Murat BELGE
Türkiye’de siyasi kelime haznesinin kirli kelimelerinden biridir “koalisyon”. Siyasilere “nedir” diye sorarsanız, nesnel bir cevap vermeye çalışan biri, “Seçimde kimse çoğunluk kuracak sonuç alamamışsa birden çok parti arasında kurulan, uzlaşmaya dayalı hükümet” türünden bir açıklama yapabilir. Ama “ daha daha nedir?” diye üstüne varırsan, “bir seçimden çıkabilir en kötü hükümet tipidir” cevabını vermesi çok muhtemeldir. Aslında böyle düşünüyor olmasının nedeni, birinci tanımdaki “uzlaşmaya dayalı” nitelemesidir. “Koalisyon” kirli kelimeyse bizim siyaset sözlüğünde, “uzlaşma” berbat, “mütevves” bir kelimedir. Ne demek “uzlaşma”? “Zaaf” demek, “yenilgi” ve “teslim” demek, dahası “korkaklık,” “ihanet” demek…
Batı’nın siyasi kültüründe bunun böyle olduğunu hem söyleyebilir, hem tam söyleyemeyiz. En eski demokrasi Britanya başından beri iki partili sistemden pek şaşmadı. Onun için orada “koalisyon” ihtiyacı duyulması ender rastlanan bir şeydir. O “iki parti”nin temel anlayışlarından uzaklaşan siyasi görüşler elbette vardır Britanya’da da; ama onlar için de “aklın yolu”, kendilerine daha yakın “ana” partide bir yer bulmaktır– partinin “radikali” olarak.
Ama çoğu Avrupa ülkesinde koalisyon adeta teşvik edilir. Çoğulcu seçim sistemleri yürürlüktedir, çok sayıda siyasi görüş ve siyasi parti vardır. Bir çoğunlukla tek- parti hükümeti sonucu veren seçim seyrek rastlanan bir fenomendir. “Koalisyon”, normal hükümet biçimidir. Böyle toplumlarda “koalisyon” bizde olduğu gibi “vah vah”la karşılanacak bir durum değil, neredeyse istenen bir durumdur. Çünkü bir koalisyonda uzlaşmak, bir tür fren ve bir demokratik garanti gibi görünür. Böyle bir siyasi terbiye almış toplumda, tek bir iradenin önünü açan bir durum, tehlikeli bir durum olarak görülür.
Türkiye’deki anlayış bunlara hiç benzemez. Tabii kamuya sunulan açıklama bunun “toplum için zararlı” olduğu varsayımı ve ön- kabulü üstünden yürür. Ama bir hayli “saydam” bir açıklamadır bu. “Dediğim dedik” anlayışını temel alan bir siyaset felsefesiyle varolmuş bir toplumda, “ikinci bir irade”, yenip yutulması zor bir şeydir (yukarıda, “uzlaşma”nın buradaki, bu kültürdeki çağrışımlarını saydım).
Bizdeki son “koalisyon” konuşmaları Haziran’da oldu ve Türk işi bir sonuca ulaştı. Kırk beş günlük süre bir sonuç vermemesi planlanmış oyalama görüşmeleriyle geçirildi. Her türlü geciktirme ve uzatma taktiği uygulandı. AKP’nin içinde olmayacağı (ama kurulması teknikman mümkün olan) koalisyonlar Devlet Bahçeli eliyle önlendi. İkinci bir partiye deneme fırsatı tanınmadan (ve gene kuralları bozan bir biçimde) seçim kararı alındı. Yani “koalisyon”a karşı, sanki bir “kolera salgını”na karşı tedbir alınıyormuş gibi tedbir alındı.
Geçmişte Türkiye’de “iktidar” kelimesini kullanırken, bununla “hükümet”i kastetmek yanıltıcı oluyordu. Çünkü, evet, bir hükümet olurdu, bir yerlerde; ama aslolarak, “devlet” vardı. “Hükümet” birçok durumda bu “devlet”le karşı karşıya gelir ve çaresiz kalırdı. AKP hükümetleri de bu durumla karşılaştı, mücadele etti ve mücadeleyi kazandı– en azından şimdilik böyle görünüyor. Bu, şüphesiz, önemli bir dönüşüm. Gel gör ki, “iktidar” kelimesini kullanırken, bununla “hükümet”i kastetmek, bugün de yanıltıcı. Çünkü, evet, “hükümet” dedikleri bir şey var, ama aslolarak “Cumhurbaşkanı” var.
“Başkanlık sistemi mutlaka kurulacak” diye ısrar eden bu Cumhurbaşkanı’nın bir “koalisyon” fikrine tahammülü yok– çeşitli nedenlerle. Başka bir parti olacak, onunla uzlaşacaksın… Bunlar hikâye! Olmaz öyle şey!
Başkanlık sistemi için her şeyi yapan Tayyip Erdoğan, bırakın koalisyonun öylesini, kendi partisinin kuracağı hükümetle de koalisyon yapmaya hazırlıklı ya da hevesli değil. Onun bağlı olduğu ideolojide “bakan” sıfatı verilen adamın yeri “müsteşar”ın ötesinde bir yer değil. Burada “en zararlı” şey koalisyon filan da değil, doğrudan doğruya, Kuvvetler Ayrılığı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025