Murat BELGE
Referandumumuzu yaptık; geride birtakım ciddi şaibeler, buna rağmen kıl payı bir “zafer”le kapattık. Bununla, ilkin, devam edegelen bir “anayasa çiğneme olayı”nı kapatmış olduk. Tayyip Erdoğan, birkaç yıldan beri Türkiye’de varolan anayasa göre değil, olmasını istediği anayasa göre davranıyordu. Şimdi anayasa onun durduğu yere gelmiş oldu. Gerçi “durduğu yer” demek yanıltıcı olabilir, çünkü durmuyor! Chaplin’in Diktatör filminde vardır diye kalmış aklımda. Ünlü “kırmızı halı”yı Diktatör’ün arkasından koştururlar, onun geçmek istediği yere yayarlar. Tayyip Erdoğan için de anayasa o halı gibi, halının serili olduğu yerden yürümüyor, halı onun yürüyeceği yere yerleştiriliyor. Yetiştiremezlerse, çok önemli değil çünkü Erdoğan için önemli olan “yürümek” halı olmasa da o yürüyor.
Şu üçüncü köprü olayı… Oradan bir köprü geçmesini uygun bulmuş ve önermiş herhangi bir rapor, uzman elinden çıkmış bir taslak, tasarı her neyse, öyle bir şey var mı? Benim bildiğim, yok öyle bir şey. Benim izlediğim kadar Tayyip Erdoğan “orası olacak” dedi, orası oldu.
Referandum, şimdi bu “tek adam”ın (dört tek saydıktan sonra bir beşinciye ihtiyaç olursa –ki bence var- o da tamam: “tek hükümdar”) bu keyfi kararlarına anayasal meşrutiyet sağlıyor.
Tek adam kararını veriyor. Verdi. Karar yerine geldi. Peki, isabet var mı bu kararda? Köprüyü izleyen gelişmeler bir isabet olduğunu göstermiyor. Törenler yapıldı, köprü “hizmete” girdi. Ama baktık ki köprünün sunduğu bu “hizmet”i isteyen pek yok. Öncelikli konu, kamyonlar. Kamyonların daha önce yapılmış iki köprüden geçmesi yasaklandı. Yasaklanınca beklersiniz ki tıpış tıpış (sevdikleri bir deyim) üçüncü köprüye yönelecekler. Böyle de olmadı. Rahmetli demişti, “Demokraside çare tükenmez” diye. Kamyon şoförleri de çare olarak araba vapurunu buldular. Bu sefer Sarayburnu’nun arada uzun kamyon kuyrukları birikmeye başladı.
Ve şimdi bir yasak daha: Araba vapuruna kamyon giremez. Madem demokraside çare tükenmiyor, demokrasiyi kaldırırız, olur biter. Çünkü “çare” denen şey, bizim ahaliye “işte size çare” diye sunduğumuz nesnedir. Altıncı parmak da “tek çare” olabilir; çünkü burada da önemli olan “tek. Kilit kelime, kavram bu. “Çok” olunca işler karışıyor “tek” olacak.
Yani “tek” adam kendi kararını veriyor, “orası” diyor. “Tek” adamın ağzından çıkan zaten yasa hükmünde. Oraya yapılıyor. Görülüyor ki yer seçimi pek parlak değil. Olayın birinci derecede muhatabı kamyonlar! Onların bu durumdan ne kadar mutlu olduklarını olaylar gösteriyor. Peki geri kalanlar? Bu kentin hemşehrileri olarak hepimiz, halka halka, her olaydan etkileniyoruz. Trafik rahatladı mı? Öyle bir durum da göremiyorum. Tabii yapılan her şey gibi bunun da bazı sonuçlarını daha sonra göreceğiz. Kesilen ağaçların ve kesilecek ağaçların neleri kaybettirdiğini göreceğiz. Oradaki arsa spekülasyonlarının ve tabii dikilecek sitelerin “TOKİ konutları”nın yarattığı sonuçları göreceğiz. Görecek daha çok şey var.
Ve “tek adam” enerji dolu. Örneğin sırada “Boğaz Kanalı” projesi var. Üçüncü köprü de az buz proje değil, ama bu Kanal’ın yanında o küçük bir sivilce gibi. Bu Kanal’la denizlerde ne olacak? Şu anda kimsenin bildiği bir şey yok. Öğrenmeye çalışan da yok. Öncelikle öğrenmesi gerekenler, bu emri yerine getirecek olanlar. Ama onları ilgilendiren “tek” şey var: “tek” adamın ne diyeceği. “Kazın” deyince kazmaya başlayacaklar. Bunun için “referandum” yapmadık mı?
“Köprü”, “Kanal”, bunlar önemli “bayındırlık” işleri. Bunlar kadar önemli “siyasi” konularda da değişen bir şey yok. Aynı “tek adam” bütün kararları veriyor. Danışmanlarına danışıyor olabilir tabii. Onlar onun seçtiği, danışman olmasına karar verdiği danışmanlar. Bu kararı hangi ölçütlere dayanarak verdiği konusunda tahminlerimiz olabilir.
Şu günlerde aniden çıkan ve çıkar çıkmaz da gündemin tepesine tırmanan “Katar” sorunu var. Bu olay karşısında biz de aynı çabuklukla hareket ettik. Meclis’ten geçirilmesi gerekeni geçirdik (zaten geçmesi gerekeni geçirmeye hazır bir meclis var) ve şimdi elhamdülillah Katar’dayız. Bu kadar aceleyle bunu yaptığımıza göre, Katar’la böyle saniye sektirmeden hareket etmemizi gerektiren sebepler olmalı. “Katar” denince insanın aklına önce para geliyor. Ama para, sermaye Katar’ı bu noktaya süren cephede de var. İşte Suudi Arabistan.
Ortadoğu’da olanları pek anlamam, insanın yüzünü güldürecek bir şey olduğunu da çok seyrek gördüm. İyi başlamış gibi görünen şeylerin de hızla berbatlaştığı bir bölge burası. Niye böyledir? Kendini buraya böyle bağlı hissedenlerin öncelikle düşünmesi gereken bir leyç
Suudi Arabistan bir “Ortadoğu cahili” olarak benim için güvenilir bir ölçüt. “Suudi Arabistan bir olayın içindeyse ona uzak durmalı” diye bir ilkem var ve şimdiye kadar yanıltmadı.
Peki bu, şimdiki Katar olayında, “Orada Suudi Arabistan var” diye sallasırt Katar’a asker göndermemizi gerektirecek bir şey mi? Hiç sanmıyorum böyle olduğunu. Ve zaten bu tip davranışların ilkesel değil, (olmayan kelime türeterek) “çıkarsal” olduğu kanısındayım. Katar’ın Türkiye’yle, daha doğrusu Türkiye’nin “tek adamı”ıyla ilişkisi ne? Görünen ilişki ne, görünmeyen ilişki ne? Bunların kararının nasıl çıktığını biliyoruz. Karardan beklenen sonuç alınmayınca, “Bu iş yanlış oldu” demektense ne gibi inatlaşma tedbirleri alındığını da biliyoruz. Bakalım, “Katar’ı koruma” operasyonlarımızın sonuçları ne olacak, nasıl olacak?
Boru değil, kapı gibi “referandum” var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025