarla kıyaslamak..
Söyler misiniz bana şimdi, enflasyonun bugün halâ halâ %8,25 olduğu bir ülkede (Aralık 2014 rakamı) nasıl Almanya'daki, ya da ABD veya Japonya’daki gibi sıfır faiz politikası uygulayacaksınız?. Çok basit, sen bu adımı atarsan adam getirmeyiverir parasını ve orada iş biter!.. Ama olmuyor işte, senin işin o noktada bitmiyor ki! Çünkü, Türkiye'nin gelecek olan o dövize ihtiyacı var!.. Onunla dönüyor halâ sistemin çarkları!..
Mesele çok açık: Sizin, cari dengeyi sağlayabilmek için dışarıdan gelecek dövize ihtiyacınız var mı?, var!.. Diyelim ki, 1000 Lr.lık bir bütçeniz var, ama siz 1500 Lr. harcıyorsunuz. Aradaki bu farkı kapatmak için 500 Lr.lık bir fona ihtiyacınız olacak mı, “hayır yok” diyemeyeceğinize göre, olacak!. Peki bu fonu nereden bulacaksınız? Üç yolu var bunun. Ya IMF ‘den alacaksınız!! Ya yatırım için gelen küresel sermaye getirecek bu dövizi, ya da dışarılara göre bir miktar daha fazla faiz geliri elde etmek isteyen “sıcak para” denilen küresel fonlar.. Durum çok açık!.. Sen, “kardeşim ben faizi kaldırıyorum” dediğin an özellikle sıcak para denilen döviz akımı kesiliveriyor (“varsın kesilsin, canları cehenneme” diyebiliyor musunuz!!).. Öyle olunca da tabii dövizin TL karşısındaki değeri yükseliyor.. Ve bu durumda siz de dışardan döviz almak için (dövizle olan ödemelerinizi karşılayabilmek için) daha fazla TL ödemek zorunda kalıyorsunuz.. Yani, ha bir miktar faiz vererek dövizi uygun seviyede tutmuşsunuz, ha ihtiyacınız olan dövizi daha fazla TL vererek satın almışsınız.. Sorun bu. Bu da yapısal bir sorun.. Şu an petrol fiyatları düştüğü için cari açığımız da biraz azalma yönünde ama bu kalıcı değil ki, yani sorun yapısal yanıyla ortada duruyor; yarın petrolün fiyatı yükselince gene oturup yağmur duası eder gibi dışardan döviz beklemeye başlayacağız..
Bakın, aynı oyun 2013 Ocağında da oynandı!.. %9,5 enflasyon varken politika faizleri gene siyasetin -sayın Erdoğan’ın ve Çağlayan’ın- zorlamasıyla %4,5 e indirildi, ardından da, “bu da yetmez, faiz %2,5’a sonra da sıfıra indirilmelidir diye demeçler verildi!.. Peki sonuç ne oldu o zaman? Bir yandan Gezi olayları patlak verirken, öte yandan da döviz aldı başını gitti!!.
Öyle Gezi Olayı’nı falan hemen “üst akıla” havale ederek işin içinden sıyrılmaya kalkacağımıza biraz da kendimize dönelim ve “biz ne yaptık” diyerek kendimizi eleştirmeye çalışalım.. Onu “üst akıl” yaptı, bunu “Paraleller” yaptı falan diyerek kolay çözüm yollarına girilirse, o zaman bu iş inandırıcılığını kaybeder.. Ne yazık ki iş hızla o noktaya doğru gidiyor! Nasıl gitmesin ki!.. Yıllarca Ergenekon, Balyoz Davaları, darbeciler yargılanıyor falan diye tempo tutarken şimdi bir de bakıyoruz ortada birşey yokmuş meğer!!.
Neyse.. Geride kalan dönemdeki dövizin yükselmesi olayından bahsediyorduk: O zaman, döviz alıp başını gidince, “sıcak paranın da canı cehenneme, gelmezse gelmesin, gitsin varsın” diyebildik mi? Erdoğan’ın da o günlerdeki halini çok iyi hatırlıyorum. Merkez Bankası birden frene basarak faizleri yükseltince o da o zaman, “demek ki ekonomi yönetimimiz böyle gerekli görmüş” demek zorunda kalmamış mıydı?.. Ne diyebilirdi ki başka zaten! Çünkü, beğenmediğin o dövizin akışı belirli bir denge içinde seyretmeden senin çarkların dönmüyor. İstesen de istemesen de senin gerçeğin bu!
Şimdi söyleyin bana lütfen, öyle yukardan demeçler vererek -talimatla ekonomi yönetmeye kalkarak- faizler düşürülebiliyor muymuş, yoksa, tam tersine sonuç mu veriyormuş bu türden müdahaleler!.. Ama kabahati öyle “yüksek akla” falan yüklemeden cevap verin lütfen.. O “yüksek akılın” aklı yüksek oluyor da sizinki-sizin aklınız niye “yüksek” olmuyor derler o zaman!!..
Bakın tekrar altını çiziyorum, eğer bu kadar kolaysa bu iş ve de Türkiye gibi yapısal olarak “cari açık” sorunu olan bir ülkede bile “faiz neden, enflasyon sonuç” ise, yani sayın Erdoğan’ın ısrarla söylediği gibi enflasyonu düşürmek için önce siyasi bir karar alarak faizleri düşürmek gerekiyorsa, bu durumda şu Avrupalı politikacılar -örneğin Merkel- enflasyonu arttırmak için neden faizleri arttırma yoluna gitmiyorlar acaba? Çünkü onların da derdi çok düşük seyreden enflasyonu arttırabilmekte!..
Hadi Babacan'ı, Şimşek’i, Başçı’yı falan bir yana bıraktık, onlar sayın Erdoğan’ı “çıldırtmak için” yapıyorlar bunu; ama şu Avrupa Merkez Bankasını yönetenler, Avrupalı ekonomistler kimi “çıldırtmaya çalışıyorlar” acaba!? Adamların bizim gibi “cari açıkları” falan yok, tam tersine “cari fazlaları” var (faiz oranı sıfır ya da sıfıra yakın olan Almanya, ABD, Japonya gibi ülkeleri kastediyorum). Bu yüzden de elleri rahat, yani bizim gibi dışardan gelmesi beklenen dövize falan ihtiyaçları yok!. Sırf yatırıma yönelinsin, ekonomi canlansın ve de enflasyon en az iki puan artsın diye faizleri sıfıra indirdiler (aslında “indirdiler” kelimesi bile doğru değil, ekonominin belirli kuralları varsa eğer “indi” demek lazım) ve de halâ orada tutuyorlar; ama sonuç sıfır, ne yatırımlar artıyor ne de enflasyonda bir kıpırdama var ortada!.. Enflasyon, adeta dalga geçer gibi tık demiyor, bir adım bile yukarıya çıkmıyor!!. Adamlar, şimdi bir de her ay 60 milyar dolar tahvil alımı yaparak piyasayı Euro’ya doyurmaya işine giriştiler, ama bundan da bir sonuç alıp alamayacakları belli değil! Yani ne yapsalar bir türlü artmıyor Türkiye’nin düşürmeye çalıştığı o enflasyon!!. Neredeyse “çıldıracaklar”, kafayı yiyecekler!!
Gerçekten çok cahil insanlarmış şu Avrupalılar!!.. Madem ki bu işi bilmiyorlar, neden bizimkilerden öğrenmiyorlar ki!!. Madem ki bu iş bu kadar basittir, yüksek enflasyonun nedeni yüksek faizdir, o zaman Avrupa Merkez Bankasını yönetenlerin de enflasyonu arttırmak için hemen faizleri arttırmaları gerekmez mi!! Bu konuda Avrupa Merkez Bankası ile acilen temasa geçilmesi lazım. Çünkü eğer Avrupa’da faizler artar, buna bağlı olarak enflasyon-yatırımlar da artar ekonomi yoluna girerse, o zaman bu bizim ihracatçıların da işine gelir!. Ne de olsa ihracatımızın büyük bir kısmını (%44) AB’ ülkelerine yapıyoruz. Yüksek Euro-insanların satın alma güçlerinin artması- demek bizim için daha fazla ihracat demek..
Yaşasın “Ahi düzeni”, yaşasın “kapitalizme alternatif İslami-helâl bir düzen”!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra, faiz başta olmak üzere bütün kötülüklerin kaynağı olan kapitalizmi eleştirerek onun yerine “ahilik geleneğini” temel alan, “haksız ve kıran kırana rekabet ve insanı insanın kurdu olarak gören bir sistemin yerine, komşusunun siftahını da düşünen, onu da dert edinen bir anlayışı tavsiye ettiğini” kaydederek, "Günümüz dünyasında ahiliğin o kanaat anlayışını esas alan yaklaşımını yeniden diriltmeye, canlandırmaya ihtiyacımız var. Dayanışmanın, paylaşmanın, dostluğun, kardeşliğin olmadığı bir iklimde sınırsız kazanma hırsı kimseyi mutlu, abad etmez" diyerek devam ediyor.
Bir şarkı sözü vardır ya "dön dolaş yine bana gel" diye! Bu iş de aynen ona benzedi galiba!.. Dönüyorsun, dolaşıyorsun sonra bir de bakıyorsun ki, bütün yolların "Roma'ya çıkması" gibi bizde de bütün yollar DEVLET’E -o eski, bildiğimiz Türkiye'nin Osmanlı Devleti’ne- çıkıyor, helal olsun!!..
Hani İdris Küçükömer’in “bizde sol sağdır, sağ da sol” diye bir sözü vardı ya, söyleyin bana şimdi, sayın Erdoğan da sağcı mı, yoksa solcu mu!?..
İşin o tarafını artık ben de karıştırır oldum ama, 70’lerin “solcu” UDD, ya da MDD teorilerinden esinlenerek sayın Erdoğan’ın bu türden konuşmalarını hazırlayan o “danışmanlarının” ne oldukları açık: Bunlar hem milliyetçi, hem solcu, hem de İslamcı sosla karışık ideolojik-jakoben bir anlayışı temsil ediyorlar!... Bakın bu konuda da daha önce neler yazmışız:
Aynı konuşmada sayın Erdoğan Ahi'leri hatırlatarak kapitalizme alternatif, “daha ahlaki” ve “helâl” kazancı temel alan, “rekabetin değil, dayanışmanın temel olduğu bir sistemi” de öneriyor.. Ki, bu da bana gene bir yıl önceki (yukarda linkini verdiğim) çalışmamı hatırlattı. Eğer, “helâl” kazancın esas olduğu, “haram olduğu için faizin yasaklandığı” “kapitalizme alternatif İslami sistemin” nasıl birşey olduğunu bilmek istiyorsanız mutlaka bu çalışmaya bir kere daha göz atmanızı öneriyorum!. Çünkü artık sözün bittiği yerdeyiz. Daha fazla ne yazılıp söylenebilir ki!.
21.Yüzyıl da, küreselleşme çağında, üretici güçlerin-kapitalizmin gelişmesi için küresel bir işletme sistemi olarak rekabetin en önemli kaldıraç olarak yeniden keşfedildiği bir dönemde, sen tutup, rekabetin yerini dayanışmanın aldığı Ahi geleneğini temel alan kapitalizme alternatif bir sistemden bahsedebiliyorsan eğer, pes o zaman!..
Tam bir paradoks! Bir yanıyla Marksizmle soslanmış İslami- Ahileri örnek alan- “eşitlikçi bir düzen” anlayışı, yani, “sağ soldur” mantığına uygun bir tür “solculuk”, ama öbür yanıyla da, o Ahi düzeninin de köküne kibrit suyu eken mutlak merkeziyetçi bir düzenin temsilcisi olan Sultanları “ecdadımız” denilerek göklere çıkarılması!!..
Bir kere, daha işin başında, konuşmaya “herkesin “helâl” kazanç peşinde olduğu, kimsenin komşusunun malında gözünün olmadığı, rekabeti değil hakça kazanmayı temel alan bir düzen” diye başladığınız an olay sona eriyor!.. Çünkü, 21.Yüzyıl koşullarında böyle bir düzen anlayışı, bütün iyiniyetine rağmen döner dolaşır sonunda en iyi tabirle otoriter, antika bir düzen-devlet anlayışına varır!..
Sayın Erdoğan, “ahilik geleneğinin haksız ve kıran kırana rekabet ve insanı insanın kurdu olarak görmek yerine komşusunun siftahını da düşünen, onu da dert edinen bir anlayışı tavsiye ettiğini kaydederek, "Günümüz dünyasına ahiliğin o kanaat anlayışını esas alan yaklaşımını yeniden diriltmeye, canlandırmaya ihtiyacımız var. Dayanışmanın, paylaşmanın, dostluğun, kardeşliğin olmadığı bir iklimde sınırsız kazanma hırsı kimseyi mutlu, abad etmez" diyor!.
Ben de diyorum ki, sayın Erdoğan, her ne kadar Amerika’yı Müslümanlar keşfetmişse de(!) şu kapitalizmi keşfetme işini bari biz üstlenmeye kalkmasakta onlara bıraksak nasıl olur!. Çünkü, o kapitalizm denilen olay, bırakalım Osmanlı Devleti’ni bir yana, daha bizim Selçuklu Devleti bile kurulmadan önce Avrupa’da gelişmeye başlamıştı!.. Gelişmesinin belirli bir aşamasında serbest rekabetçi bir dönemden geçmiş, derken, tekelci dönem ve de sonunda, küreselleşme süreciyle birlikte de rekabeti yeniden keşfederek bugünlere gelinmiş. Bu nedenle, biz şimdi kapitalizmi yeniden keşfetmek, ya da “helâlinden” yeni bir kapitalizm yaratmak yerine önce şu Kemalist eğitim sistemini bir değiştirsek de, bilgi üretimine yönelik yeni nesiller yetiştirmeyi hedef alan modern bir eğitim sistemine geçsek, enerjimizi bu yöne seferber etsek daha iyi olmaz mıydı!
Sayın Erdoğan, bakın, ben Kemalizme, devletçi elite karşı verilen mücadelede başından beri sizi ve AK Parti’yi destekledim.. Ama hiçbir zaman sizi bir mesih, ya da biad edilmesi gereken bir Sultan olarak falan görmedim!.. Yapılan her doğru işi desteklerken, yanlış olduğunu düşündüğüm şeyleri de eleştirmeye çalıştım.. halâ da bunu yapıyorum.. Ama bugün Devletle-Kemalist ideolojiyle nasıl bir ittifak yapılmaya çalışıldığını gördükçe, artık bütün bunlara tahammül edemez hale geldim!.. Neymiş efendim, 1938'e kadar herşey iyiymişte ondan sonra bozulmuş düzen!!. Dün, bunu sadece sizin “danışmanınız” söylüyordu, ama bugün siz de başladınız aynı şeyleri tekrar etmeye! Nedir bu şimdi!!.. ”Paralellere” karşı ittifak yapacağım derken kantarın topuzunu ta buralara kadar kaydırmanın; hatta, daha da ötelere giderek ta o Sultanlara, Ahilere kadar kaydırmanın ne alemi vardı!.. On yıl ne güzel yönettiniz bu ülkeyi. Şimdi, göz göre göre eyvallah mı diyeceğiz bütün bu sapmalara!..
Bakın, madem ki 21. Yüzyıl’da da Yeni Türkiye'ye Ahilik düzenini örnek olarak gösteriyorsunuz, o halde önce biraz Ahilik nedir onun üzerinde duralım:
Bizdeki Ahilik sistemi, çıplak gözle bakınca Batı'daki Ortaçağ Lonca Sistemine benzer. Ama işin içine girdiğiniz zaman olayın bambaşka olduğunu görürsünüz. Çünkü Loncalar, içinde kapitalizmin filizlenmeye başladığı Kent Toplumunun ürünüdür. Feodal toplumun bağrında gelişmeye başlayan Kent bir kapitalizm fideliği olarak işlev görür; ipek böceğinin kozasına benzer o.. Loncalar da burada -yani Kentin içindeki- yarı feodal bir niteliğe sahip olan zanaatkarların kendi içine kapalı, rekabeti engelleyen-dayanışmacı ve tekelci meslek örgütleridir. Zaten daha sonra gelişen kapitalizm onları da siler süpürür!..
Bizdeki Ahilik ise çok daha farklıdır. Bir kere bizde öyle KENT toplumu diye birşey yoktur. Bizdeki şehirler hiçbir zaman Batı'nın kapitalizm fideliği olan o Kentler gibi değildir. Bunlar antika yerleşim birimleridir o kadar. Her gelenin fethettiği, kendi borusunu öttürdüğü antika oluşumlardır.. Ahilik, işte bu antika yerleşim birimlerinde -şehirlerde- Osmanlı’nın ilk dönemlerinde ortaya çıkan Lonca benzeri meslek örgütleri oluyor. Osmanlı’yı kuran yerleşik toplum güçlerinin -şehir emekçilerinin- meslek örgütleridir onlar.. Zaten daha sonra, Devletleşmeyle birlikte Devlet bunları da kendisine rakip görür ve Ahilik düzeni de kaybolur gider!. Yani o "ecdadımız" denilen Sultanlar Ahiliğin de köküne kibrit suyunu ekerler!.. Bunların yerini Devletle bütünleşmiş örgütler-Loncalar alır.. Ancak bunlar -yani bu loncalar- daha başlangıçtan itibaren Devlete bağımlı olarak- onunla birlikte geliştikleri için hiçbir zaman Ortaçağın Kentlerindeki Loncaların rolünü oynayamazlar. Devlet kendisine rakip bir burjuva sınıfının gelişmesini istemezken, Loncalar da aynı şekilde Devlete bağlı düzenlerinin bozulmasını istemezler..
Kısacası, hem "ecdadımız" diyerek Sultanlara sahip çıkmanın, hem de, onların ortaya çıkışıyla birlikte yavaş yavaş tarih sahnesinden çekilen-çekilmek zorunda kalan Ahilik düzenini bugünkü modern Türkiye kapitalizmine örnek olarak göstermenin hiçbir mantığı yoktur!.. Erdoğan'ın konuşmasını hazırlayanlar eklektik bir kafa yapısıyla tam bir tarih salatası yapıyorlar!!..
Öyle bir teori yaratacaksın ki bu, Anadolu burjuvalarının içindeki -başta inşaatçılar olmak üzere- bir fraksiyonun hırsına, dünya görüşüne uygun olsun!!.. Bunların bankaları yok, bu yüzden de öteki büyükler gibi kolayca kredi falan bulamıyorlar ya, o halde "faiz haramdır" falan diyerek “hakça-helâl bir düzenden” -Devletçi bir düzenden- bahsedeceksin! Ve de mümkün olduğu kadar bütün bunların üzerine “mazlum” rolünü pekiştirmek için "solcu" bir sos süreceksin!! Pes gerçekten, ve de tekrar helal olsun!!..
Merak etmeyin, Türkiye, Suriye, Mısır falan gibi üretici güçlerin halâ çok geri olduğu basit bir Osmanlı ülkesi değildir artık. Yani öyle kapitalizme alternatif "helâlinden İslami sistemler" falan kurarak kimse bir yere gidemez!!..
Bize gelince, ne yapalım, gülü seven dikenine katlanacakmış!.. Bizim burjuva devriminin “acilciliği”- jakobenliği de böyle oluyor işte!.. Su akar kendi yolunu bulur.. enseyi karartmayın!..
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.11.2024
9.11.2024
31.07.2024
3.06.2024
9.04.2024
20.07.2023
18.07.2023
17.07.2023
20.06.2023
18.06.2023