Selami GÜREL
Mussolini’nin Ekim 1922’de İtalya’da iktidar olması, Faşizmi ilk kez tarih sahnesine çıkarmıştır. Faşizm üzerine ilk değerlendirmeler Komintern’in, Mussolini’nin iktidara gelmesinden birkaç ay sonra başlayan, 4 kongresinde 1923’te gündeme gelmiştir. Yani, Lenin’in ölümünden sonraki döneme tekabül eder. O dönemin Sovyet ve İtalyan Sosyalistleri Radek ve Bordiga, faşizm olgusu çok yeni olmasına rağmen, faşizmin küçük burjuva kitle tabanına ve kitleselliğine dikkat çekerler
Radek: “Faşistler kimlerdir ve nasıl oluşmuşlardır? Savaşta sosyal bir rol oynayan eczacılar, öğretmenler ve veterinerler gibi küçük burjuva tabakalar, savaştan milliyetçi olarak döndüler. İtalya’nın başarısına rağmen –bu sınıflar için- ulusal olarak istenenlerin tümü elde edilememiştir. Sosyalist parti kitlelere önderlik edecek durumda olmadığından, bu durum faşizmin gücünü yaratmıştır.” diyor.
Bordiga’da; “1919 -1920’lerde burjuvazi tamamen çöken tamamen çökmesinin ardından orta sınıf ve küçük burjuvazi işçi sınıfından kopmuş, Sosyalist Partinin kendilerine önderlik edemeyeceğine inanmış, faşizme yönelmiştir.” der.
Bugün bakıldığında, bu teorik tespitlerin -faşizm olgusunun çok yeni olması nedeniyle- hızlı bir şekilde altı doldurulabilseydi, faşizme karşı –belki- mücadele cephesi hızlı bir şekilde oluşturulabilirdi.
Fakat başka türlü gelişti…
1923’te Komintern Yürütme Komitesinin toplantısında Clara Zetkin: “(…) Tarihi nesnel olarak değerlendirdiğimizde, faşizm Rusya’da başlatılmış devrimi devam ettiremediği için proletaryanın çekmek zorunda kaldığı bir cezadır. Ve faşizmin taşıyıcısı küçük bir kast değil, aksine geniş sosyal tabakalar, proletaryanın içinde de uzantıları olan büyük kitlelerdir. Faşizmle başa çıkmak istiyorsak, bu temel farklılıkları açık seçik görebilmeliyiz”
Clara Zetkin önemli bir “ayrıntıya” özel vurgu yapmasına rağmen sonraki gelişmeler onun bu tespitlerinin geri planda kalmasına, hatta “unutulmasına” neden oldu.
Ekim 1923’teki devrimci durumun Almanya’da yenilmesi ve Almanya Komünist Partisinin (KPD) yasaklanması –bu dönemde iktidarda, Almanya Halk Partisi, Merkez Demokratik Parti ve Sosyal Demokrat Partiden oluşan üçlü büyük koalisyon vardı- Komintern’de “faşizmi gericilikle özdeş görenlerin” etkinliğini artırdı.
Zinovyev 22 Aralık 1923’te: “Burjuvazinin Almanya’da yükselen proleter devrime karşı zaferi, burjuva diktatörlüğünün stabilize edilmesi, faşistlerle seeckt ve Ebert’in aynı olduğunu, farklı görevleri olduğunu gösteriyor. Seeckt, Ebert ve Noske faşizmin değişik varyantlarıdır” diyordu.
Yazıyı çok uzatmamak, sizleri alıntılara boğmamak için sonraki sürece daha kısa değineceğim: Bundan sonraki süreçte hem KPD hem de Komintern SPD’yi (Almanya Sosyal Demokrat Partisi) “Sosyal Faşist” olarak tanımlarlar. Hiçbir platformda bir araya gelmezler. Hatta Nazilerden daha tehlikeli kabul ederler.
ALMANYA’NIN İKİ BELİRLEYİCİ İŞÇİ PARTİSİ, faşizme karşı bir mücadele cephesi kuramazlar. Oysa güçleri bunu engelleyebilecek durumdadır.
Aşağıdaki seçim tablosunun (1928-1932) yaşandığı yıllarda TROÇKİ İSTANBUL / BÜYÜKADA’DA YAŞAMAKTADIR. “FAŞİZME KARŞI MÜCADELE” KİTABINI BÜYÜKADA’DA YAZAR. “FAŞİZME KARŞI MÜCADELEDE” HALEN BİR BAŞUCU KİTABIDIR…
İki işçi partisinin KPD ve SPD Nazilere karşı bir araya gelemeyişleri, 4 yıl içinde Nazilere büyük bir güç kazandırır. 1928’de %2,6 oy alırken, 1932’de %37.4’e ulaşır.
Aşağıda 1928 – 1932 arası seçim sonuçları…
Partiler 1928% 1930% 1932%
Naziler 2,6 18,3 37,4
KPD 10,6 13,11 14,6
SPD (Sosyal Dem. Parti) 29,8 24,5 21,6
Merkez Partisi 12,1 11,8 12,5
Bavyera Halk Partisi 3,1 3,0 3,2
Alman Ulusal Halk Partisi 14,2 7.0 5,9
Alman Halk Partisi 8,7 4,5 1,2
Alman Dem. Parti 4,9 3,8 1.0
Ekonomi Partisi 4,5 3,9 0,4
1933 seçimlerinde KPD ve SPD toplam %30,6 oy alırken, Naziler %43,9, Merkez Partisi %11, Alman Ulusal Halk Partisi %8 oy almışlardır. Artık Naziler iktidardadır.
On yıl önce İtalya’da tarih sahnesine çıkan faşizm, on yıl sonra Almanya’da da iktidardır.
Sonrası İkinci Savaş, 50 milyon ölü, korkunç bir soykırım...
Yüz yıl sonra da, 2023 yılında, kapitalist gaddarlığın en yıkıcı biçimi olarak, insanlığın, tüm doğanın baş düşmanı olmaya devam ediyor.
Avrupa kıtasına burada kısa bir ara verip kendi coğrafyamıza dönelim.
Ama niyetim, kuruluşu aynı yıllara tekabül eden, TC tarihi anlatmak değil. Doğrudan 2013 yıllarına atlayıp, barış süreci ve HDP’nin güçlü bir şekilde tarih sahnesine çıkışı, 2015 seçimleri, AKP’nin ilk yenilgisi ve sonrasını yazmak.
HDP elbette Kürt Sorununun demokratik çözümü için kendisinden önce kurulan ve tamamı kapatılan partilerin bir devamı olarak ortaya çıktı. İki yıl silahların susması, yüz yıllık Kürt Sorununun barışçıl çözülme ihtimali, toplumda büyük bir karşılık buldu. Buna Selahattin Demirtaş’ın karizmatik önderliği de eklenince, HDP Cumhuriyet Tarihinde ilk kez, radikal demokrat, sosyalist bir parti olarak, üstelik parlamentonun 3. Büyük partisi olarak karşımıza çıktı. AKP’yi azınlığa düşürdü.
TC’nin kuruluş harcında, hatta kuruluş öncesinde İTTİHAT TERAKKİ çimentosu kullanılmıştır.
110 yıl önce, yani TC kurulmadan daha on yıl önce bu günlerde (23 Ocak 1913) İTTİHAT TERAKKİ önderleri (Enver Paşa, Talat Paşa, Yakup Cemil, Kamil Paşa, Nazım Paşa) Babı Ali darbesiyle iktidarı devirmişler, 2 yıl sonra Ermeni Soykırımını, 6 yıl sonra Pontus Soykırımını örgütlemişler, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da hem örgütsel, hem de ideolojik olarak devlet yapısındaki etkilerini yüz yıllık Cumhuriyet Tarihi boyunca sürdürmüşlerdir.
Bizim coğrafyamızda 1950 yılına kadar tek parti iktidarı hüküm sürmüştür.
İkinci savaşta Nazilerin yenilmesiyle oluşan demokratik ortam bu coğrafyayı da etkilemiş, çok partili sisteme ancak o zaman geçilmiştir. Ama yeni kurulan parti de –Celal Bayar gibi- eski ittihatçılardan oluşmaktadır. “Varlık Vergisi”, “Aşkale Sürgünleri”, “6-7 Eylül 1955 talan ve katliamı”, “bir bavul, 20 dolar sürgünleri” aynı İttihatçı zihniyetin devam ettirdikleri uygulamalardır.
Eğer yüz yıllardır yaşadıkları kendi topraklarında yaşamaya devam edebilseler, şimdi birkaç on milyonla ifade edilebilecek, Ermeniler, Pontuslular, Süryaniler, Keldaniler artık yüzlerle, belki binlerle sayılır oldular.
Geriye, nüfus olarak bitiremedikleri Kürtler kaldı. Oldukça ağır bedeller ödeme pahasına, kimliklerinden, eşit vatandaşlık taleplerinden vazgeçmediler.
2015 Haziran seçimlerinde gerek Selahattin Demirtaş’ın barışçıl kıvrak dili, gerekse toplumun barış özlemi, önemli bir başarı ivmesi yakaladı.
Ama devletin harcındaki ittihatçı zihniyet, demokratik ve barışçıl bir dönüşüme izin vermedi. Devletin “GENETİK KODLARI”sürece yeniden hakim oldu.
-Ana-yasal haklarını kullanarak seçilmiş HDP eş başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları, parti üyeleri, gazeteciler, yazarlar, aydınlar, kitle örgütleri yöneticileri tam bir “POLİTİK SOYKIRIMA” maruz kaldılar.
Tam yüz yıl önce Kautsky önderliğindeki SPD savaş bütçesine oy verip, Rosa Luxemburg, Karl Liebnecht ve yoldaşlarını namlunun ağzına sürdüyse “bizimkiler de” sürdüler…
HDP inanılmaz bir dirayet, olağanüstü bir politik olgunluk örneği gösterdi. CHP’nin içinde yaşanan politik dengelerin önemini, kendi yaşayacakları 5-10 yıl cezanın önünde tuttu…
AKP’ye İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da vb. kaybettirdi.
Buradan devam edeceğim, ama yeniden kısaca 2015 seçimlerine dönmek istiyorum.
O seçimlerde, ufacık kasabamda, kendini HDP’li olarak İLAN EDEN tek kişiydim. En az 10 CHP’li arkadaşım beni arayarak eşi ve kendisinin oylarını HDP’ye vereceğini söylemişti. Tam rakamı unuttum, ama sanırım 80-90 arası oy almıştık.
Bunları neden yazdım? Hem CHP, hem de HDP kitlesi birbirine oldukça yakın. Ulusalcılar ne kadar uğraştılarsa da bu yakınlaşmayı engellemeyi başaramadılar.
Yaşam tarzlarımız ortak. Savaş karşıtı ve barıştan yanayız. Çevre dostuyuz. Kadınların politik ve sosyal yaşamda tam eşit, hatta egemen olmasından yanayız. Çocuklar özellikle ciddi derdimiz.
Yüz yıl önce Almanya Komünistlerinin –Sosyal Demokratları faşizmin bir kanadı olarak görmek, onlarla her türlü ittifakı reddetmek gibi- düştüğü hatalara HDP düşmedi. Mevcut iktidara kaybettirmeyi esas aldı. İstanbul, Ankara, Adana vb. iller AKP’den geri alındı. Kürtlerin yoğun yaşadığı tüm belediyeler kayyum atamalarıyla gasp edildi.
Tüm bunları göğüslemek HDP için elbette hiç kolay değildi, halen de kolay değil. Ama bu doğru tutumları politik ve örgütsel olarak ayakta kalmalarını sağladı. Kendi dışındaki, sol ve sosyalist parti ve gruplara güven verdiler. Hiçbir sol sekterliğe düşmediler. Bence önümüzdeki seçim günleri bu süreci olumlu etkilemeye devam edecektir.
Devrimci sosyalistler, demokratlar tam yüz yıl sonra her türden gericilik ve faşizme bizim coğrafyamızda da gereken cevabı verecektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.03.2025
9.02.2025
7.02.2025
3.01.2025
19.01.2024
8.01.2024
14.06.2023
26.05.2023
7.05.2023
14.04.2023