Nuray MERT
Savaş naraları, “ezdik, bitirdik” çığlıkları insanlığın ölüm ilanlarıdır, başka bir şey değil. Sevgili Rakel’in, sevgilisini katleden genç katili değil, “bir bebekten bir katilyaratan karanlığı” lanetlemesi büyük bir insanlık çığlığı idi, o nedenle bu çığlık hâlâ kulaklarımızda. O çığlık öfkenin bayağılığına karşı, insanlığın asaletini kalbimize nakşetti. O nedenledir ki, Rakel’in titrek ve fakat haşmetli sesini ne zaman hatırlasak gözlerimiz yaşarıyor.
Ülkemizin bir yanında savaş yaşanırken, keşke en azından yüksek sesle feryat edebilseydik. O feryat, savaş naralarını, gaddar çığlıkları bastırabilseydi. Unutmayalım, barış umudunun tek teminatı insanlığın galabe gelmesidir, uluslararası çözüm süreci uzmanları ile röportajlar, kuru siyasi analizler şu noktada, artık derde derman değil. “Ülkeyi kurtarmak” adına insanlığımızdan vazgeçeceğimize, insanlığımızdan vazgeçmemekte ısrar etseydik, ülke zaten kurtulurdu belalardan.
Peki ruhlarımız?
Sahi, nedir bu başımıza gelenler? Tüm bunlar, Kürt şehirlerini hendek açarak teslim almaya, özyönetim kurmaya karar veren örgütün eseri mi? “Öfkeleri kontroldençıktığı söylenen birtakım gençler” mi tüm bu olanların sorumlusu? “Bu çıkar yol değil, kıymayın kendinize de, başkalarına da” dedik, diyoruz. Hepsi bu mu? “Haklı olan biziz, akıllı, mantıklı, meşru olan biziz, suçlu olan onlar” öyle mi? Hepsi bu mu? Yok mu başka sorumlu? Sıkıyorsa, başka sorumlular arayın, başka sorular sorun veya “haklı haksız bir yana, ruhumuz daha fazlasını kaldırmıyor” diye sadece olanlara isyan edin, biliyoruz ki hemen suçlular sınıfına yazacaklar. O nedenle mi bunca sessizlik? Peki, ruhlarımız ne olacak? Bir savaşa seyirci mi kalacağız, PKK eleştirileri ile durumu geçiştirmek mümkün mü? Devlete, mevcut iktidara, savaş naraları atanlara söyleyecek hiçbir sözümüz yok mu? Ya PKK, ya devlet mi? İnsanız, başımıza geleceklerden korkarız; fazladan tuzumuz kuru, ıslanmasını istemeyiz; devlet güçlü biz zayıfız. Ama hepsi bu mu, olabilir mi?
Ölü gibi yaşamak
“Yeteeer, operasyon değil, müzakere; savaş değil, barış istiyoruz” diye haykıramadıktan, “gereği ne ise yapın, madem o kadar kudretlisiniz, bu işin ölmek/öldürmek dışında bir çıkış yolunu bulun!” diye bağıramadıktan sonra, kendimizi hâlâ insan yerine koyup yaşamaya devam etmek mümkün mü? Doğrusu benim için değil! Ben de korkuyorum, başıma bela almak istemiyorum, ama en büyük korkum insanlığımı yitirmek, en büyük endişem korkulara esir olup ölü gibi yaşamaya razı olmak! Artık eşik burası. Ya insanlığımızdan vazgeçirecekler, ölü gibi yaşamaya razı edecekler ya da barış için ses vermekten çekinmeyeceğiz, açık konuşmayı göze alacağız. Tarihte kolay seçimler ile yola devam etmenin mümkün olmadığı zamanlar vardır, işte öylesi bir zamanda, öyle bir yerdeyiz, gerçek bu ve gerçeklerden ilelebet kaçamayız. Tam da Kürtlere borcumuz ile kendimize saygımızın kesiştiği yerdeyiz.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Zohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer?
8.11.2025 - Hizbullah ve Hamas silahsızlanmalı
7.11.2025 - Kürt siyasi temsili sorunu
19.10.2025 - Cumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler”
4.10.2025 - Veda ediyorum
15.04.2025 - CHP, Aleviler, İran ve büyük kışkırtma
10.03.2025 - Hani ortak paydanız Müslümanlıktı?
23.02.2025 - Trump dünyayı alt üst mü etti? – 1 | Gazze çıkışı kıyamet alameti mi?
16.02.2025 - CHP ve Kürtler
11.11.2024 - Özgür Özel’in yeni muhalefet siyaseti
14.06.2024
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Coen Orhan
Samim oca içer be ya sodayı....şişmiştir be ya......
Recep Güler
Meyveli sodayla rakı nede güzel gider be ya..adi afiyet olsun cümleten..!