Münir AKTOLGA
Hep, "hükümet yanlış politikalar izleyerek Türk parasının değerinin düşmesine, dövizin yükselmesine neden oluyor" deniyor; acaba hükümet doların-euronun düşmesini, Türk lirasının değer kazanmasını istiyor mu ki?.. Bunu hiç sorgulayan yok?..
Ben, hükümetin TL nin değer kazanmasını istediğini sanmıyorum!.. Bunu daha önce de yazdım. Hükümetin hesabı bence şöyle:
1-Türk lirasının değeri düşünce Türk mallarının fiyatı da düşmüş oluyor ki, bu da ihracatı kamçılıyor".. Ne güzel!..
2-Döviz yükselince ithalat pahalı hale geliyor ki, bu da iç tüketimde ithal malların yolunu kesiyor... Bu da güzel!..
Ama bu arada bir de tabi, sanayimizin bir kısmının ithal girdi işleyerek elde edilen ürünlerin ihracatı üzerine kurulu olması gerçeği var, bunu ne yapacağız?.. İthalat -ve ithal girdi de- pahalı hale gelince bu, son ürünün fiyatına da yansımayacak mı?.. Elbette yansıyacak ama bu arada;
a-ithal girdilerin içerde üretilmesi için teşvikler arttırılarak yapısal değişim yoluna gidilecektir (bu yönde adımlar da atılmıyor değil)…
b-„İthal girdi pahalı hale gelmiş olsa da elde edilen ürün TL nin değer kaybına bağlı olarak gene de dış piyasalarda daha ucuz olma durumunu koruyacaktır“!..
3-Ama işte tam bu noktada enflasyonun da artmaması için üretimin artması gerekiyor!..
Peki üretim nasıl artacaktır? Yatırımla!..Yatırım için ne lazım? Para!.. Para nerede? Bankada!.. O halde yatırımcı bankadan düşük faizle ucuz kredi alabilmeli ki bunu içerde yatırıma yöneltsin, üretim artsın...
4-Peki banka yatırımcıya vereceği krediyi -parayı- nereden bulacak, yani hangi parayı yatırımcıya „ucuz kredi“ olarak verecek?.. Tasarruf sahibi parasını bankaya yatıracak ki, banka da bunu yatırımcıya kredi olarak versin, öyle değil mi? Ama mevduat faizi çok düşük olduğu için kimse götürüpte parasını TL ye yatırmayınca, paranın yönü dövize, ya da gayrımenkule dönünce banka hangi parayı -hem de „düşük faizle“- yatırımcıya verecektir?.. (Ya da tabi banka parayı Merkez Bankasından alacaktır ki, bu da bir noktadan sonra MB’ nın matbaada para basması anlamına gelirdi!..)
5-Ama bir nokta daha var: TL nin değeri düşünce, euro-dolar yükselince ne olur başka? Cevap: İlk anda hemen küresel sermaye yönünü Türkiye'ye doğru çevirir!.. Çünkü bu durumda Türkiye'ye girecek her euro-dolar daha da değerli hale gelmiş olacaktır!..
6-Ama bu arada MB’nın faizleri düşürdüğünü de hesaba katarsak (hem TL faizlerini, hem de dövize olan faizi) nereye gidecektir ülkeye giren bu para?.. Faize gitmeyeceğine göre direkt olarak yatırıma yönelecektir!.. Bu da güzel!.. (içerde elinde TL si olan ise enflasyona karşı güvence olarak önce hemen döviz almaya koşar... ama kısa bir süre sonra bu dövizi yükselteceği için artık TL ile döviz almak da cazip hale gelmez!..)
8-Peki sadece bu kadar mı, yani TL nin değeri düşüyor, dolar-euro değer kazanıyor diye küresel sermaye hemen Türkiye'ye doğru dümen kırmaya mı başlar?.. Ve de, elinde TL si olan yatırımcı gayrı menkul almanın ötesinde hemen borsaya girip hisse senedi falan almaya mı başlar?..
Eğer olay bu kadar basitse -ki „faiz neden, enflasyon sonuçtur“ anlayışı buraya varır- mesele yoktur, yapılan işler doğrudur, atılan adımlar yerindedir!.. Bu durumda geriye söylenecek bir tek şey kalıyor ki, o da daha çok kutuplaşmaya, daha çok kavgaya ihtiyacımız var demektir!.. Daha çok kavga edelim ki, döviz yükselsin!.. „Gelişmenin, ilerlemenin yolu içerde ve dışarda daha çok kavga etmekten geçiyor der -dünya ekonomik literatürüne de katkıda bulunarak- çıkarız işin içinden!..
İşte bence işin en önemli noktası burasıdır...
Diyelim ki siz küresel bir sermaye grubunu temsil ediyorsunuz ve milyarları yönetiyorsunuz!.. Sadece döviz yükseliyor, Türk lirasının ve mallarının değeri düşüyor diye elinizdeki parayı hemen gözü kapalı Türkiye'ye yönlendirir misiniz?.. Böylesine stratejik bir karar alabilmek için başka ne yapmanız gerekir, başka ne ararsınız?..
Tek kelimeyle GÜVENCE ararsınız!.. Öyle değil mi? Peki güvence ne demektir, nasıl sağlanır? Güvence demek, kuvvetler ayrılığını esas alan bir anayasa demektir… anayasal güvence altında olan bağımsız, özgür bir yargı sistemi demektir... Ben parayı getiriyorum ama, yarın bir problem olursa hakkımı nasıl arayacağım sorusuna verilecek cevabın daha işin başında açıkça ortada olması demektir... Bir sabah kalkınca yatırımlarınıza devletin el koymayacağının-koyamayacağının güvence altında olması demektir... İstediğiniz zaman paranızı yurt dışına çıkarabilme güvencesinin bulunması demektir...
9-Bir nokta daha; denilebilir ki, „kardeşim görüyorsun işte, müsade etmiyorlar ki!.. Ülke adeta kuşatma altında… bu durumda daha başka ne yapılabilir? Önce şu „beka“ sorununu bir halledelim gerisi elbette sonra gelecektir“!..
İşte mesele!.. Ben size söyleyeyim, iş bu noktaya gelince olay bitiyor! Ne önce o “beka sorunu hallolur, ne de küresel sermaye ülkeye gelerek yatırımlar hızlanır!.. Bütün mesele, demokratikleşmeyle savunma sorununu bir arada yürütebilmeyle ilgilidir… Önce “beka” sonra demokratikleşme diye bir ikilemin içine girdiğiniz an bu problemi çözemezsiniz. Çözemezsiniz çünkü 21. Yüzyıl kulvarlarında yürüyerek yol alabilmenin yolu ideolojik saplantılar içine girmeden küresel dinamiklerle dayanışma içinde demokratikleşerek yol alabilmekten geçiyor…Ne zaman ki “beka” sorunumuzun çözümünün de demokratikleşmeden geçtiğini anlarız o zaman her şey başka olacaktır…
SONUC MU: EVET FAİZ DÜŞSÜN, AMA BU, AYNI ZAMANDA BİR DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİYLE BİRLİKTE OLURSA ANLAM KAZANABİLİR... YOKSA, KİMSE ENAYİ DEĞİLDİR... SİZ 21. YÜZYIL'DA HALA 20.YÜZYIL MANTIĞIYLA YOL ALMAYA KALKARSANIZ SADECE FAİZLLERLE FALAN OYNAYARAK BİR YERE VARAMAZSINIZ...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.11.2024
9.11.2024
31.07.2024
3.06.2024
9.04.2024
20.07.2023
18.07.2023
17.07.2023
20.06.2023
18.06.2023