Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Yarattığı görülüyor da!..
BDP Meclis’e döner dönmez Türkiye çapında KCK operasyonları hız kazandı, 150’yi aşkın kişi gözaltına alındı, gözaltına alınanların çoğu BDP üyesi veya yöneticisi. Öyle anlaşılıyor ki birileri Kürt hareketinin siyaset sahnesinde rol almasından son derece rahatsızlar.
Kürt sorununun eşit haklılık temelinde çözümünü istemeyenler, çözümü Türk milliyetçiliğinin bayrağı altında görenler Kürt siyasi hareketinin bölgeye hapsolmasını, dışarıya taşmamasını çok isterler. Bölgeye hapsolan bir hareketin kamuoyu desteği azalır, zira farklı kamuoylarına seslenme zorunluluğunu duymaz, farklı görüş ve yaklaşımlarla yakın temas içinde olmayınca da siyasetin nabzını tutamaz, katılaşır, sertleşir.
Adı siyasi parti bile olsa siyaset yaptığını sanarak gerçekte siyaset dışı kalır. Bu dediğimi mantıksal bir çıkarsama olarak soğukkanlı düşünen herkes görebilir ve dile getirebilir ama bunları ben, mantıksal bir çıkarsama olarak değil, geçmişte içinde olduğum sol hareketin deneyinden çıkarak söylüyorum. Merkezden uzakta olduğunuzda yalnızca kendi sesinizin yankısını duyuyorsunuz ve yankılanan sesinizi herkesin sesi sanıyorsunuz. Kendi sesinizi dinlediğinizin farkında olmaksızın herkesin ya da çoklarınınsizin gibi düşündüğünü zannediyorsunuz. Maalesef sizin etrafınızdakiler de yalnızca “eko” yaparak sizi yanıltıyorlar.
Oysa bu ses tecrit olmanın sesidir.
Tecrit olma esas tehlikedir
Radikal demokratik talepleri dile getiren her siyasi hareketi bekleyen esas tehlike kamuoyundan tecrit edilme tehlikesidir. Tasfiye, tehcir, tenkil, asimilasyon kısaca her tür yok etme operasyonları ancak o hareket tecrit edildikten sonra ya da tecritle eş zamanlı olarak gerçekleşebilir.
Yine kendi deneyimimden aktaracağım. 1987’de Türkiye’ye döndüğümüzde kamuoyunu kazanmak için sırat köprüsünden geçmemiz gerekmişti. Yasal bir komünist partisi kurmak isteğimizi, artık illegal çalışmaya son verdiğimizi söylüyorduk ama 12 Eylül rejimi arkadaşlarımızı “yasa dışı partiye üye olma” gerekçesiyle tutuklamayı sürdürüyor, hatta işkenceler yapıyordu. Ama rejim açmaza düşmüştü, kamuoyu önünde bizi suçlu gösterecek hiçbir argümana sahip değillerdi. Bize “bunlar terörist” demekten başka seçenekleri kalmamıştı. Bunu der demez hem Türkiye hem Batı kamuoyunu yitirdiler. Hakkımızda açılan davada ağır cezalara çarptırılmamızı isteyen zamanın astığı astık, kestiği kestik savcısı bile iddianamesinde terör değil fikir suçu işlediğimizi söylemek zorunda kalmıştı.
Böylece daha hakkımızda açılan davanın ilk celsesinde kamuoyunu önemli ölçüde kazanmıştık.
Madalyonun bir de öte yüzü var. Türkiye’ye dönüşümüze, yasallığa soldan da karşı çıkılıyor, dönüş teslimiyet olarak niteleniyordu, çift taraflı saldırı altındaydık. Rejimin yoğun tutuklama operasyonları bu çevreleri haklı kılıyordu. Ya yasallık hedefimizde direnecek, kamuoyunu kazanacak ya da giriştiğimiz mücadeleyi kaybedecektik. Biz kazandık. Tutuklamalar, işkenceler sürerken bile hükümet çevreleriyle temaslar kurmaktan geri durmadık, bize en uzak bakanları dahi kazanmaya gayret ettik.
Yeni bir dil ve sabır kazanmamızı sağlamıştı.
BDP’nin Meclis’e döndüğü günlerde karşılama töreni yapılıyormuşçasına Diyarbakır, Adıyaman, Mardin, Siirt, Urfa, Ankara ve İstanbul’da sabahın erken saatlerinde eş zamanlı başlatılan operasyonlar bana bu geçmişi hatırlattı. Bu tutuklamalar BDP’nin Meclis’e dönmesini isteyen bizleri yanlışlamak, dönmemesini isteyenleri doğrulamak için yapılıyor sanki...
Nitekim PKK çevrelerinde, ANF’de “Kürtler sistemden çekilmeli mi” sorusu ortaya atıldı. Bu sorunun gerekçesi olarak son tutuklamalar, hazırlanmakta olan kara harekâtı ve gelecek yeni tutuklama ve operasyonlar sayılıyor. Devletin giriştiği bu operasyonların amacının PKK’yi, Kürt hareketini izoleetmek olduğu söyleniyor ve Öcalan’ın İmralı’daki tecridi bu amacın açık bir göstergesidir deniyor.
Tecridin çaresi kendini tecrit mi?
ANF’deki yazı çare olarak neyi önermekte? Parlamentodan, belediyelerden çekilmeyi, BDP’yi kapatmayı, bütün dernek, kurum ve kuruluşların kapısına kilit vurmayı, pasif direniş eylemlerinden vazgeçmeyi, bütün tv ve gazeteleri boykot etmeyi çare görüyor.
“Yasal olanı değil meşru olanı, legal olanı değil illegal olanı, ovayı değil dağı, barışçı yöntemleri değil meşru savunmayı gündeme almalıdır” denmekte.
Böyle bir yolunu seçilmesi tam da Kürt siyasi hareketini “izole” etmek isteyenlerin beklentisi değil midir?
Fakat öte yandan görülmeli ki, kamuoyunu kazanmak için BDP Meclis’e dönerek şimdi çok önemli bir avantaj yakalamıştır. Bu operasyonlar ters tepebilir. Böylece bu dönüş daha ilk adımda fark yaratmış ve adım atma sorumluluğu hükümete geçmiştir.
Hükümet Abdullah Öcalan üstündeki tecridi kaldırarak işe başlayabilir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012