Ümit KIVANÇ
İsrail’de, yöneticilere tavsiye niteliğindeki bir bakanlık raporu, Gazze problemini halletmek için mümkün tek yolun Filistinlilerin Sina Çölü’ne sürülmesi olduğunu tesbit ediyor. Etnik temizliğin bir çözüm politikası olarak uygulanabilmesi için gereken siyasî, diplomatik, ideolojik çalışmaları ortaya koyuyor.
Belgenin varlığından ilk olarak Ekim’in son haftasında İsrail ekonomi gazetesi Calcalist’te sözedilmiş. Tamamıysa ilk olarak 29 Ekim günü İsrail haber sitesi Local Call’da yayımlanmış. Ben metin hakkındaki yazıyı bir gün sonra, Local Call için “ortak sitemiz” diyen +972 Magazine’den (Filistinli ve İsrailli gazetecilerin birlikte çalıştığı bir yayın) okudum.
İsrail’in “İstihbarat Bakanlığı” adını taşıyan, ama devletin çok sayıdaki istihbarat örgütüyle doğrudan ilişkili olmayıp daha çok think-tank gibi çalışan kurumunca hazırlanmış bir rapor sözkonusu. Bakanlık, karar vericilerin önüne dikkate almaları gereken koşulları, karar seçeneklerini ve gerekleri ile muhtemel sonuçlarını koyuyor, atılacak adımların halkla ilişkiler-propaganda yönüne dair öneri geliştiriyor. Siyasî kararlar üzerinde doğrudan etkisi yok. Rapor yeni hazırlanmış ve basına ulaşması öngörülmemiş, +972’de 30 Ekim günü yayımlanan, Yuval Abraham imzalı habere göre. Abraham, başında Başbakan Benjamin Netanyahu’nun Likud Partisi’nden Gila Gamliel’in bulunduğu bakanlığın raporun doğruluğunu onayladığını belirtiyor. Bu bakanlığın, başbakanın ortaklarına -belki muhaliflerine- kabul ettirmek istediği politikalara zemin veya destek malzemesi üretmek için de çalıştığını düşünebiliriz.
+972 yazarı Yuval Abraham’a göre, karar veya yaptırım gücü bulunmayan devlet kuruluşunca hazırlanmış rapor tek başına, alınmış kararların, belirlenmiş politikaların varlığına kanıt sayılmasa da, burada Gazze halkına ne yapılacağı hakkında “en elverişli seçenek budur” diye ortaya sürülen “Sina Çölü’ne tehcir”in açıkça devletin üst düzeyinde konuşulduğunu gösteriyor. Bana sorarsanız, daha fazlasını da gösteriyor.
ÜÇ SEÇENEK
Gazze’deki “sivillerin durumunda önemli değişiklik” zaruretine işaret ederek başlayan rapor, Gazze halkına ne yapılacağına ilişkin üç seçeneği uygulanabilirlik, meşrulaştırılabilirlik ve stratejik etkilerin yanısıra, Filistinlilerde Yahudiler ve İsrail’e yönelik olarak ideolojik dönüşüm yaratıp yaratamayacağı bakımlarından da ele alma iddiasında.
Üç seçenek şunlar: (1) Filistinliler Gazze’de kalır, burayı da Filistin Ulusal Yönetimi yönetir. (2) Filistinliler Gazze’de kalır, yeni bir yerel Arap yönetimi oluşur. (3) Gazze’nin sivil halkı Sina’ya sürülür.
Favori olan, üçüncü seçenek: Çünkü “İsrail için olumlu, uzun vadeli stratejik” getirileri var ve “uygulanabilir” nitelikte. Yalnız bu, “uluslararası baskı karşısında siyasî kadronun kararlılığını” ve “ABD ile İsrail yanlısı başka ülkelerin desteğini almayı” gerektiriyor.
İsrailli resmî think-tank’çilerin “tek çare bu” diyerek tehcir çözümüne nasıl ulaştığını merak edenler için, rapordan bazı yerleri aktaracağım.
İlk seçenek neden zayıf? Çünkü sahici bir Filistin devletinin kurulmasının önündeki başlıca engel, Gazze ile Batı Şeria’nın hem fizikî hem de yönetsel ayrılığı. Bu şık bu engeli ortadan kaldırdığı gibi, rapor yazarlarına göre “Filistin ulusal hareketi için görülmemiş bir zafer” anlamına gelecek. Üstelik bu zaferi “binlerce İsrailli sivil ve askeri” öldürerek kazanmış olacaklar, oluşacak durum da İsrail’e herhangi bir güvenlik garantisi sağlamayacak. Ayrıca Gazze halkı Filistin Ulusal Yönetimi’nin otoritesini kabul etmeyecek. “Geçmişte denendi” diyor raporu yazanlar. (Hamas’ı İsrail tam da bu sebeple güçlendirmemiş gibi.)
Filistin Ulusal Yönetimi hakkındaki İsrail görüşü Batı Şeria’daki durumun da kalıcı olmadığını ortaya koyuyor. Bunlar bize düşman, diyor rapor yazarları. Zaten Mahmut Abbas yönetiminin çökmek üzere olduğunu, şu anda onun yönettiği yerde de Hamas’a desteğin daha fazla olduğunu vurguluyorlar. Onu güçlendirmeninse “stratejik bakımdan İsrail’in zararına” olduğunu belirtiyorlar.
Raporda, Hamas’ı devirip yerine FKÖ’yü geçirmek için savaş gerekeceğine, çatışmalar uzadıkça “yaralı sivillerin fotoğraflarının” her tarafa yayılacağı zamanın da uzayacağına işaret ediliyor. Burada özellikle “yaralı” ifadesinin kullanılması ilgi çekici. Üç haftada sekiz bin kişi öldüren birileri için…
İkinci seçenek, yeni yerel Arap yönetimi öngören şık da raporda uygunsuz bulunuyor. Çünkü, bunun da uzun süreli şehir savaşı gerektirecek oluşu bir yana, “Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki gibi… İslâmcı olmayan bir siyasî önderlik” oluşana ve idareyi ele alana kadar İsrail ordusunun Gazze’ye hakim olması gerekecek ve sivil halkın başında askerî yönetim manzarası zamanla uluslararası desteği kaybedecek. Üstelik istendiği gibi, “BAE tarzı” bir yerel yönetim oluşsa bile “bu yine Hamas destekçilerine dayanacak”. Böylece gerekli ideolojik dönüşüm de sağlanamayacak.
GARANTİLİ ÇÖZÜM İÇİN TEK ŞIK
Her iki şıkta dönülüp dolaşılıp bugünkü vaziyete geri dönüleceği yargısına varılan raporda, üçüncü şık, tehcir seçeneği, en garantili çözüm olarak tasvir ediliyor. Buna göre: Sina’da önce çadırkentler kurulacak, sonra Kuzey Sina’da sivil halkın yerleştirileceği yerlerin inşasına geçilecek. Mısır’la İsrail arasında birkaç kilometrelik bir insansız alan bırakılacak, tehcir edilen Gazzelilerin buraya girişine izin verilmeyecek, ilaveten, İsrail-Mısır sınırında bir güvenlik çemberi oluşturulacak.
Bu hedefe gidilirken hangi adımların atılacağı sıralanıyor. Bunların ilk ikisinin -Gazze halkını ilk aşamadaki hedef bölge Kuzey Gazze’den güneye kaydırma ile sokak savaşını kolaylaştırmak için binaları bombalama, mahalleleri boşaltma- atılmış olduğunu biliyoruz. Sonraki adımda Gazze’nin bütünüyle işgal edilmesi var. Bunun halk oradayken Hamas’ı devirmeye çalışmaktan çok daha kısa süreceği, daha kolay olacağına dikkat çekiliyor.
Rapor yazarları, büyük ölçüde nüfus kaydırmayı gerektiren bu seçeneğin “ilk bakışta uluslararası meşruiyet bakımından zorluk taşıdığını” kabul ediyor, ama halk sürüldükten sonra yürütülecek savaşta sivil kayıplar çok daha az olacağı için bunun sözkonusu sakıncayı telafi edeceğini ileri sürüyorlar. Kaldı ki: “Savaş bölgelerinden (Suriye, Afganistan, Ukrayna) geniş ölçekte göç ve nüfus hareketi, savaş bölgesinde kalmanın tehlikeleri gözönüne alındığında, doğaldır ve istenen bir durumdur,” rapora göre. Hattâ, diyorlar, savaştan önce de “Gazze’nin yerel halkı arasında göçme eğilimi yaygındı. Savaş bunu sadece artırdı.” Bazen insanın nutku tutuluyor.
Hele tehcirin “yasal” koşullarını ortaya koydukları kısım, gerçek bir kötü ruhluluk ürünü:
“(a) Bu, İsrail’e askerî saldırıda bulunmuş bir terör örgütüne karşı yürütülen savunma savaşıdır. (b) Sivil nüfusun bölgeden tahliyesi, hayat kurtaran, yaygın kabul gören bir yöntemdir ve 2003’te Irak’ta Amerikalıların kullandığı yaklaşımdır. (c) Uluslararası hukuk uyarınca Mısır’ın halkın geçişine izin verme yükümlülüğü vardır.”
Bunu meşruiyet önerileri izliyor: “yerinden edilmiş nüfusa yardım edecek ve onları mülteci olarak alıp bünyesinde eritmeyi kabul edebilecek ülkeleri hedefleyen geniş bir diplomatik inisiyatif”in gerekli olacağına işaret ediliyor. Elbette: “Bu girişime uygun ülkelerin bir listesi bu belgenin Ek A’sında bulunuyor.” (Yazının sonunda buna geleceğiz.) Raporcular, Gazze nüfusunu başka ülkelerde mülteci etme operasyonunun “uzun vadede daha geniş meşruiyet kazanacağını” iddia ederken, sanırım kimi dostlarının da sabrını sınamaktan kaçınmıyorlar; çünkü sürecekleri bu insanlara vatandaşlık verilerek “bir devlet çerçevesi içinde entegre edilebileceklerini” hatırlatıyorlar herkese.
Bu şıkkın İsrail’e yararları sayılırken, Filistinlilerin ideolojik dönüşümü meselesinden kurtulunacağını da ifade ediyorlar; “her ne olacaksa bizden uzakta olacak, sonrasından bize ne!” mealinde.
TEHCİRLİ ÇÖZÜMÜN FAYDALARI
Rapor yazarları sanki bazen daha bir sadede gelerek konuşuyorlar. Özellikle etnik temizlik çözümünün stratejik getirilerinden sözederken. Neler getirecek Filistinlilerin topluca sürülmesi?
Önce bir defa, “Caydırıcılık”: “Bu münasip yanıt bütün bölgede ciddî caydırıcılık yaratmayı sağlayacak ve Güney Lübnan'da benzer bir harekete kalkışmaması için Hizbullah’a güçlü mesaj gönderecektir.”
Yalnız kimileri caydırılırken, kimileriyle arayı düzeltmekten vazgeçilmeyecek; Gazze’yi “temizlemek”, Filistinlileri yok sayarak başlatılan “normalleşme” politikasına da yarayacak, raporculara göre: “Hamas’ın devrilmesi Körfez ülkelerinden destek getirecektir.”
Yine de asıl amaç, Filistinlileri çökertmek: “Ayrıca bu seçenek önemli ve kesin bir darbe anlamına gelmektedir.”
Raporcular, Sina’ya Filistinli tehcirinin “Mısır'ın Kuzey Sina’daki kontrolunu güçlendireceği” iddiasında. Filistinlilerin sürüleceği yöreye silah girmemesi için Mısır’ı bekçi dikmek istedikleri anlaşılıyor. Bir öneri de, Müslüman Kardeşler’in “Mısır’da ve dünya çapında DAİŞ’e benzer bir konuma sürüklenmesi” için daha çok çalışılması.
KİMDEN NE BEKLENEBİLİR?
Hangi devletlerden bu etnik temizlik harekâtına ne gibi katkılar alınabilir? Raporcular tek tek veya gruplar halinde çeşitli devletleri ele alıyor ve bunların hangi teşvikler veya zorlamalar karşılığında tehcirli formüle ne katkılar sunabileceklerini araştırıyorlar. Bu kısımlar özellikle ilginç.
Başta ele aldıkları devlet tabiî ABD. Batı’nın İsrail’e Hamas saldırısıyla sarsılmış olan caydırıcılığını Filistinlilerin sürüldüğü senaryo ile onarabileceğini, Direniş Ekseni’ne darbe vurmuş olacağını, küresel lider konumunu yeniden elde edeceğini, bariz İsrail zaferinden çıkarı olduğunu Washington’a hatırlatıyorlar. Beklentileriyse, etnik temizlik harekâtını parayla veya mülteci kabul ederek desteklemeleri için Mısır, Türkiye, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’ye ABD yönetiminin baskı yapması.
Senaryo milyonlarca Filistinli’yi Sina’ya götürdüğü için mecburen başrol oynayacak Mısır’dan beklentiler -yukarıda da geçti- elbette pek çok. Bunlar arasında, tehcir edilecek bunca insandan bir kısmını alsın diye “Türkiye’ye diplomatik baskı yapması” da var. Karşılığında, ABD ve Avrupa devletlerinden, ekonomik bunalım içerisindeki Kahire’ye destek çıkmaları istenebilirmiş!..
Suudilerden elbette öncelikle para istenecek. “Yerinden edilecek nüfusun değişik ülkelere yerleştirilmesi” operasyonu için! Hedefin “Filistinli” ulusal kimliğini bütünüyle yok etmek olduğunu gösteren o kadar çok işaret var ki… Değişik ülkeler arasında Avrupa ülkeleri ve “özellikle Akdeniz ülkeleri” de bulunuyor; adı anılanlar, Yunanistan’la İspanya. Ayrıca Mağrip ülkeleri Fas, Libya, Tunus da var. Bunların yalnız Filistinlileri almaları değil, Sina’ya gelip bekçilik etmeleri de bekleniyor. İsrailli raporcular, mülteci politikası görece gevşek Kanada’yı da ihmal etmemişler, çöl sıcağına sürülecek halktan bazılarını da kuzey soğuğuna yollamayı öngörmüşler.
Finişe yakışacak başlıkla bitirelim: Büyük reklam ajansları. Bunlar da ihmal edilmemiş, üstelik benzeri ancak bunlarda görülecek sinir bozucu uyanıklıkla. Ajanslardan elbette Batı dünyasında etnik temizlik harekâtını temize çıkaracak kampanyalar örgütlemeleri beklenecek. Fakat bunu yaparken, İsrail yanlısı gözükmemeleri istenecek, hattâ kampanyalarda yer yer İsrail’e bozuk atılması iyi olacak, zira başka türlü seslenildiğinde asla kulak vermeyecek olan birilerine hitap edilecek bunlarla. Maksat “Filistinli kardeşlere yardım ve onları rehabilite etme” çünkü!? Raporcular aynı anda yol da gösteriyor siyasetçiye. Her gün birkaç yüz insanı ama ölü ama yaralı yıkıntılar altında bırakan, eline otomatik silah verilmiş faşist saldırganları Batı Şeria’da Filistinlilerin köylerini yakmaya gönderen soykırımcılar için fazla ince kaçabilir bu öneri.
İşte İsrail “İstihbarat Bakanlığı”nın hazırladığı tavsiye raporunun özeti bu. Apaçık tehcir ve etnik temizlik öneriyor, bu suça birçok başka devleti de ortak etmenin yollarını gösteriyor. Türkiye’ye de mülteci kabul edecek ülke rolü biçilmiş burada.
Eğer İsrail devletinin üst kademelerinde strateji, politika vs. konuşulurken seviye ve çerçeve buysa, yakın gelecekte bugünkünden de vahim olaylar yaşayacağız demektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024