Şeyhmus DİKEN
Arada bir yaptığımı tekrarladım önceki gün. Evin önündeki duraktan bindim seyrüsefer halindeki minibüse. Uzattım birbuçuk lirayı sürücüye. Orta sırada boş bulduğum koltuğa oturuverdim.
Araç biraz yürümüştü ki, yanındaki biriyle konuşmak isteğinde olan benim gibi bir yolcu düzgün Türkçesiyle Diyarbakır, çok güzel bir şehir deyiverdi.
Dönüp baktım yüzüne, konuşmakla konuşmamak arasında gidip geldim ve sordum nerelisin! İstanbulluyum, dedi. Benzemiyorsun, daha çok Çorumlulara, ya da Orta Anadolululara benziyorsun, dedim. Güldü, yok abi İstanbulluyum, dedi. Hayırdır, ne iş, yolun ne için düştü Diyarbakır’a diye sorunca! Adı hayli bilinen kargo şirketlerinden birinde şoförmüş. Ayda 1250 liraya çalışıyormuş. 140 lirada yol harcırahı veriyorlarmış. Bir de asgari ücret üzerinden sigortası yapılıyormuş. Yükünü indirdiğinde de o gece araçta yatıp ertesi gün tekrar yola koyuluyormuş. Halinden memnun bir adamdı.
Yekten konuya girdi. Abi, dedi. Ya hu siz niye iktidar partilerine oy vermiyorsunuz. Bakın verseniz oyunuzu, ne güzel yatırım gelir, memleket kalkınır, rahat edersiniz, dedi. Dilim döndüğünce anlattım. Hemşehrim dedim bak biz halimizden memnunuz. Seçtiklerimizden de öyle. Bizim belediye başkanlarımız da, vekillerimiz de, çalıp çırpmazlar. Çalmadıkları için de para akıllıca kullanılır ve işe yarar, yerine adresine ulaşır. Sonra bak kardaş, her şey para pul değil, insanın namusu, haysiyeti, dili, kimliği var. Bunlar olmayınca para neye yarar ki!
Bak sen ne güzel Türkçe konuşuyorsun. Biri sana dese ki yasak bu dili artık konuşmayacaksın. Lal u ekbem olacaksın. Konuşursan yandın, dese ne yaparsın. He abi dedi vallahi şu arkamda oturanlar epeydi Kürtçe konuşuyorlardı sanırsam, hiçbir şey anlamadım. Arada bir başe, başe diyorlardı sahi o dedikleri nedir ki! İyi, iyi demektir dedim başe. Çok sevindi bir kelime öğrenmişti ve başe deyip durdu bu kez.
O arada arkamızda oturan ikili sohbeti koyulaştırmış, bütün minibüsün duyacağı kadar da ses tonlarını yükseltmişlerdi. Kürtçe konuşuyorlardı ve bizim garip tabii ki anlamıyordu. İster Ermeni, ister Ezidi, İsterse Alevi olsun seçtik biz temsilcilerimizi, kime ne diyorlardı. Hem bak Tansu Çiller de kadın değil miydi? Başımıza onu Başbakan yaptılar, hiçbir Allahın kulu o kadındır deyip karşı çıktı mı? Eh o halde biz bir kadını hem de yanında bir erkekle belediye başkanı yapınca niye birileri kadın olduğu için karşı çıkıyor ki! Bu da bizim tercihimiz, seçtik işte diyorlardı.
Kürtçe dönüp dedim ki biraz da gülerek biraz ses tonunuzu düşürün dedim. Hayır kim ne düşünüyorsa düşünsün, kimseden korkumuz yok, konuşacağız diyorlardı. Anlaşılan seçimin heyecanını henüz üzerlerinden atamamışlardı. Baktım bizim gariban bakıyor. Dönüp kendisine tercüme ettim konuşulanları. Hoşuna gitti. Abi bugün akşam döneceğim. Keyfini çıkaracağım Diyarbakır’ın deyip ineceği yere çok kalıp kalmadığını sordu. Şoföre rica ettim, yabancıdır yardım et dedim. O arada arkamızdakilerden biri Kürtçe ben de orada ineceğim sen merak etme yardımcı olurum deyiverdi.
Bir anda bütün minibüs birbiriyle ahbap oluvermişti.
İneceğim yere gelince Kürtçe konuşanlara xatirê we, İstanbulluya da iyi günler dileyip indim araçtan.
Sonra bir süre düşündüm.
Ya hu! Bu ülkenin farklı dillerde konuşan fukara ve onurlu halkı anlatınca anlıyor meseleyi. Peki, bu tepemizdeki muktedirlerin derdi ne bizimle. Niye bu işi bu kadar yokuşa sürüyorlar ki! Bıktık artık bu ilkellerin cahil, sıkıcı, tepeden buyurgan ve ben bilirimci dillerinden. Yeter artık, insan olun ve insanlıktan nasibinizi alıp zulmetmeyin dillere de, kimliklere de kültürlere de ve dahi insanlığa da…
Başe, fam kirin?
http://bianet.org/biamag/toplum/154705-dile-geldigi-kadariyla
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.01.2025
16.04.2024
1.01.2024
21.04.2020
27.10.2019
10.06.2018
16.09.2017
21.05.2017
15.02.2017
5.02.2017