Mustafa Karaalioğlu
ABD yönetimi ve bazı müttefikleri bugünlerde Suriye’de kimyasal silah kullanıldığının kesinleşmesi halinde Şam’ın vurulacağını söylüyor. Son derece iddialı ve sarsıcı bir tehdit!.. Kimyasal silah ispatlanırsa ve ABD (ya da Fransa ile birlikte ABD) Esad rejimini vurursa sadece Suriye’deki dengeler değişmekle kalmaz, iki kutuplu dünyanın zayıf kaynaklarla tutturulmuş teğelleri bile atabilir. Nitekim, Rusya böyle bir şey olursa en sert şekilde cevap vereceğini açıkladı bile...
Başa değil ortaya dönelim. ABD, Esad’ın kimyasal silah kullanımını kırmızı çizgi olarak ilan ettikten sonra bu ülkede birkaç kez bu nitelikte silahlar kullanıldı. 2012-13 döneminde birden fazla örneği bulunuyor. Esad’ın işi neredeyse bitmişti ve ABD’nin oyuna dahil olabilme ihtimali pahasına kimyasal silah kullanmaktan başka çaresi kalmamıştı. Zira, tahminlere göre o dönemde muhalif güçlerin Şam’ı ele geçirmesi için birkaç aylık zaman kalmıştı. İşin içinde ne Rusya vardı ne de bugün olduğu kadar İran…
***
Esad kimyasal silah kullandı ve ABD kılını kıpırdatmadı. Bu eylemsizliği yeşil ışık olarak yorumlayan Rusya, İran’la birlikte sahaya daldı. Türkiye’nin ABD ile paralel seyreden politikası o noktada çöktü ve işlemez hale geldi. Esasen, tarihin akışı değişti… Rusya Suriye’de bir numaralı aktör oldu, İran geniş bir alan buldu, Esad hayata döndü ve kuzey sınırımız boyunca şimdi ancak askeri müdahaleyle başedebildiğimiz PYD devletçiğinin temelleri atıldı. Siyasi faturanın yanında IŞİD felaketi ve Ege-Akdeniz sularında yaşanan trajediler, devasa göç dalgaları gibi ağır insani faturalar çıktı.
Güç kazanımları ve değişen dengeler sadece Suriye ile de sınırlı kalmadı. Rusya, Batı’nın Kırım işgali karşısındaki acınası haline rağmen hiç olmazsa bir süre başını eğerek kendini unutturma yolunu tercih edebilecekken altın tepside kendisine sunulan Suriye’yi de portföyüne ekleyip son derece havalı ve cüretkar bir süper güce dönüştü. O noktadan sonra ne ekonomik ambargo fayda etti, ne de düşen petrol fiyatları… Bugün de ne artık bu enstrümanlar Rusya’yı durdurmaya yetmeyecektir.
Özgüven şimdi Batı dünyasının kalbi Londra’da siyasi cinayetler işleme boyutuna varmış bulunuyor. ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde siyasal süreçleri ve hatta seçimleri etkilediği düşünülen girişimlere kadar zaten varmıştı. Ya da Batı ittifakının ve NATO’nun en önemli güçlerinden birisi olan Türkiye’yi bile bu bloktan koparma ihtimali tartışılacak kadar ileri gidilmiş bulunuyor.
Sadece konuşan ve siyasi hamle becerisini kaybeden ABD ile AB’nin dünyasında gelinen nokta bundan ibarettir. Esad yönetiminin ciddiye almadığı tehditleri Rusya mı ciddiye alacak, mümkün değil…
Rusya, “yapılanın yapanın yanına kâr kaldığı” bir dünyanın pratiğini gösterdi ve bu yolda ilerliyor. ABD ise hem Obama hem de Trump döneminde boş lafın şaheser örnekleriyle vakit öldürüyor. Zaten uzun süredir inisiyatifleriyle acı sahneler yaşattıkları dünyada şimdi müttefiklerine de kaybettiriyorlar. Mesela, Batı başkentlerinde onur kırıcı operasyonlar pervasızca yapılabiliyor.
***
Süper güçler arasındaki paylaşım Moskova lehine hızla gelişiyor. Sorunu çözmek yerine büyüten ABD ile müttefikleri arasındaki güven krizinin seyirlik bir sahne gösterisine dönüşmesi de an meselesidir. Nitekim, Ankara ile Washington arasındaki krizi de -elbette diğer değişkenlerle birlikte- bu güven problemi ve eylemsizlikten ayrı değerlendirmek mümkün değildir.
Türkiye’de “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” demeyi alışkanlık haline getirdik ya; kaçan fırsatlar ve geri dönüşsüz kazanımlardan sonra dünyada da durum bundan farklı görünmüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025