Mustafa ARMAGAN
Ankara’da açılışı yapılacak olan Ak Saray’ın tartışmaları bütün hararetiyle sürerken geçmişteki bir Ak Saray’ın hikâyesine bakmak ilginç olabilir diye düşündüm.
Bundan 600 küsur yıl önce Timur tarafından Orta Asya’da yaptırılan muazzam ölçülerdeki Ak Saray’dan günümüze sadece iki devasa kulesiyle kemer başlangıçları kalmış durumdadır.
2006 yılında “Mostar” ekibiyle yaptığımız Özbekistan seyahatinde yolumuz Semerkand’dan sonra Şehr-i Sebz’de düşmüştü. Şehr-i Sebz, Yeşil Şehir. Gerçekten de bize okullarda öğretilen Orta Asya’da kuraklık oldu, Türkler göç etmek zorunda kaldı, masallarını çürütmek için oraları az buçuk gezmeniz yeterli.
Şaşırtıcı irilik ve yükseklikteki bir Timur heykeli karşılıyor bizi. Sonradan öğreniyoruz ki, heykelin bu kadar yüksek olmasının sebebi, daha önce yerinde bir Lenin heykelinin bulunmasıymış. Bağımsızlıktan sonra Lenin’i kaldırıp Timur’u oturtmuş Özbekler.
Peki neden Timur’u bu kadar seviyorlar? Biz Türkiye’de başka bir Timur okuturuz, orada adeta başka bir Timur vardır çünkü. Bizim okuttuğumuzun büyük ölçüde ‘Osmanlı gözüyle Timur’ olduğunu oralara gidince anlarsınız. Timur Orta Asya’da, hele Özbekistan’da yeniden diriliş için şahsiyetine sarılınacak güçlü lider prototipidir.
Gaddar şüphesiz ama Batılı kaynaklarda ‘Timur Rönesansı’ denilen bir uyanış döneminin de başlatıcısı. Hoca Ahmed Yesevî’nin türbesini Bursa Ulucamii’nden 10 yıl önce yaptıranın o olduğunu söyleyelim de siz anlayın gerisini.
Şehrisebz’de bizi karşılayan heykelinin arkasından bir ikiz kule başını uzatmakta. İkiz kule veya Timur’un doğup çocukluğunu geçirdiği şehre armağan ettiği muazzam Ak Saray’ından geriye kalan 30’ar metre yüksekliğindeki görkemli kalıntılar… Daracık merdivenlerden tırmanıp seyran ettikten sonra Timur’un bu akıl almaz büyüklükteki sarayının trajik hikâyesinin içine dalıyorum.
İhtişamdan geriye kalan
Timur 1336’da o zamanki adı Keş olan Şehrisebz’in Hoca Ilgar köyünde doğmuş. Maveraünnehir’deki hakimiyet mücadelesinin içine genç yaşta atılmış, 34 yaşında bölgeye hakim olmuş. Semerkand’ı devletine başkent yapmış ve Osmanlı’yı Ankara’da yendikten üç yıl sonra öldüğünde Çin hariç Asya’nın neredeyse tamamına sahip olmuştu. Kurduğu devlet Timurîler adıyla 150 yıl hüküm sürecek, evlatları arasından Uluğ Bey gibi alimler de, Sultan Mahmud gibi zalimler de çıkacaktır.
İşte Semerkand’ı başkent yaptıktan sonra Timur hemen güneyindeki Şehrisebz’e el atmış ve burayı Doğu’nun en güzel şehirlerinden biri haline getirmeye and içmişti. Türbeler, medreseler, camiler, derken sıra saraya gelmişti. Bu saray benzerlerinden iri olacak ve hem doğduğu şehri süsleyecek hem de devletinin kudret ve zenginliğini cümle âleme gösterecekti.
Bugün ayakta iki kulesi kalmışsa da Timur’un Ak Saray’ının kemeri İran’ın Kisra’sının yaptırdığı 37 metrelik efsanevi Tak’ından daha yüksek olacaktı. Öyle yüksek bir kemer ki, 50 metreye kulaç atacak, ihtişamıyla dosta da düşmana da dudak ısırtacaktı.
Yaptı da. Şanslı sayılırız, zira yıkılmadan önce sarayı gören iki ünlü tanığımız var. Biri İspanyolların Timur’a gönderdiği Clavijo adlı elçi, diğeri ise ünlü Babür Şah. İkisi de yaklaşık bir asır arayla gözleriyle görüp anlatmışlar bize bu göz alıcı sarayın kayıp salonlarını.
Şehr-i Sebz’de Lenin heykeli yerine yapılan Timur heykeli.
Clavijo 29 Ağustos 1404 günü ziyaret eder sarayı. 20 yıldan beri inşası devam etmekte olan bu sarayın halini şöyle anlatır:
“Pek muazzam bir yapı olan bu sarayın kapısı çok büyüktür. Kapıdan girer girmez iki tarafta mavi çinilerle süslenmiş kemerlerle karşılaşıyorsunuz. Kemerlerin her birinden kapısız bir odaya varılıyor. Zemin hep mavi çinilerle döşenmiş. Kemerlerin sonundaki bu odalar Timur’un huzuruna çıkacakların bekleme yeri. Bunun ötesinde dört tarafı muhteşem kemerlerle çevrilmiş büyük bir sahanlık bulunuyor. Burada zemin mermerle döşenmiş olup ortaya bir fıskiye kurulmuş.”
300 adım genişliğindeki bu sahanlığı geçtikten sonra yine büyük bir kapıdan asıl saraya girildiğini yazan Clavijo’nun kaleminden bundan sonra altın damlayacaktır:
“Bu muhteşem kapının yanları mavi ve altın renginde çinilerle süslenmiştir. Girişin üstünde güneş ve aslan resimleri görülür. Bunlara her kemerin üzerinde rastlanır. (…) Timur’un arması bir üçgen teşkil eden üç küçük dairedir. Bu arma dünyanın dörtte üçüne sahip olduğunu ifade eder.”
Daha sonra dört köşe bir salona geçer ki burası kabul salonudur. Duvarlar boydan boya mavi ve altın renginde çinilerle kaplı olup tavanı da tamamen yaldızlıdır. Şöyle sürdürür sözlerini:
“Anlatması çok uzun sürecek. Her şey akıllara durgunluk verecek bir güzellikteydi. O kadar ki, Paris’in hünerleriyle meşhur sanatkârları bile bu güzellik karşısında aciz kalırlardı.”
Daha sonra Timur’un ikametine mahsus daireleri temaşa ederler. Bunların hepsi de sen derece süslü ve muhteşemdir. Zemin ve duvarlar ile tavanlar birbirleriyle güzellikte yarışmaktadır. Hanım sultanlarıyla birlikte yemek yedikleri salon çok geniş ve son derece mükellef döşenmiştir. Ötesinde büyük bahçeye gölge veren meyve ağaçları boy verir. Bahçe o kadar geniştir ki, büyük bir cemaat burada rahatça toplanabilir ve suların kenarında, ağaçların gölgesinde yazın sıcağından kendilerini koruyabilirdi.
“Sarayın süs ve ihtişamı o derecedeydi ki, burada layıkıyla anlatmaya imkân bulamıyorum” diyen Clavijo, Sultan Timur’un bunları yaptırmaktan maksadının babasının hatırasını yükseltmek ve doğduğu şehri güzelleştirmek olduğunu yazar.
Babür Şah ise Clavijo’dan 94 yıl sonra gider Ak Saray’a ve şunları anlatır:
“Timur Bey Keş’te doğduğu için bu şehri payitaht yapmaya çok uğraştı. Büyük binalar yaptırdı. Divan kurmak için kendisine büyük bir tak (divanhane), sağ ve sol tarafına tavaçi (nevahi) beyleri ile divan beylerinin oturup divan yapmaları için biraz küçük iki tak yaptırmıştır. Bir de müracaat eden iş sahiplerinin oturması için bu divanhanenin her tarafına küçük daireler inşa ettirmiştir. Bu kadar büyük tak cihanda az bulunur ve bunun Kisra takından daha büyük olduğunu söylerler.”
Timur’un “hazinelerle tıka basa dolu toplam 18 saray” yaptırdığı bilinir ama içlerinde en büyüğü, tartışılmaz bir şekilde Ak Saray’dır. Diğerleri zaman içinde hak ile yeksan olurken Ak Saray yaralı da olsa ayakta kalmayı başarmıştır. Bu arada isminin de beyazlıkla bir ilgisi yoktu, Lisa Golombekand Donald Wilber’ın tahminine göre sarayın adının ak’ olması “aristokrasi”yi simgeliyordu.
Babasını bu şehirde kaybetmiş, onu şeyhi Emir Külal hazretlerinin yanı başına defnettirmişti. Oğullarından ikisi de burada ölmüş ve buraya gömülmüşlerdi. Timur burayı bir aile kabristanına çevirmek istemiş ve doğduğu şehre kendi türbesini yaptırmıştı. Yalnız türbe epeyce alçak ve basıktır. Clavijo’nun dediğine bakılırsa ölümünden bir yıl önce gelip türbenin girişini alçak yaptığı için mimarına köpürmüştür. Kime niyet kime kısmet derler: Kendi yaptırdığı türbeye değil, Semerkand’da yine saray gibi ihtişamlı türbesine gömülecektir Aksak Timur.
Lakin orada da Stalin kendisini rahat bırakmayacak ve kemiklerini o şehir senin bu şehir benim gezdirecektir ama bu dahi bir hikâye-i digerdir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017