Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Başkalarına ilgisiz gelebilir, onlardan özür dileyerek kendimle ilgili bir ilgi üstüne yazmak istiyorum bugün, Kendimle diyorum ama konu yalnız ben değilim. Benim de bir parçası olduğum bir tarih. Tarih ama tarih deyince aklınıza, okullarda öğretilen soğuk şeyler gelmesin. Benim anlatacağım hikâye öyle değil.
Basit...
12 Mart 1971, gene omzu bol yıldızlıların muhtırası televizyonda ve radyolarda okunmakta. Yine “Atatürk ilke ve inkılâpları “ diye başlıyor. Tutuklamalar, işkenceler... Meşhur Ziverbey İşkence köşkü harıl harıl misafir ağırlamakta... Uzun bir aranalar ve teslim olması istenenler listesi okunuyor. İstanbul’da vapur iskelelerine, otobüs duraklarına arananların afişleri yapıştırılmış, görenler ihbar etsin diye.
Ama ne teslim olan var, nede ihbar eden. Generaller kızgın, illa da “vatan haini anarşistleri, komünistleri” yakalayacaklar. Sokağa çıkma yasağı ilân edip “Yıldırım Harekâtı” ile İstanbul’u sokak, sokak, mahalle, mahalle didik didik arıyorlar. Ama sonuç tam bir hezimet onlar için, koskoca ordu İstanbul’a çullanmış ama sonuç sıfır. Ne teslim olan var ne ihbar eden, ne de kendilerinin yakalayabildikleri anarşistler!
Düzene kafa tutanlar halkın içine gömülmüşler.
Solda düzene kafa tutanlar içinde bazıları için ise mesele, yakalanıp yakalanmamak, işkence falan değil içine kapanmış bir sol olmaktan kurtulup dünya soluyla, sosyalist dünya ya da yeni dünya ile buluşmaktı.
O yeni dünya nasıl bulunur, nerede bulunur hiç bilmiyoruz. İçimizden en güvendiğimiz arkadaşlardan birini Avrupa’ya, parasız pulsuz bir bakıma atıyoruz, git bul diye. Arkasından daha sonra bir başka arkadaşımızı da gönderiyoruz.
Sonunda buluyoruz da.
Geçtiğimiz cumartesi Kadıköy Evlendirme dairesinde bir genç çiftin nikâhındayım. Birbirine bu kadar mı yakışır bir çift. Şirin mi şirinler. Nikâh memurunun kimlik sorusuna damat yanıt verirken “Doğum yerim Belçika- Brüksel” diyor. İşte o an kopuyorum, bu yanıt otuz yıl öncesine, yukarıdaki tarihe götürüyor beni.
Gözlerim doluyor.
O an hakkında doğru dürüst hiçbir şey bilmediğimiz “Yeni dünya” yı bulmak için bizi yollara düşüren o çocuksu heyecanı duyuyorum yeniden. O tarifsiz heyecanımızın “Belçika-Brüksel” doğumlu yaptığı bu gencimizin, oğlumuzun otuz yıl sonra evliliğini görmek büyük bir mutluluk veriyor bana.
Yalnız bana değil, nikâh törenine katılanların çoğu da bu tarihin içinden çıkıp gelmiş ve benim gibi saçları ağarmış insanlardı ve hep birlikte tattık bu sevinci.
Düşündüm...
Bu evlilik töreni dışarıdan bakan biri için gençlerin güzelliği dışında sıradan görünür. Ama içinden baktığınızda ancak, tarihin yüklemini ve yükünü görebiliyorsunuz.
Tarihin yükünü omuzlarınızda duymadan da tarihe vicdanı taşıyamazsınız. Vicdanı olmayan bir tarih anlatımı ise çok bildik bir şey olur; Kahramanların ve hainlerin, kazanan ve kaybedenlerin tarihinden ibaret bir anıttarih tarih... Ama insanın tarihi olmaz.
“Yaşanmamışlıktan bir felsefe çıkmaz” der, sevdiğim düşünür Nermi Uygur. Çok katılırım bu söze.
Felsefesi olmayan bir tarih de bizim tarihimiz değildir zaten.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012