Murat BELGE
AKP’nin “entelektüel” bir tabanı yok. Ayrıca, gün geçtikçe, bu tür kaygıları olan az sayıda taraftarını da yabancılaştırıyor, uzaklaştırıyor. Öyle bir tabanı olmadığı gibi seçimde ya da referandumda o tür insanların oyunu kazanmaya çalışmıyor. Müslümanlar’ın vaktiyle Küba’da Cami yaptığını ya da Aztekler’e taş işçiliği öğrettiğine inanan birileri AKP için yeterli fikrî yeteneğe sahip.
Referandum kampanyası boyunca da bu durumu gözlemledik. Talep edilen değişim zaten herhangi bir rasyonel sistematiğe oturmuyordu; AKP de öyle bir zemine çekme çabasında bulunmadı: “evet”in kazandıracağı nimetleri ve “hayır”ın getireceği felâketleri sayıp dökme stratejisinden hemen hemen hiç uzaklaşmadı.
Muhalefet eden “parti” olarak bir “görünürlüğü olan, yalnız CHP vardı. HDP elinden geleni yaptı ama AKP’nin OHAL altında belirlediği koşullarda kamusal düzeyde fazla varlık gösteremedi. Bütün muhalefet, otokratik eğilimden, “tek adam diktası”ndan, kuvvetler ayrılığının çöpe atılmasından söz etti. AKP istemese de bu konular üstüne üç beş kelâm etmek zorunda kaldı. Bu durumda düşündüğü cevapları CHP’ye söylemek, kolaylarına geldi. Kolaylarına gelmesinin nedeni açık.
CHP’li haykırıyor, “Tek adam olmaya çalışıyor!” diyor; Şevket Süreyya’nın kitabının adı Tek Adam. “Tek parti rejimi kuruyorlar!” diye haykırıyor CHP’li; memlekette 1923-1946 arasında varolmuş rejimin adı “Tek-parti rejimi”. “Bürokrasiyi kendi militanları haline getirmeye çalışıyorlar!” diye bir suçlama geliyor; bir tarihte CHP İl Başkanı aynı zamanda ilin Vali’si! “Kuvvetler Ayrılığı’nı yok etmek istiyor!” tesbitini yapıyor CHP’li. Tesbit doğru. Ama Atatürk kendisi, Birinci Meclis’te, “Hiç kuvvetler ayrılır mı? Kuvvetler birleştirilir,” demiş.
Bu tuhaf diyalog sürerken bazı CHP’liler, “O yılların koşulları başka, bugünün koşulları başka,” diyorlar. Bu “açıklama” yeterli oluyor mu? Bence olmuyor. CHP’nin o yıllarda yaptıkları, o yılların koşulları içinde de yanlıştı. Bunu kabullenmeyen bir CHP, CHP’nin kendi anti-demokratik geçmişine karşı eleştirel olamayan bir CHP, bu toplumda inandırıcı da olamaz. Ecevit tutturduğu popülist çizgiyle bunu bir ölçüde başardığı için CHP’nin oylarını da artırmıştı. Bugünün CHP’siyse, tek-parti döneminin CHP’sine bayağı yakın. En azından ona toz kondurmamaya kararlı.
Bu toplumun tarihinde böyle karanlık sayfalar fazlasıyla var. AKP’nin birinci stratejisi de bu “tarih”ten şikâyetçi olmak. Ama kendi diktatörlüğünü ilân etmeye karar verdiğinde, önünde güvenilir (çünkü denenmiş) örnek, gene şikâyetçi olduğu bu geçmiş. Böylece kendisiyle çelişmeyi göze alarak “Gazi Mustafa Kemal Paşa, ‘tek adam’ değil miydi?” retoriğine girebiliyor. CHP ise geçmişine bağlı kalmaya çalıştıkça, “Onun hakkıydı, yapabilirdi; sen yapamazsın” demekten öteye gidemiyor ve dolayısıyla demokrasiyle çelişmiş oluyor.
Demokrasiyle çelişmek, son dört beş yıldır AKP’nin ana politikası haline geldi. HDP, onun bu tavrını kendi içinde çelişkiye düşmeden rahatça eleştirebiliyor; ama CHP buralara yanaşamıyor, yaklaşamıyor.
Die Zeit’ın editörlerinden Jochen Brittner, Almanya’da yaşayan Türkler hakkında bir yazı yayımladı (New York Times’da; ben de T-24’te bunun hakkında birkaç şey söyledim.) Brittner, referandumda Erdoğan’a “evet” demiş, Hamburg’da yaşayan iyi eğitimli bir Türk işadamından söz ediyor. Bu adam Almanya’da Sosyal-demokratları tutarmış, ama “evet”ini de bastırmış. Neden?
Kendi açıklaması şöyle: Türkiye’nin demokratik olmasını istiyor ve Erdoğan’ın da tam anlamıyla demokratik ve modern bir Türkiye yaratmak istediğine inanıyor. Ama bunu başarabilmek için Erdoğan’ın daha geniş yetkilere ihtiyacı var. İşte referandumdaki onay, bu yetkileri ona verecek.
Saf Alman bu mantığı pek anlamıyor ve daha demokratik bir toplum için bu yetkilerin neden gerekli olduğunu soruyor.
Cevap: Türkiye halkı demokrasiye hazır değil.
Bunu söyleyen bir “hükümet yetkilisi” olmamakla birlikte bu toplumun ideolojisini çok iyi dile getirmekle AKP ile yavaş yavaş sönümlenmeye yüz tutan “tek-parti elitizmi” arasındaki organik bağı ortaya koyuyor. Evet, bunların ikisine göre de “demokrasiye hazır olmayan” bir halk var ve halk bu nedenle şefkatli bir babaya ihtiyaç duyuyor. Buraya kadar zihniyet ortak; bu noktadan sonra, babanın kimliğine ve şefkatin biçimine gelince, fikirler ayrılıyor.
Daha önce de bin kere yazdığım gibi demokrasi büyük çabalardan sonra varılacak bir “nirvana” değil, herhangi bir yere varmak için uygulanacak yalın ve pratik bir yöntemdir. “Meditasyon”la ya da “doktora” yaparak değil, yaşayarak ve “yaparak” öğrenilir; bu bakımdan, “yüzme öğrenme”ye benzer.
Nedense Türkiye’de kim iktidara gelse, “ilk tesbit” olarak halkın “demokrasiye hazır olmadığı’nı keşfeder. Bu tekrarlar, halktan çok iktidarın “demokrasiye hazır olmadığı”nı ima eder. Hiçbir zaman eksik olmayan “Yar bana bir yetki!” avazları da aynı yönü gösterir. İktidar yetkiye doyamaz.
Bu ülkede “demokrasi” denen hayat biçimini gerçekten isteyenler, geçmişteki şu ya da bu dönemin restorasyonu fikrinden vazgeçmediler. Herkes gibi bizim tarihimizde de iyi şeyler var, kötü şeyler var. Ama “sistematik” bir demokrasi dönemi, uygulaması v.b. yok. Olacaksa demokrasi, daha önce olan şu bu değil, daha önce olmayan bir şey olacak. Abdülhamid’i dirilterek, İttihat ve Terakki’yi dirilterek, Tek-partiyi dirilterek demokrasiye varılamaz. Bunlar taklit etmek üzere değil, ders çıkarmak üzere yer alıyor bizim tarihimizde. Yalnız yukarıda saydığım dönemler değil, çok-partili düzene geçtikten sonra yaşadıklarımız da aynı özelliklere sahip.
Böyle bir tarihin şüphesiz handikapları var. Avantajları da olabilir – oldurmayı bilirsek.
BİRİKİM
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025