Nabi YAĞCI
8 MART’I KUTLARKEN ONDAN ÖĞRENMEK...
9.03.2022
1027
Kadın Hareketi bir yandan anılmayı yani bu uğurda geçmişten günümüze verilen çok zorlu ama o ölçüde de onurlu olan o mücadeleleri hatırlamayı gerektirir, başka deyişle çiçeklerle, güzellemelerle ya da sloganlarla yılda bir defa kutlanacak bir gün değil 8 Mart; Öte yandan elbette yalnızca geçmişi hatırlayıp anmak değil aynı zamanda kutlamak da gerekiyor, zira bugün bizde ve dünyanın hemen her yerinde pek çok kadın şiddet görüyor, eşitsizliklerle, türlü mağduriyetlerle karşılaşıyor ama bu çıplak gerçeklere karşın yine de Kadın Hareketi dünya ölçeğinde kendini varedebilmiş, erkek dünyası karşısında bir Kadın Dünyası yaratabilmiş, etkili bir küresel özgürlük hareketi niteliği kazanmış ve dünyayı değiştirmeye soyunmuş ve böylece kendisinin kutlanmasını fazlasıyla hak etmiştir, o nedenle çiçekli, şenlikli bir bayram olarak kutlanmalıdır elbette. Ne yazık ki, bizde öyle olamıyor, bu 8 Mart’ta da, engellemeler vardı, barikatlar kuruldu, yer yer biber gazı, coplar konuştu yine, ama yine de engellenemediler.
Bütün bunlar bir yana şu soru üstüne düşünmeyi tam da bugün çok önemsiyorum:
Kadınlar bu başarıyı nasıl yakaladılar?
Bu konuda esas olarak kadınlar konuşmalıdır, onların başarılarını onlara öğretmek gibi bir haddini bilmezlik içine düşmekten sakınırım. Bu konuda başkaca referanslar da verilebilir ama ben İstanbul Bilgi Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Birimi tarafından düzenlenen 2007 konferanslar dizisi içinde yer almış olan Prof. Dr. Fatmagül Berktay’ın “ Kadınların İnsan Haklarının Gelişimi ve Türkiye” başlıklı makalesini öneriyorum. Eğer ulaşırsanız bu makalede özellikle “ Yeni bir kavram “Kadınların İnsan Hakları” bölümüne bakmanız yararlı olur. Bu makale hayli uzun o nedenle aktaramıyorum, dilerseniz internet üzerinden ulaşabilirsiniz.
Biliyoruz ki, Kadın Hareketi, Feminist hareket tek parça, monolitik bir hareket değil, içinde ideolojik, siyasi, din, dil, etnik, renk, örgüt farklılıklarına karşın, bütün bu farklılıkları bölünüp parçalanma nedeni değil bir zenginlik nedeni haline getirmeyi başarmış bir hareket. Bunu görüp söylemek için derin analizler gerekmiyor şüphesiz. Ama yukarıda sözünü ettiğim makaleden kalkarak şunun altını çizmek istiyorum: Kadınların, halâ mağdur olsalar bile mazlum olmaktan çıkıp hak talep eder duruma gelmelerinde yani muktedir bir güç olma pozisyonu kazanmalarında, yalnız hukuk alanında değil siyasal, kültürel, sanatsal, özel ve kamusal her alanda kadın sorununu “EVRENSEL İNSAN HAKLARI SORUNU” olarak ortaya koymaları belirleyici olmuştur. Diğer yandan insan hakları ilkesi “ÜST BELİRLEYİCİBİR İLKE” olarak kadın hareketini, içindeki tüm farklılıklara karşın çoğulcu, dayanışmacı bir özgürlük hareketi olarak ortaya çıkmasını, Feminist hareket olarak kendine özgü bir kişilik kazanmasını sağlamıştır. “Kadın, ne erkeğin ne de toplumun güzellik nesnesi değil, kölesi hiç değil eşit haklı bir insandır” gerçeğinin, aslında bu çok doğal, yalın gerçeğin pek çok aşamadan geçen zorlu mücadelelerle ilke düzeyine yükseltilerek kabul ettirilmesi demekti bu.
Kadın Hareketinin, Feminist hareketin başarılarının nedenlerini görmek, yalnızca bu hareketi daha iyi anlamak için değil, son derece güncel ve hayati başka bir nedenle önemlidir. Daha önce Suriye ve başka yerlerde de gördüğümüz ama bugünlerde Putin’li Rusya’nın Ukrayna’yı her tür insan haklarını çiğneyerek işgal etmesiyle artık iyice su yüzüne çıkmış olan; diğer yandan gerisinde “Batı ittifakı” perdesiyle gizlenmiş silah tekellerinin yer aldığı küresel çapta savaşın ve ırkçılığın “yeni” dalgasına karşı durabilmek için; bir başka açıdan ise, ikinci dünya savaşından iyi bildiğimiz “vatan savunması” şovenizmiyle toplumların şaşırtılıp silahlandırılmasına, militarize edilmesine karşı koyabilmek için, tüm bunlar için küresel çapta bileşik bir barış hareketinin yaratılabilmesi hedefiyle kadın hareketinden çıkaracağımız dersler önemlidir kanımca.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.09.2022
10.06.2022
9.03.2022
12.09.2021
6.04.2021
17.03.2021
12.02.2021
8.02.2021
6.02.2021
3.05.2020