Tuncay TOP
Çok acayip bir ülkede yaşıyoruz.
Bu ülkenin Başbakan’ı dindar, kendisi, ailesi, kurduğu siyasi partinin yöneticileri çoklukla dindar. Fakat, nasıl oluyorsa, arkasındaki yüzde 50’lik seçmen desteği ve mecliste yer alan diğer siyasi partilerin açık desteğine rağmen, dindar Başbakanımız başörtüsü sorununu çözmüyor, çözemiyor.
Seçmen kitlesinin en önemli talebini başörtüsü meselesinin oluşturduğu AK Parti hükümeti, sorunu çözmek yönünde makul adımlar atmak bir yana, ısrarla bu sorunu ötelemek, ertelemek niyetiyle hareket ediyor.
AK Parti, 9 yıllık iktidarı boyunca Kürt sorunundan başörtüsüne, Romanlardan Alevilere kadar bir çok konuda sorunları dillendirmiş, tartıştırmış fakat çözüm üretmek için gerekli ciddiyette hiçbir adım atmamış bir parti.
Kuşkusuz bu durum iktidarını kalıcılaştırmak ve her seçimde birinci çıkabilmek için ‘pragmatik’ davrandığı gerçekliğine ve Parti’nin her taktik hamlesini konjonktürün kendisine sağladığı verili imkânları rasyonel kullanma becerisiyle işleyebilmesine bir işarettir ama, ülkenin en acil ve can yakan sorunlarını çözümsüz bırakarak 2023’lerde de iktidarda kalmayı hayal etmesi en hafif ifadeyle safdillik olacaktır.
Başbakan Erdoğan, TBMM'de, kadın vekillerin pantolon giyebilmelerine olanak sağlayan düzenleme görüşülürken BDP'lilerin verdiği türban önergesine sert çıkarak,’’ Bir grup çıkıyor, pat bir tane önerge sunuyor. Benim başörtülü kardeşlerimi niye istismar ediyorsun? Dini Zerdüştlük olanın böyle bir derdi olur mu?’’ diyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse, çok da ayıp ediyor.
Bir kere Başbakan Zerdüştlüğü bilmiyor. Bilse, sayıları tüm dünyada 200 Bini bulmayan, Türkiye’de ise yok denecek kadar az olan Zerdüştîlerden bu kadar korkmasına gerek olmayacağını da bilirdi.
İkincisi, varsayalım kendisini Zerdüştî sayan birileri yaşıyor bu ülkede, bunlar başörtüsü meselesinin sürekli ötelenmesinden rahatsız olup, bu sorunun derhâl çözülmesi yönünde talepler iletemezler mi?
Üçüncüsü, başörtüsü sorununun sürekli istismar edilmesini önleyerek, başı örtülü kadınların da kamusal hayata dahil olmalarının önünü açmaya çalışmak için illaki Müslüman’mı olmak gerekir? Pakâlâ bir Zerdüştî, bir Alevî, bir Musevi ya da bir Ateist de bu sorunun çözülmesini isteyebilir.
Başbakan’ın sıkıntısı belliki çok başka. O, sorunun kendi tekelinde olduğunu düşünerek bu alana başkalarının burnunu sokmasını istemiyor. Bir kere sağlam bir istismar alanı yakalamış ve bunun kendisine sunduğu iktidarda kalma şansına halel gelmesi olasılığına karşı adeta çıldırıyor.
Fakat BDP milletvekillerinin, hele de her sözüyle ezberleri alt-üst eden Sırrı Süreya Önder’in yaptığı da hiç olmamış yani(!). Bir kadın vekilin özel durumu üzerinden kadınların mecliste pantolon giyme serbestisi konuşulurken, önergeyi başörtüsü de serbest olsun diye geniş tutmakta neyin nesiydi. AK Parti’ye son dakika golü atarak bu sorun karşısında onları samimiyet testine tutmak hiç hoş olmamış yani. AK Partililer kendileriyle artık sittin sene konuşmayabilirler, buna değer miydi diye oturup düşünmeliler BDP’liler(!).
Şakası bir yana, Başbakan’ı bu kadar sığ kalmış bir ülkenin, geleceğine dair ciddi endişeler taşımamak mümkün değil artık.
GELELİM ZERDÜŞTLÜK’E…
İranî-Kürdî dinleri içerisinde, tek tanrı inanışına yer vermesi bakımından, en dikkat çekicisi Zerdüştiliktir. Bu din, adını kurucusundan alır. Bu dine, dayandığı tek tanrı Ahura Mazdah 'a nispeten “Mazdeizm” de denir.
Zerdüşt (M.Ö 1200) her ne kadar peygamber olarak değerlendirilse de duruşu filozofa daha yakındır. Kuzeybatı İran –Kürt devletinin(Medya) taşıdığı neolitik kültür, Zerdüşt felsefesinin şekillenmesinde önemli bir role sahiptir.
Zerdüşt’le birlikte, dönemin temel arya tanrıçaları olan İndra, Mitra ve Varuna’dan “Ahura Mazda” adında bir tanrıya geçiş yapılmıştır. Bu anlamda İran, Medya ve Anadolu tek tanrıcılığına doğru bir aşama anlamına gelen Zerdüşt çıkışında en belirleyici etmen, köleci uygarlığa karşı dinamiklerinin bölgede yoğun yaşanan neolitik kültür etkilerinden kaynaklanıyor olmasıdır.
Bu kültür şekillenmesi Zerdüşt’ün tarım ekonomisine aşk derecesine bağlı olması, emeği, üretimi, helal kazancı esas alması, yeşile kutsallık atfetmesi, hayvanları korumayı esas almasına yansımıştır.
Neolitik kültürün Zerdüşt felsefesine yansıyan en derin etkileri kadına yaklaşımında kendisini göstermiştir. Köleci sistemde Marduk’la birlikte giderek toplumsal statüsündeki düşüşü derinleşen kadına, Zerdüşt tarafından üstün değer biçilmiştir.
Zerdüşt, sistem tutuculuğunun ideolojik kimlikten kaynaklı olduğu düşüncesini yansıtmış, bir yandan tanrıların cezalandıran sıfatlarıyla giderek yok ettikleri insan cesetlerini, özgüvenini açığa çıkarmış, kul anlayışını reddetmiştir. Gölgesine bile sahip çıkmayan insanla, kendini en güçlü tanrı konumuna getiren insan ayrımına dayalı köleci sistemin parçalanmasında belirleyici rol oynamıştır. Köleciliğin en zor biçimini uygulayan Babil ve Asur imparatorluklarının sonunu getiren Med-Pers İmparatorluğu’nun asıl gücünü Zerdüşt felsefesinden alması önemlidir. Yine Perslerin çözülmesinin ardından Sasanilerin yükselişinde ve Roma karşısında güçlenmelerinde, Zerdüşt geleneğinin oluşturduğu ideolojik moral zemin temel belirleyici olmuştur.
Roma merkezlerine kadar etkisini gösteren Zerdüşt, antikçağ köleci toplumdan klasik kölecilik çağının (MÖ 500-MS 500) başlamasında belirleyici güç kaynaklarından biri olmuştur. Tarih boyunca tek tanrılı dinlerin, özellikle İsa’nın çıkışında rol oynaması nedeniyle etkilerini korumuştur. Yine Zerdüşt’ün zıtların birliği ve karşıtlığına dayanan düşünce sisteminin tarihe en büyük katkısı felsefî düşüncenin gelişimine kaynaklık etmekle olmuştur. Zerdüşt felsefesinin etkileri Sokrates ile yoğunlaşmış, O’nun ‘doğru düşünme, doğru söz, doğru eylem’ ilkesi, ‘doğru düşün, mükemmel yap, güzel ol’ ilkesine dönüşerek Sokrates ahlâkının özünü oluşturmuştur.
Son olarak, birilerinin Başbakan’a, İslamiyet’ten öncede dinlerin ve farklı inançların var olduğunu hatırlatmasında büyük bir fayda görüyorum. Türkler de Kürtler de ve diğer toplumlar da sonradan Müslüman oldular. Türkler, evvelinde nasıl pagan ve Şaman inancı mensubu idilerse, Kürtler de bir dönem Zerdüşti idiler.
Bunda da küçümsenecek bir şey yok Sayın Başbakan! demeli birileri…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bakkal-çakkal siyaseti
11.12.2014 - O asansör yine düşecek...
12.09.2014 - Akçakoca seçimlerinde rakamların gösterdiği
2.04.2014 - Uçkur ve duvar
15.11.2013 - AK Parti’nin yeni ilçe yönetimine dair izlenimler !...
29.07.2013 - IŞIĞIN DOĞDUĞU YERE YOLCULUK –BÖLÜM 2-
19.07.2012 - IŞIĞIN DOĞDUĞU YERE YOLCULUK…
8.07.2012 - İSTİSMAR
7.06.2012 - KAR
7.02.2012 - KCK MUAMMASI
19.01.2012
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
nzr
yazınn ilk paragrafndn sonra okumayı bıraktm çünkü başta yazr kaynağını söylemediği bir konyu sanki doğrymş gibi kesn bir dille yazıor. 92 de şırnakta yaşayn biri olarak bütn o olaylar boyunca şırnakta güvenlik güçlernn dışnda kimsenn olmadğnı söyleyeblrm. ne bir işgal ne de bir çatışma vardı ama o zamanın devlet elitleri şırnak üzerinden bütün bölgeye ders vermek istediler ve günlerce şehri bombalayıp her evi taradılar 100 den fazla kişi öldü ve hepsi devlet eliyle. yazar en başta bunu çarptyr
muharrem
kadir gürsel in o yazısını bir solukta okudum sonra tekrar ikince kere okudum.beyaz türklerin bakış açısından yanlış olan bir şey yok. hala askeri vesayet ve burokratik oligarşi kafasından çıkamadı diye chp ye serzeniş var.esasen artık beyaz türkler in özellikle kanaat önderlerinin fikirleri değişmeye başladığına göre sn ahmet altan ın seneler önceki önerileri üzerinde kafa yormak lazım.
Ad Soyad Giriniz...
Yorumunuzu Giriniz...
mehmet acar
be adam zannedersin akp çözüme hazır
muharrem
akp tandanslı yazarları ve diğer yazarları aynı zamanda beyaz türkleri ve ergenekoncuların dünya görüşlerini takip eden biz tarafsız lar için çok doğru olduğuna inandığım bir yazı.çok ilginç derin tespitler var.gelecekte Türkiye yi ilginç günler bekliyor.inşallah milletimiz bu işlerden fazla zarar görmez.ortadoğu hiçbirzaman istikrar adası değildi ama son senelerde hükümette ne yapacağı nasıl davranacağı konusunda çok aklı karışık.herşeyi sadece güvenlik politikaları ile çözerim zannediyor.
mkavas
Özel misyonu olanlar nasilda kendini ele veriyorlar. Gündem yaratamamaktan, yeni balikcilar bulamamaktan cok üzgünler. Giderek düsen düzeyleri, misyonlarinin inandiriciligina zarar veriyor ve verecek. Bununda farkina varacak kadar zekiler "baris güversinleri"!
Ad Soyad Giriniz...
Bu kadar ise yaramaz bir yaziya ayirdigim zaman icin kendimden nefret ediyorum...