Ümit Akçay
Siyasetin ana aksı uzun süredir sol ve sağ kutuplar arasındaki mücadele tarafından belirlenmiyor. Ana akım siyaset, iki sağ pozisyon arasındaki mücadelenin bir alanı haline geldi: İlerici neoliberaller ve otoriter popülistler. 2024 ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın zaferi, Amerikan siyasetinin derinlemesine değişen dinamiklerini ve otoriter popülistlerin galibiyetini gösteriyor.
Demokrat Parti’nin kaybetmesinin ardında yatan temel sebepler, işçi sınıfından uzaklaşma, hayat pahalılığı krizine çözüm bulunamaması, Harris’in adaylığı konusunda partideki tartışmalar ve Harris’in kampanyasındaki yalpalamalardan oluşuyordu. Trump’ın zaferi ise, otoriter popülist hareketin, özellikle orta ve düşük gelirli seçmenler arasında yükseldiğini gösterdi.
İLERİCİ NEOLİBERALLERİN YÜKSELİŞİ VE DÜŞÜŞÜ
İlerici neoliberalizm, Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından sosyal demokratların geleneksel sol-sağ ayrışmasından uzaklaşarak benimsediği ideolojiydi. Birleşik Krallık’ta Tony Blair’in ‘üçüncü yolu’, Almanya’da Gerhard Schröder’in esnek iş gücü reformları, sosyal demokrasinin neoliberalizme kaymasının tipik örnekleridir.
İlerici neoliberalizm, 1990’ların başında Bill Clinton’ın başkanlığıyla ABD’de hakim olmaya başladı. Bu dönemde Demokratlar, ekonomik büyümenin ve küreselleşmenin yarattığı fırsatlardan faydalanan bir seçmen kitlesine odaklanırken, endüstriyel üretimin azaldığı ve mavi yakalı işlerin kaybolduğu bölgelerdeki işçi sınıfı, partiyi terk etmeye başladı. Bu trend, 2016 seçimlerinde Trump’ın zaferinin önemli bir bileşenini oluşturdu ve 2024 seçimlerinde de devam etti. Demokratların seçimde kaybetmesinin ardındaki ilk neden buydu.
İkinci neden olarak, Biden yönetiminin ekonomik zorluklara karşı yeterli çözüm üretememesi öne çıkıyor. Özellikle giderek derinleşen hayat pahalılığı krizi Amerikan halkının büyük bir kısmını doğrudan etkiledi. Gıda, enerji ve konut fiyatlarındaki artışlar, halkın yaşam standartlarını tehdit ederken, Demokrat Parti’nin geleneksel işçi sınıfı tabanı, kendini giderek daha fazla ihmal edilmiş hissetmeye başladı. Bu ekonomik belirsizlik, özellikle düşük gelirli seçmenler arasında Demokratlar’a duyulan güveni zayıflattı.
Üçüncü olarak, Biden’ın ilerleyen yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen son ana kadar başkanlık yarışında kalmaya çalışması ve sonrasında Kamala Harris’in adaylığı konusunda parti içindeki bölünmenin yarattığı motivasyon eksikliği, Demokratların yenilgisinde etkili oldu.
Son olarak, Harris kampanyasının ilerici neoliberalizm üzerine oturtulması ve giderek derinleşen ekonomik sorunlara rağmen halkın karşısına ‘aynısının daha fazlası’ anlamına gelen içi boş vaatlerle çıkılması ve kampanya sürecindeki pozisyon değişiklikleri, yenilginin temel nedenlerindendi. Pandemi dönemi ve sonrasındaki politikalar nedeniyle bozulan gelir dağılımı, toplam tüketimin üst gelir gruplarının sürükleyiciliğinde sürmesine neden olmuştu. Bunun karşısında geniş toplum kesimleri hayat pahalılığı krizi nedeniyle reel gelir kayıplarıyla karşı karşıya kaldı. Sonuçta Harris, geliri yıllık 100 bin doların ve hatta 200 bin doların üzerinde olan seçmenler arasında galip geldi. Trump ise orta ve düşük gelirli kesimlerin çoğunluğunun desteğini aldı.
OTORİTER POPÜLİSTLERİN YÜKSELİŞİ VE TRUMP’IN ZAFERİ
Otoriter popülizm, ilerici neoliberalizmin krizinin bir sonucu olarak yükselmiştir. Bu eğilim, sadece ABD’ye özgü değil, küresel bir olgu olarak da görülmektedir. Otoriter popülistler yaygın olarak, küreselleşmeye ve elitist politikalara karşı çıkan, göçmen karşıtı, milliyetçi ve izolasyonist bir söylemi savunuyor.
Trump’ın mesajları, özellikle “Amerika’yı yeniden büyütme” ve “Amerika önce” gibi söylemlerle küreselleşmenin mağduru olarak görülen kesimler arasında güçlü bir yankı buldu. Özellikle orta sınıflar ve daha düşük gelirli kesimler, ekonomik belirsizlik ve hayat pahalılığı krizine karşı Trump’ın vaat ettiği yerli üretim ve iş gücü yatırımlarının, kendilerine daha fazla iş ve güvenlik sağlayacağını umarak onu desteklediler.
Trump’ın, dış politikada izolasyonist bir yaklaşımı benimsemesi ve Çin’e karşı sert tutum sergilemesi, ekonomik korumacılığın önünü açtı. Ticaret savaşları ve küresel tedarik zincirlerinin kısaltılması adımları, yerli üretimi teşvik etme amacını taşıyor. Bu, özellikle sanayinin zayıfladığı ve iş gücünün giderek daha fazla düşük ücretli hizmet sektörlerine kaydığı bölgelerde büyük bir karşılık buldu.
Göçmenlik ve iç güvenlik politikaları da Trump’ın popülist söylemlerinin önemli bir parçasıydı. Meksika sınırındaki güvenlik önlemleri ve sert göçmen politikaları, özellikle kırsal kesimlerdeki ve beyaz Amerikalı seçmenler arasında büyük bir destek buldu.
Trump’ın zaferi, Amerikan siyaseti için yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Ekonomik korumacılık, göçmenlik politikalarında sertleşme ve dış politikada Çin ile rekabete yoğunlaşma, Trump yönetiminin temel unsurları olacaktır.
SONUÇ: MERKEZ SİYASETİN KRİZİ DERİNLEŞİYOR
2024 ABD seçimleri, sadece iki sağ kutup arasındaki mücadeleyi değil, aynı zamanda neoliberalizmin kriziyle birlikte yükselen otoriter popülist akımların gücünü de gözler önüne seriyor. 2008 küresel finansal krizi ile itibar kaybına uğrayan hakim paradigma ve merkez siyaset, Çin'in teknolojik ürünler alanında geliştirdiği rekabet baskısı ile karşılaştığında sürdürülemez hale gelmişti.
Esasında Biden yönetimi bu yeni duruma karşı atılabilecek adımlarından biri olarak ‘post-neoliberalizmin’ utangaç bir denemesi olarak görülebilir. Yeşil dönüşüm tartışmalarıyla şekillenen sanayi politikası uygulamalarının, sendikalaşmanın ve korumacılık önlemleriyle yerli üretimin desteklenmesi gibi adımlar, müesses nizamın hegemonik krizini aşmaya yönelik olarak atılan utangaç adımlardı. Ancak seçim sonucu gösterdi ki, ileriye doğru adım atmadıkça geriye düşmekten kaçınmak mümkün değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.03.2025
27.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025
31.01.2025
23.01.2025
16.01.2025
9.01.2025
2.01.2025