Seyfettin Gürsel
AKP kurmayları uzunca bir süredir milletvekili seçim sistemini nasıl değiştirsek de bir taşla birden fazla kuşu vursak diye kafa yoruyorlardı. Kısa süre önce basında çıkan haberlere göre değişiklik paketini nihayet tamamlamışılar. Sızan bilgilere göre sistem değişikliği ile ulaşılmak istenen başlıca üç amaç/hedef olduğunu görüyorum. AKP'li bir kurmayın diliyle kendimi ifade edersem:
- Oylarımızda bir erime olduğu görülüyor. Ama hâlâ uzak ara birinci partiyiz. Öyleyse sistemi öyle değiştirelim ki geçen seçime kıyasla daha az oy alsak bile milletvekili sayımız azalmasın hatta artsın
- HDP'nin akıbeti henüz belli değil. Eğer seçime katılırsa sistemde öyle değişiklik yapalım ki milletvekili sayısı azalsın
- Bu hedeflere ulaşmaya çalışırken seçim sistemine getireceğimiz yeni kurallarla müttefikimiz MHP'nin ayağına da basmaktan olabildiğince kaçınalım
"Böyle düşündüklerini, hedeflerinin bunlar olduğunu nereden çıkartıyorsun" diye elbette sorabilirsiniz. Dayanağım AKP'nin basına yansıyan değişiklik önerileri. Tüme varım yöntemiyle hedeflerinin bunlar olduğunu düşünüyorum. Önce değişiklik önerilerini görelim ardından her birinin ne anlama geldiğini neyi amaçladığını tartışalım ve bu yazının esas konusu olan soruyu soralım: Bu hedefleri MHP'nin ayağına bağırtacak kadar basmadan gerçekleştirmek mümkün müdür?
Basına yansıdığı kadarıyla öneriler başlıca iki noktada toplanıyor:
- Seçim çevreleri en fazla 7 milletvekili çıkaracak şekilde yeniden yapılandırılacak.
- Seçim barajı yüzde 10'dan yüzde 7'ye indirilecek.
Mevcut seçim sistemimizin inceliklerine aşina olmayan okurlarımız doğal olarak hedefler ile bu iki yeni kuralı bağdaştırmakta zorlanabilirler. Sırayla açıklamaya çalışayım.
Seçim çevrelerini daraltmak
Halen 87 seçim çevresi mevcut. İstanbul ve Ankara'nın 3, İzmir ve Bursa'nın iki seçim çevresi var. Kalan 77 ilin de her biri tek seçim çevresi oluşturuyor. Milletvekili sayısı 1-7 arasında değişen 60 il mevcut ve toplamda 226 milletvekili çıkarıyor. Bu seçim çevrelerinde bir değişiklik olmayacak.
17 ilin milletvekili sayısı 8 ila 15 arasında değişiyor. Bu illerden Konya (15 milletvekili) üç, diğerleri 4-7 milletvekiline sahip ikişer iki seçim çevresine bölünecek. Bu illerin toplam milletvekili sayısı 192.
İki ya da üç seçim çevresine sahip 4 büyük il, Bursa (20), İzmir (28) Ankara (36), İstanbul (97) ise 6-7 milletvekiline sahip seçim çevrelerine bölünecekler.
Partilerin aldıkları oy miktarına göre kazandıkları milletvekili sayısı bizim seçim sisteminde d'Hondt adı verilen bir kurala göre belirleniyor. Teknik ayrıntılarla sizi yormak istemiyorum. Bu kuralın özelliği, birinci gelen partiye aldığı oy oranına kıyasla daha fazla milletvekili kazandırmasıdır.
Örneğin 3 milletvekiline sahip bir seçim çevresinde birinci gelen parti ikinci gelen partinin üç katı oy alırsa birinci gelen parti 3 milletvekilini de alır. Rize'de olan budur. Bir de 7 milletvekiline sahip bir seçim çevresine bakalım. Birinci partinin yüzde 48, ikincinin yüzde 23, üçüncünün yüzde 11 oy, bir dördüncü partinin de yüzde 9 oy aldığını varsayalım. Bizim sistemde 7 sandalye 4, 2 ve 1 şeklinde paylaşılır. Dördüncü parti havasını alır. Yani birinci gelen parti yüzde 48 oy ile milletvekili sayısının yüzde 57'sini almış olur.
Oysa nispeten adil bir dağıtım kuralı uygulanmış olsaydı sandalye dağılımı 3, 2, 1 ve 1 şeklinde olacaktı. Böyle bir kuralın 1960'lı yıllarda uygulanmış olduğunu da bu vesileyle hatırlatmış olayım.
Bu iki örneği bizim sistemde seçim çevrelerini ne kadar daraltırsanız birinci partiye o ölçüde hak ettiğinden daha fazla milletvekili kazandırdığını anlatmak için verdim; tabi ikinci partiye esaslı bir fark atıyor ise. "Öyle ise AKP neden milletvekili sayısı sınırını 7 yerine neden 3-4 yapmıyor?" diye sorabilirsiniz.
Aslında 2016'da o meşum darbe teşebbüsü olmasaydı böyle yapacaktı. Ortalıkta daha İYİP falan yoktu. HDP için ise daraltılmış bölge yüzde 10 barajını aştığı takdirde büyük bir sorun değildi çünkü Doğu ve Güneydoğu'nun seçim çevrelerinin çoğunda birinci partiydi. Hedef MHP'yi eritip AKP'yi yüzde 39-40 oyla bile Mecliste çoğunluk yapmaktı.
Sonrasında ne olduğunu biliyorsunuz. MHP vazgeçil(e)mez müttefik oldu. Karşılığında da bırakın seçim çevrelerini daraltmayı sistem oy birleştirmesi kuralı ile tamamen öbür uca savruldu. İttifak yapan partiler için artık yüzde 10 barajı bile geçerli değildi. MHP 2018 seçimlerinde bu sayede yüzde 11,1 oyla 49 milletvekili çıkardı. AKP ise 2018'de yüzde 42,5 oyla 295 milletvekili kazanmış ama Mecliste çoğunluğu elde edememişti. Günümüzde benim bildiğim tüm anketler AKP'nin oy oranını yüzde 40'ın altında veriyor ama hala uzak ara birinci parti; seçim çevrelerini neden daraltmak istediği apaçık ortada.
Öyle ise can alıcı soru şu: Seçim çevrelerinin daraltılmasını MHP kabul eder mi? Bu sorunun yanıtını verebilmek için MHP'nin ne kadar zarara uğrayacağını kestirmek gerekir.
Daraltılmaya konu olmayacak il seçim çevrelerinde MHP 2018'de 12 milletvekili çıkarmıştı. Gelecek seçimde ülke genelinde 2-3 puan oy yitirse bile bu illerde yine bu kadar milletvekili çıkarabileceğini tahmin ediyorum.
Halen tek seçim çevresi olan 17 ilde MHP'nin milletvekili sayısı 17. Hiç oy kaybetmese bile seçim çevrelerinin daraltılması sonucu bu illerde 6 milletvekili kaybetmesi çok muhtemel görünüyor.*
Birden fazla seçim çevresine sahip ancak daraltılma ile birlikte 6-7 milletvekilli çok sayıda seçim çevresine bölünecek dört büyük ilde ise MHP 2018'de 17 sandalye kazanmıştı. İstanbul'da 8, Ankara'da 5, İzmir'de ve Bursa'da 2. Daraltılmış seçim çevreleri ile bu kez İstanbul, İzmir ve Anakara 1'de oyları oldukça düşük olduğundan hiç milletvekili çıkaramayabilir. Bursa'da ise AKP'nin oy oranı göreli olarak oldukça yüksek olduğu için yine hiç milletvekili çıkaramayabilir. Sonuçta dört büyük ilde MHP'nin, hiç oy yitirmese bile 11-13 milletvekili kaybedebileceği görülüyor.
Toparlarsak, daraltılmış seçim çevrelerinin MHP'ye 17-19 milletvekiline mâl olacağını kestirebiliriz. MHP bu koşullarda yine grup kurmaya fazlasıyla yeterli olacak sayıda milletvekili çıkarabilir ama aralarında İstanbul ve İzmir'in de bulunduğu en az 8 ilde hiç milletvekili olmamasını kabul eder mi?
Bu soruya MHP'nin vereceği yanıtı tahmin etmek kolay değil. Ödeyeceği bedel az değil ama bir de ödüle bakmak gerekir. Ödül, buna aslında beklenti demek daha doğru olur, AKP'nin seçim çevrelerinin daraltılması sonucu çıkartacağı fazladan milletvekilleri sayesinde Cumhur ittifakının Mecliste çoğunluğu koruması olacaktır. Ayrıca MHP bazı siyasal ödünler de elde edebilir. MHP'nin seçim çevrelerinin daraltılmasına nasıl bir tepki vereceğini doğrusu merakla bekliyorum.
Bu bedel-ödül hesabı AKP'nin seçim çevresi üst sınırını neden 7 milletvekilinden çizdiğini de sanırım açıklıyor. Sınır daha düşük tutulsaydı MHP için kırmızı çizgi muhtemelen aşılmış olacaktı. Daha yüksek bir sınır ise Cumhur ittifakının düşük oyla çoğunluk hedefini zora sokacaktı.
Seçim barajı neden yüzde 7'ye indiriliyor?
AKP'nin barajı indirmeyi ne amaçla gündeme getirdiği biraz gizemli. Gizemli çünkü oy birleştirmesi kuralı yerinde durduğu, MHP de AKP ile ittifak yaptığı sürece MHP'nin baraj sorunu yok. Dahası bu yeni çıta HDP'nin barajı geçmesini de garanti altına alıyor. Öyleyse bu hamlenin amacı nedir?
Aklıma gelen yegâne açıklama, bu hamle ile HDP'ye verilen stratejik oyların önünün kesilmek istenmesi. Benim tahminim 2018 seçimlerinde HDP'nin aldığı yüzde 11,7 oyun en az 1,5-2 puanı Batı illerinde verilen stratejik oylardı. HDP üzerindeki baraj tehdidi kalktığında bu seçmenlerin esas tercihlerine yönelmeleri muhtemeldir. Ayrıca öyle sanıyorum ki AKP Doğu ve Güneydoğu'da da HDP'ye bir miktar stratejik oy verildiği kanaatinde. Bu bölgede HDP barajı geçsin diye verilen oyların büyük ölçüde kendisine yöneleceğini bekliyor olmalı.
Bu beklentiler barajın yüzde 7'ye indirilmesi ile tutarlı duruyor. HDP 2018'de Batı ve Doğu Akdeniz illerinden 12'si İstanbul olmak üzere 21 milletvekili çıkarmıştı. Bir yandan seçim çevrelerinin daraltılması diğer yandan stratejik oyların yön değiştirmesi HDP'ye, özellikle İstanbul'da hatırı sayılır miktarda milletvekiline mal olabilir. Hatay, Ankara ve Kocaeli milletvekillerini de muhtemelen kaybedecektir.
AKP'nin seçim barajını yüzde 7'ye çekerken bu hesapların peşinde olması bence tali bir sorun. Öte yandan dünyada eşi benzeri olmayan 12 Eylül mirası seçim barajının az da olsa aşağıya çekilmesi hiç yoktan iyidir diye de düşünmüyor değilim.
Ama son tahlilde unutmayalım ki seçim sistemi mühendisliği bir yere kadar derde deva olur. Son seçimde Cumhur İttifakı'nın oy oranı yüzde 53'ü aşmış Millet İttifakı ise yüzde 33'te kalmıştı. Gelecek seçimde bu fark büyük ölçüde kapandığı takdirde evdeki hesap çarşıya uymayacaktır.
*Bu iller Antalya, Kocaeli, Manisa, K.Maraş, Samsun, Şanlıurfa
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları





































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
13.01.2025
6.01.2025
19.02.2024
18.02.2022
12.08.2021
14.07.2021
17.06.2021
1.06.2021
12.05.2021