Oya BAYDAR
Gençliğimde bir tiyatro oyunu vardı. Hatırladığım kadarıyla, Bir gece bir adam yolda giderken'di adı. Rahmetli Altan Arbulak'ın başrolde olduğu oyunda adamcağızın başına gelmedik kalmazdı. Hele yanlışlıkla aşk iksiri içtiği, sonra dört bir yana "Biri beni öpsün, biri beni öpsün" diye feryat figan koştuğu bir sahne vardı ki, hatırladıkça bugün bile gülerim.
Neden durup dururken hatırladım ki bu oyunu! İnsan yaşlanınca geçmişe dönüyor, belki de ondandır. Bir de, aşk iksiri değil zehir içtiğimizden, milletçe "Biri bizi kurtarsın, biri bizi kurtarsın" diye feryat edip duruyoruz, belki de bundandır.
Geceler kötü. Gecelerimiz korku filmlerindeki tekinsiz gecelere, şafaklar cadı masallarındaki kanlı şafaklara benziyor. Neye uyanacağız, neyle karşılaşacağız, kendimizi nerede bulacağız, bilmiyoruz. Sadece bencileyin "olağan şüpheli hainler" değil, korku filminin yapımcıları, yönetmenleri, senaristleri, aktörleri ve figüranları hariç 83 milyon aynı belirsizlik, aynı kaygılar, aynı şaşkınlık içinde.
Neden? Çünkü...
Çünkü ülkece, milletçe -sadece bugünümüz değil yarınlarımız da- tek bir adamın keyfine, çıkarına, kararına, buyruğuna bağlı. O'nu ne anayasa, ne yasalar, ne hukuk, ne millet iradesi, ne de sağduyuya çağrı bağlıyor. Bir gece yarısı bir kağıt üzerine karaladığı, altına da imzasını attığı satırlar ertesi sabah kanun oluyor.
Devletin en kahhar, en şoven milliyetçi, en faşizan kesimlerinden aldığı tam destekle, yerli ve millî İslamo-faşizmin inşasına hız veren, her şeye yetkili ama sorumsuz "şahsım", şu günlerde kendi sınırlarını bile zorlayan bir ruh haline kapılmış durumda. Neyi amaçladığı, ne yönde gittiği belliyse de, ne zaman ne yapacağı, bir gece ansızın paşa gönlünün ne isteyeceği belli değil. Kaygı ve korku da asıl bu yüzden. Ya, Allah göstermesin, beden veya ruh sağlığı bozulursa, ki bu kadar büyük yük altındaki her zaman beklenebilecek insanî bir durum; ya böylesine bir kriz döneminde depresyona girerse; ya bir öfke veya zaaf bunalımı sırasında, bugün yaşadıklarımızdan da bin beter tasarruflara, kararlara, kanunlara imza atarsa!..
Olmaz olmaz demeyin
Bir geceyarısı bir imza ile Merkez Bankası Başkanı değişiyor. Ülke ekonomisi ağır bir türbülansa giriyor, uçak yere çakıldı çakılacak. Bir geceyarısı İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılıyor, kadınlar ayakta, uygar dünya vahvahta. Bir şafak vakti ülkenin en önemli insan hakları savunucusu ayağında terlikleri üstünde pijamasıyla sabah namazı için abdest alırken Meclis binasından yaka paça çıkarılıp karakola götürülüyor. Yargıya bir tâlimatla, bir fısıldamayla milyonlarca oy almış bir partinin kapatılması, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması gündeme geliyor ve gereği yapılıyor. Fırsat bu fırsat, an bu an: "Daha, daha, soyun, soyun," diye bağırıyor çığırtkanlar. "Meclis isterse hilafeti getirebilir," manşetleri atılıyor. Getirirse hiç şaşmayın, olmaz, yapamazlar, demeyin. Geceyarısı atılacak bir imzayla o da olur.
Bu gidişatı kim, kimler engelleyecek? Cumhur İttifakı'nın sadece ortağı, destekçisi değil suça azmettiricisi, vurucu çete gücü, kalkanı olan Bahçeligiller mi? Onun AKP içindeki uzantıları mı? Cahil cühela, kişiliksiz, kimliksiz danışmanlar ordusu mu? Hiçbir işe bakma yetkisi olmayan, noter kâtibi sözde bakanlar mı? Aile yakınları mı?
Herkes biliyor ki: hiçbiri.
Elma dersem çık, armut dersem saklan ey muhalefet
Bu çöküş ve cinnet ortamında oynanan saklambaç oyununda muhalefeti arıyoruz. "Elma, elma" diye avazımız çıktığınca bağırıyoruz. Muhalefet yok, oyunu terk etmiş. Daha doğrusu oyun parkının dışında, sokak aralarında oynuyor.
Gergerlioğlu'nun mahkûmiyet kararının okunacağını benim bile bildiğim o gün, CHP milletvekilleri ya Güneydoğu'da esnaf ziyaretinde ya da Boğaziçili öğrencilerin davasının görüldüğü Çağlayan'da boy gösteriyorlardı, ya da bir yerlerde arazî olmuşlardı.
Ey; Meclis'in saygınlığı, halkın iradesi, demokrasi, insan hakları lâflarını bol keseden kullanan CHP'li vekiller! O gün Meclis'te Gergerlioğlu'nun etrafında etten duvar örmemişseniz, gece HDP grup odasında onunla birlikte sabahlamamışsanız, Başkanınız HDP'ye telefonla geçmiş olsun demekle yetinmişse (ki buna bile buldumcuk olduk) bu sözleri bir daha nasıl ağzınıza alırsınız! Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması gündeme geldiğinde, "Anayasaya aykırı olduğunu biliyoruz ama evet oyu kullanacağız" demiş, sonrasında hiçbir özeleştiri yapmaya gerek duymamış olanlardan bunu beklemek abes ama yine de çaresizliğimizden bekliyoruz işte.
Gelelim İYİP'e… Ne çok yönlü simge özelliği taşıyan Gergerlioğlu olayında, ne HDP'nin kapatılması konusunda Meral Hanım ağzını açmıyor ama yerine konuşturduğu başkan yardımcıları, maşallah, Bahçeli'den geri kalmıyorlar. Demokrasiyi savunmayı onlardan mı bekleyeceğiz! Ağızlarının içine bakıp "d" dediklerinde "Ay galiba demokrasi demek istediler" saflığıyla sevinenlerimiz de yok değil yani.
Ya Saadet Partisi? İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasına zil takıp oynayan Saadet Partisi neyin muhalefeti Allahınızı severseniz? Olsa olsa Erdoğan'ın şahsının muhalefeti; Şahsım'ın Asiltürk'giller nezdindeki çabalarına bakılırsa, belki de gelecekteki ittifak ortağı…
Adı duyulan, duyulmayan, irili ufaklı diğer muhalefet partileri de, ya DEVA ve Gelecek gibi tweet atıp demeç vermekle meşguller ya da İnce'ninki, Sarıgül'ünkü gibi arazi olmuş üç maymunu oynuyorlar. Zaten onlar muhalefet değil iktidarın Truva atları.
Desen: Selçuk Demirel
Peki havlu atmalı, umutsuz mu olmalıyız?
Aksine… Kendimi çok kötü hissetmekle birlikte ne zamandır ilk defa umutluyum. Birincisi, cami duvarına bu kadar işeyenleri çarpacak ilahî bir güç vardır mutlaka. O güç iktidarı olduğu kadar muhalefeti de uyarabilir, zorlayabilir, yola getirebilir. Savcılar, çeteciler hemen kulaklarını dikmesinler! Hak-hukuk-adalet diyen milyonların seslerini, istemlerini, itirazlarını birleştirmesinden doğacak gücü kastediyorum.
İstanbul Sözleşmesi için, kadınların, çocukların hakları için ayaklanan kadınlar; ülkenin dört bir yanında çevre katliamına, su-orman, tarla talanına isyan edenler; aş-iş- ekmek peşindeki milyonlar, hakları için direnen işçiler, emekçiler, köylüler, tarım üreticileri; bizleri kurtarmak için hayatları pahasına çalışan sağlıkçılar, insan hakları savunucuları, kendi hakları ve bütün insanların hakları için mücadele eden milyonlar…
Gerçek muhalefet bu, ve bu muhalefet tabanda AKP'nin, CHP'nin, Saadet'in, İYİP'in, HDP'nin, bütün partilerin içinde. Bu muhalefet sağda, solda, Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Rum, Ermeni, diğer azınlık, Sünnî, Alevî, Müslüman, Hıristiyan, inanan, inanmayan bütün kesimlerde.
Bu kafada giden, ne kadar elma elma diye bağırırsak bağıralım olması gereken yerde ortaya çıkamayan muhalefet partileri, pamuk ipliğiyle bağlı seçim ittifaklarından medet umarak oy peşinde koşmakla yetindikleri sürece ne kitlelerin güvenini ne de seçmenin oyunu kazanabilirler. Ama herkes için hak-hukuk-adalet- demokrasi diyerek tabanlara seslenip demokrasi cephesi olarak alanlara çıktıklarında, kendilerini de ülkeyi de çöküşten ve bu cinnet havasından kurtarabilecek güce erişirler.
Hiç yakınmayın. O gece sizler uyuyorsanız; hangi kesimden, hangi siyasetten, görüşten, inançtan, kimlikten olursa olsun mağdurun yanında durmuyor, onu korumuyorsanız, bir adam bir gece kafası bozulunca her şeyi yapar. Ve sizler de, bizler de yapılanları hak etmiş oluruz.
Çözüm var, umut var. İş ki artık sorunun seçim falan olmadığını, İslamo-faşizmi engellemek olduğunu, bunun ise ancak bütün demokrasi güçleri ve milyonlarla birlikte başarılabileceğini görelim, anlayalım.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024