Şeyhmus DİKEN
İktidar yanlısı bir gazete dün sürmanşet kullanmış hem de çifte fotoğraflı. Fotoğraflardan biri dönemin DEP’li vekili Orhan Doğan’ın sivil polislerce derdest edilip parlamentodan götürülüşüne ait ve foto altı cümle şu; “Eski Türkiye böyle idi.” İkinci kare ise Yalçın Akdoğan ile Sırrı Süreyya Önder’in tokalaşma fotoğrafı ve “İşte Yeni Türkiye, Kürtçe propaganda bile serbest”.
Bu iki fotoğraflı kıyaslamayı sabah sabah görüp okuyunca aklıma bizim Zaza Kürdünün anekdotu geldi. Malum bizim Zazalar aklıllı insanlar. Bu sebeple batı liginde çokça tüketilen kuru soğan vazgeçilmezleri. İki Zaza konuşuyormuş. Biri diğerine sormuş; “Çok ama çok paran olsa ne yaparsın?” Diğeri hiç tereddüt etmeden basmış cevabı; “Doyuncaya kadar soğanın cücüğünü yerim.” Cevabı veren sormuş bu kez soru sahibine; “Peki senin çok paran olsa ne yaparsın?” Öbürü biraz düşünmüş ve demiş ki; “Ne diyeyim, bana bir şey bırakmadın ki!”
Bizim kerameti kendinden menkul hem devlet hem de iktidar olan AKP muktedirliği de aynen bu kavilden! Soğanın cücüğü misali! Bize bir şey bırakmadılar ki! Her bir şeyin kendilerinin hükmüyle Kürde bahşedildiğini düşünüyorlar ve dahi dillendiriyorlar…
Kürt siyasetinin legal siyaset sahnesine çıktığı 1990’lı yılların başından bu yana aralarında vekillerin de bulunduğu onbinlerce kayıp, ölüm, mahpus, sürgünlük pahasına iktidarın kabul etmek zorunda kaldığı “kırıntı” hakları bağış, iane ya da ulüfe sanıyor bu akıl fukaraları herhalde. Defalarca Kürt siyaseti anlattı ve dahi yazdı(k). Ya hu, iki gözüm bunları sen istedin diye değil, biz direndik diye aldık. Yoksa ne sen ne senin geleneğin, hele hele demokratlığın zerresiyle tanışmamış geleneğin asla vermezdi bunları. Sen kime anlatıyorsun bu zırvaları!
Jean Jacques Rousseau 1700’lü yıllarda yaşamış ve düşünceleri Fransız İhtilaline rehberlik etmiş bir ünlü şahsiyet. “Toplum Sözleşmesi” Rousseau’nun önemli başvuru kaynaklarından biri. Tekçi ve dayatmacı yönetim modellerine karşı muhalif bir yapı taşıyan “Toplum Sözleşmesi”ni yasal ve meşru düzene, hukuk sistemine “hâkim” kılmaya çalışan bir vicdanlı tavır alış Rousseau’nunki! “İnsanlar tarafından onaylanmamış her yasa hükümsüzdür, geçersizdir. Aslında, Yasa dahi değildir” demiş Rousseau…
Türkiye egemen siyasetine baktığımızda düzen-sistem partilerinin adeta tahtarevalli gibi kendi aralarındaki düzeni bozacak “düzensizliklere-oyunbozanlıklara” asla tahammülleri yok. Bu sebeple “siyasal baraj” limanı, onların en büyük sığınakları / korunakları olmuş, olacak. Siyasete yeni bir “düzen” getirecek, baraj dedikleri oyunu alaşağı edecek siyasal çıkışları istemiyor hazmedemiyorlar.
Bu sebeple kurulduğundan beri ve şimdilik bir “proje” olarak dillendirilen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Türkiye siyasetinde proje olmaktan kurtulup “kalıcı” parti olacaksa 7 Haziran seçimleri bir dönemeç, kavşak noktası.
Türkiye, ilk evvel bundan tam 25 yıl önce 7 Haziran 1990 tarihinde kısa adı HEP olan Halkın Emek Partisi’nin kurularak siyaset sahnesine çıkması ile şimdi Kürt siyasal hareketinin legal örgütlenmeleri olan “açık alan siyaseti” ile tanıştı. Yirmibeş yıllık zaman dilimi içinde Türkiye’deki siyasal iktdarların görünür ya da görünmez militer güçlerinin en sert müdahalelerine mazhar kaldılar. JİTEM’den tutun, itirafçılara; koruculardan tutun devletin üniformalı, üniformasız tetikçilerine varıncaya kadar…
Halkın Emek Partisinden bu yana geçen çeyrek asırlık zaman diliminde bir reklam filminde dillendirildiği gibi “AÇ-KAPA” mantığı ile adeta alfabenin bilinen bütün harfleri kullanılırcasına en az on parti kurup, kapayıp yenisini açtı Kürtler.
Öncekilerin Kürdistanî “dar alan” siyaseti yerine, son kurulan HDP “geniş alan”da “Türkiyelileşmek” sloganı etrafında bir “Yeni Yaşam” modeli sunuyor seçmenlere, halklara ve bireylere. Siyasetin fosilleşen kabuğunu ilelebet kırmaya yeltenen bir yeni yaşam perspektifi. Tıpkı Jean Jacques Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi gibi bir Yeni Yaşam Manifestosu.
Belki alışılagelen, geleneksel ve liderler üzerinden yürüyen seçimin sokak ve meydan siyaseti bu yeni yaşam felsefesini yeterince paylaşmaya cevaz vermiyor. Ama Yeni Türkiye buna alışacak.
7 Haziran 2015 günü aynı zamanda 25 yıl önce çok zor yıllarda aynı tarihte yine bir 7 Haziran günü 1990’da kurulan bir Kürt Partisi olan Halkın Emek Partisi-HEP’in adının çeyrek asır sonra rüşt ispatıdır. Her bir bireyin kafasında sandık başına giderken, tercih hakkını kullanacakken “ama”ları olması doğal. Ama bütün “ama”ların seçim sonrasındaki gelecek vizyonu açısından tartışılmasının anlam(l)ı olması düşüncesiyle bir kez daha Halkların Demokratik Partisi diyorum…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
26.01.2025
16.04.2024
1.01.2024
21.04.2020
27.10.2019
10.06.2018
16.09.2017
21.05.2017
15.02.2017