Murat BELGE
Sınavdan sınava koşan öğrenciler için “yarış atı” benzetmesi bayağı uzak bir geçmişten beri insanların diline yerleşti. İlk bulan, kullanan kimdir, bilemem elbette; ama yaygınlaştıranın Sevgi Soysal olduğu kalmış aklımda. Politika’da yazarken böyle bir makalesi çıkmıştı diye hatırlıyorum ama yanılıyor olabilirim tabii.
Ben kendim, üniversitelerin, fakültelerin, hatta bölümlerin kendi “giriş sınavları”nı yapmasının son yılına yetişmiştim. İngiliz Filolojisi’nin sınavına girdim. Ertesi yıl merkezi sınav başladı. Tabii bütün bu yıllar boyunca o da kılıktan kılığa girdi. Bir yandan da üniversitelerin, daha doğrusu “üniversite” adıyla tanınan kurumların sayısı habire arttı. “Üniversite” derken “orta öğretim” de kendi merkezi sınavını meydana getirdi. “Test” yöntemi bütün öğretim hayatının temel mantığı haline geldi.
Başından beri ısınamadığım, sevmediğim bir şey, “test”. Hayatın her alanında nicelikler büyüyor; “nicelik”, çok zaman, “nitelik”in düşmanı. Standartizasyon gerektiriyor. “Hayatın her alanında” dedim, öyle de; ama etkilerinin en net göründüğü alan, öğretim. Bu da çok normal: Öğretim doğrudan doğruya zihni bir etkinlik. Dolayısıyla en yüksek niteliğe ihtiyaç duyulan alan. “Ortalama”nın en fazla sırıttığı alan.
Derken, birdenbire “TEOG kalkacak” denildi. “Aman TEOG kalkmasın” diyecek halimiz yok. Herhangi bir muhabettimiz yok kendisine. Ama, kalkacaksa, yerine yeni bir şey gelecek demektir. Gelmek zorunda. O “yeni şey” nedir?
Bunun henüz pek belli olmadığı anlaşılıyor. Bakanlık’ta beş yeni “sistem” üzerine çalışılmış, bunlar sunulacakmış… Gazeteler bu gibi gelişmelerden söz ediyor.
Milli Eğitim Bakanı endişe edecek bir şey olmadığını söyledi. Ne olacaksa, şimdikinden iyi olacakmış. Bu konuda kendilerine güvenilmesini istedi. İyi de, AKP yönetiminin tarihi bu gibi dönüşlerle dolu. Bir şeye güvenilmesini istiyorlar, sonra kendileri o şeye güvenlerini kaybediyorlar. Bu bazen “FETÖ’cüler” konusu gibi, “her türlüğü kötülüğün kaynağı” haline de gelebiliyor. Şimdi uygulamadan kaldırılan TEOG geniş çaplı istişarelerden, geniş katılımdan geçerek son biçimini almamış mıydı? Ona da güvenmemiz gerekiyordu. “Sistem”in kendisi bir yana, Bakan’ın ne zaman uygulamadan kalkacağına dair sözleri de değişmek zorunda kalmadı mı?
Nisan ayında referandum yaptık. Oy sayımında bazı tuhaf şeyler oldu ama topluma sunulan sonuç kabul edildi ve yeni bir düzene geçilmiş oldu. Bu değişimi olumlu ya da yararlı bulmayan ellerinden gelen imkânlarla gördükleri yanlışları anlatmaya çalıştılar. Burada en çok yazılan, söylenen, altı çizilen, üstü çizilen şey, bu değişimin bir “tek adam diktası”na yol açacağı kaygısıydı. “Resmi” sonuçlara göre, çok az bir oy farkıyla, önerilen değişim kabul edildi. Bunun gerektirdiği kurumsal değişimler henüz yapılmadı, onun bir süresi var. Ama o düzenin içerdiği anlayış, de facto, yürürlüğe girdi.
Tayyip Erdoğan yeni bir toplum biçimlendirmek istiyor. Kendisi “dindar nesiller yetiştireceğiz” dedi. Genel gidişatı gözlemleyenler buna “kindar”ı da eklediler; bu şekilde deyimleşti, yerleşti. Tayyip Erdoğan “dindar” olmanın yanı sıra, “nitelikli” olmanın önemini de vurguladı. Görülen, anlaşılan o ki, bu iki hedefin gerçekleşeceği yer olarak, “dindarlık” ve “ehliyet”in meczedildiği imalathane olarak İmam Hatip Lisesi’ni düşünüyor. Somut pratik, bu yönü işaret ediyor. Dolayısıyla, şimdi TEOG’un kaldırılmasıyla başlayan oldukça kaotik düzen durulmaya başladığında, bundan imam – hatip tarzının kazançlı çıkacağı kanısındayım. Bu da, “dindar nesil” üretiminde yararlı bir etken olabilir. Ama “nitelik” denen şey bu gibi yöntemlerle elde edilemez.
Başka birçok konu gibi TEOG’un lağvedilmesi konusu da nisan ayında onaylanan anayasa değişikliğinden sonra nasıl bir siyasi düzene girdiğimizi gösteriyor. Tayyip Erdoğan projeleri olan bir lider; aynı zamanda acelesi de var. Özlediği, hayalini kurduğu Türkiye’nin bir an önce gerçekleşmesini istiyor. Malûm erklerden Yürütme’nin başında – fiilen. Aklına gelen tedbiri söylüyor – örneğin, “TEOG kalksın” diyor. Talimatı alan Yasama hemen kalkmasının ve yerine geleceğin yasasını yapmaya başlıyor. Şimdilik kısmen böyle ama gün geçtikçe, üçüncü erk, Yargı, Cumhurbaşkanı’nın “olsun, yapılsın” dediği şeyleri eleştirmeye kalkanların yakasına yapışmayı görev belleyecek.
Türkiye böyle böyle, “Kuvvetler Ayrılığı” ilkesinin yokluğunun neleri içerdiğini görecek ve öğrenecek – umarım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025