Ümit KIVANÇ
BU DİZİ-YAZILARA DAİR NOT: Adnan Oktar teşkilatına yönelik operasyonda Oktar dahil 168 kişi tutuklandı. Bu teşkilata ve operasyona dair birçoğumuzun kafasını meşgûl eden sorulara cevaplar arıyorum. Başkalarının da aradığından eminim. Bütün benzer durumlarda olduğu üzre, kaldırılan toz duman içerisinde gerçeğe ulaşmak pek zor. Gözüme kulağıma, aklıma takılanları, azıcık araştırıp edinebildiklerimi paylaşacağım. Burada her gün peşpeşe sunulacak yazılar haliyle operasyonun yaratacağı bilgi akışına yetişemeyecek. Önemli eksikler kalır, düşündüklerimizi gözden geçirmemize yolaçacak yepyeni şeyler ortaya çıkarsa bunları bilahare derleyip toplamayı umuyorum. Tabiî operasyondan doğru dürüst bilgi ve delil çıkmasını da. / Ümit Kıvanç
*****
13 Temmuz günü, Fehmi Koru, “Adnan Oktar grubu nedir gerçekten?” sorusunu başlığa çektiği bir yazı yayımladı. Yazıda dikkati çeken iki ayrıntıdan biri, bilinenin sağlam dayanaklı olduğu belli ifadesiydi: “Ünlülerin de katıldığı davetleriyle ünlü bir gruptur bu. Şimdilerde operasyondan cesaret alarak grup aleyhine yazıp çizenlerin bir kısmının da koşa koşa gittiği ve sonrasında karşılaştıkları hoş muameleyi anlata anlata bitiremedikleri davetlerde masalarda tek eksiğin kuş sütü olduğunu biliyorum.”
“Anlata anlata bitirilemeyen hoş muamele” bahsini uzatmak şüphesiz genel eğilime uygun düşer. Lâkin Koru’nun önümüze getirdiği öbür ayrıntı, Oktar teşkilatının, operasyonun, dolayısıyla hepimizin istikbali bakımından daha mühim. Fehmi Koru, teşkilatın kendisine operasyon yapılacağını öğrenmiş olduğu görüşünde. Oktar’ın televizyonunda denk geldiği konuşma onda bu izlenimi yaratmış: “…etrafıma dönüp ‘Hayrola’ dediğimi hatırlıyorum. ‘Hayrola, bir şeylerden mi nem kaptılar?’ hissiyle… Adnan Hoca lakaplı Adnan Oktar, karşısında oturan kadınlı-erkekli yakınları önünde, ülkemizde yedi düvele karşı bir bekâ mücadelesi verildiğini, herkese düşen görevin bu mücadeleyi sürdüren kadroların lideri olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a tam itaat olduğunu döne döne anlatıyordu. (…) konuşmanın şu yakınlarda yapılmış olabileceğini düşündüğümü de hatırlıyorum. Konuşmanın sebebini operasyon başlayınca anladım: Başlarına geleceği öngörmüş olmalılar…”
Koru, her zamanki sigortasını koyuyor, “öngörmüş olmalılar” diyor. “Öğrenmiş olmalılar” demek istediğini anlıyoruz.
Geçen yazımda, Oktarcılar hakkında yeterli bilgi ve izlenim sahibi Ruşen Çakır’ın operasyondan beklentisini hayli düşük tuttuğunu aktarmıştım. Çakır, “gerçek anlamda aydınlatıcı bir operasyon” beklemiyor, “devletin bize göstermek istediklerinden ibaret kalacak” endişesi taşıyor. Fehmi Koru’nun “önceden haberliydiler” teşhisi, elbette “hazırlıklıydılar” anlamı da taşıyor. Hem yurtdışı bağlantıları var hem de birşeyleri kaçırmak, emniyete almak isterlerse bunu gerçekleştirmelerini sağlayacak ilişkileri. Hazırlık yapmış ve tedbir almış olmaları ihtimali şüphesiz operasyonu baştan zayıflatabilecek bir etken.
Oktar’ın teşkilatında 13 yıl geçirdikten sonra ayrılan Yılmaz Kuruca, kötü ihtimale kesin gözüyle bakıyor. Kuruca, örgütün -korkulan- meşhur arşivini kaçırıp saklamayı başarmış olduğunu düşünüyor. Oktarcıların “kendilerine yapılacak operasyonu bir ay öncesinden, bir buçuk ay öncesinden basın bildirileriyle yayımladı”ğına işaret ediyor.
Yüzlerce, binlerce…
Belki de bu haberlilik yüzünden, ilk baskının üzerinden beş-altı gün geçtiğinde bile bize sunulabilenler fazlasıyla kısıtlıydı. Bütün başarı hevesine rağmen haberlerde şöyle ayrıntılar yeralıyordu: “Polis ekipleri bahçede silah, para ve ceset arama işlemleri yaptı. İki gün boyunca devam eden kazı çalışmalarında villanın bahçesinden bir şey bulunamadı.” Bahçe detektörlerle taranmış, kepçeyle kazılmıştı.
Oysa iktidar propaganda bültenleri daha ilk günden neler neler ele geçirmişlerdi. A Haber, “binlerceuzun namlulu silah”ın “aramalar sırasında ortaya çıktı”ğını bildiriyordu. Bunlardan bazıları da “dürbünlü suikast silahları”ydı!
Merkez villadan çıkan silahlar için “yüzlerce” ifadesini kullanan meslektaşlarımıza “emin misiniz?” diye soruşuma saflık bile diyemeyiz bu durumda.
“Binlerce” silah -üstelik uzun namlulu- çıkmış olsaydı polisin bize bunları nasıl merasimle takdim edeceğini sanırım tahmin edebiliriz.
Dolayısıyla, “küçük bir müzeyi dolduracak kadar” antika eşya veya operasyonun P.R.’ına daha uygun terimle “tarihî eser” çıkıp çıkmadığından da emin olamıyoruz. Hele muazzam abartılı laflara eşlik eden görüntülerde ne idüğü belirsiz birkaç parça eşyanın ufak bir kamyonun arkasına konuşunu izliyorken.
Herkesi daha çok ilgilendiren, A Haber’in ballandırdığı “yüzlerce terabaytlık görüntü”ye ulaşılıp ulaşılmadığı. Bir de 2500 telefonun, laptopların, harddisklerin ele geçirildiği söylenen Ümraniye’deki depo meselesi var. Dijital dokümanlar “hayli fazla” olduğu için bunlar üzerindeki inceleme “aylar boyunca” sürebilir, diyor propaganda elemanları. Şüphesiz. Ancak daha ilk günden bunların içeriği hakkında konuşabilmek tuhaf değil mi? Ayrıca elde bu veri var mı sahiden?
Nagehan Alçı’ya bakılırsa var: “Öğrendiğim ilginç bir detay da operasyonda köşkte ele geçen 10 mikrodalga fırın. 99’daki operasyonun travması ile önlem olarak bu fırınları köşkün çeşitli yerlerine yerleştirmişler. Olası bir operasyonda hard diskleri ve telefonları yakmayı planlıyorlarmış ancak başaramamışlar.”
Neden, diye soracağız haliyle. Bir-bir buçuk ay öncesinden operasyonu biliyorlarsa..?
A Haber’e dönelim: “Adnan Oktar’ın bağlantılı olduğu kişiler arasında kamu görevlileri de var, bazıları polis” diyorlar. Bu yüzden operasyon tehlikeye girmiş. ‘Acaba sızıntı oldu mu’ sorusu “akıllara gelmiş”. İki polis gözaltına alındığı için “şüphelerin haklı olduğu” anlaşılmış. Nitekim örgütün iki numarası kabul edilen Tarkan Yavaş kaçmayı becerdi. O halde “yüzlerce terabayt” veri niye orada?
Umalım ki teşkilat gereken tedbiri alamamış olsun. Lâkin gazete ve televizyonların şişirmek için hangi balonlara çaresizce el attığını izlerken iyimser olmak kolay değil.
Şok şok şok!
Gözaltına alınanların sayısı 185’e yükselir, Oktar’a ait 86 şirket, iki vakıf ve bir derneğe kayyım atanırken, 14 Temmuz günü, Adnan Oktar operasyonuna ilişkin haberlerin aslında hedeflenenin aksine yolaçan ortak üslûbu oturmaya başladı: mütemadiyen “inanılmaz”, “akıl almaz”, “şoke edici” ayrıntılarla karşı karşıyaydık. Bunlardan biri, teşkilatın Kandilli’deki meşhur villasına yerleştirilmiş 127 kameranın izlendiği ekranların görüntüsüydü. 127 ekranın görüntüsü şüphesiz etkileyiciydi, ama yüzün üzerinde ekranın varlığını öğrenmiş, bir daha öğrenmiş, bir daha, bir daha öğrenmekteydik. Bu ekranlar villa ve çevresini, bahçedeki eklenti yapıları, odaları izlemeye yarıyordu, anlamıştık, bir daha, bir daha anlıyorduk. Sonra? İşte, bahçeden bir şey çıkmadı…
Neyse ki “Beykoz’daki bir depodan ele geçirilen kamyonet dolusu CD, harddisk ve bilgisayar” var elde.Sakin konuşmayı asla benimsemeyen haber aktarıcılara göre, bunlar “özel yöntemlerle” şifrelenmiş. “Şifrelenmiş” yetmiyor; örgüt azılı ya, illâ “özel yöntemler” falan… “Uzman polisler, dijital kanıtlardaki şifreleri kırmaya çalışıyor”muş. Bunlar “kanıt” mı, neyin kanıtı, henüz bilmiyoruz. İlaveten, “operasyonda elkonan antika objeler” (“tarihî eserler”) var; bunlar da “sanat tarihi uzmanları eşliğinde”inceleniyor. Dijital malzemeden şüphesiz çok şey çıkabilir, lâkin bilinen çalıntı eser değillerse bu “antika objeler”i bulunduruyor diye kimseyi suçlamak sanırım mümkün olmayacaktır.
Yine de “antika objeler”in varlığı iyi, yoksa şunlara kalacaktık: “Oktar’ın Kandilli’deki villasında yapılan aramada, nü resimler, altın kaplamalı vazo ve tepsi gibi bazı eşyalar, ruhsatsız bir tabanca ve dizüstü bilgisayarlara el kondu.”
Nü resimlerin kepazeliği, Oktar’ın vaktiyle Güzel Sanatlar’a girebilmiş oluşunu akla getiriyor ister istemez. Oraya girişi de desenleri başkalarına yaptırarak mı olmuştu? Veya nü’leri başkası yaptı, bilemiyoruz. Her hâlükârda korkunçlar. Yani bunca zaman üç-beş bir şey fayda sağlarız diye Oktar’ın acayipliklerine katlanan İslâmcı’ya kötü haber: adamın kültürel iktidarı ele geçirmeye de katkısı olmayacak.
Daha beteri de var. İslâmcının kültürel iktidar mücadelesi veya Oktar ile müritlerinin ressamlık kalitesi bakımından değil; habercilik bakımından. İşte stüdyo! diye bağırıyor meslektaşlarımız. “Fotoğraflar ortaya çıktı!” “Ortadakiler”: vitray, çerçeveli resim (nü değil), kapı!? “Fotoğraflarda Adnan Oktar'ın program sırasında oturduğu masa ve sandalye ile evdeki tablolar dikkat çekti” gibi, okuru salak yerine koyan bir laf eşliğinde sunulan laptoplar, bir tabanca, iki şarjör, on beş-yirmi mermi, sedefli sehpa…
Mafyozo ortam
Koparılan gürültü arasında, esas üzerine gidilmesi gereken ayrıntılar da kenarda köşede kalıyor. Çünkü bunların deşilmesini anlaşılan kimse istemiyor. Meselâ Oktarcıların onca sene boyunca, etrafa da korku salarak mafyozo bir varlığı gözlere soka soka sürdürdüğü anlaşılıyor. Kandilli’deki örgüt merkezinin komşusu, “Villaya giden yol telle kapatıldı,” diye anlattı. “Önceden herkesin girebildiği bir yoldu. Oktar, sabah ve akşam villadan çıkardı. Her gittiğinde korumaları sokağı kapatır, çıkmamıza izin vermezlerdi. İçeride çoğu zaman eğlenceler olurdu. Müzik sesi gecelere kadar susmazdı. Villanın arazisi iki dönüm kadardı. Çevresindeki kamu ormanını içine alacak şekilde tel çekti. Bahçede iki katlı eski bir ev vardı. Oktar yirmi yıldır burada yaşıyor. O küçük ev her geçen gün büyümeye başladı. Her yıl kaçak bölümler yaptı. Biz çivi bile çakamazken onlar kat çıktı. Şimdi yüz odalı birden fazla ev var içeride.” Başka bir komşu, “Adamları üzerimizde korku yaratmıştı,” dedi. “Sokaklar araba dolardı. Korumalarla tartıştığımızda hemen bize silah gösterirlerdi.”
Oktar nasıl meşhur inşallah-maşallah’lar arasında açık saçık kadın oynatma seansları tertipledi ve bunları televizyondan yayımladıysa, silahlı çeteye hükmettiğini, gizli işler çevirdiğini, hattâ durmadan kaçak inşaat yaptığını gizleme gereği duymamış; anlaşılan budur. Ya da şöyle mi düşünsek: iki karış beton dökmeye hakkının bulunmadığı bir araziye sonunda yüzden fazla odaya ulaşacak çapta inşaatı hiç engellenmeksizin yapabilmesi, kamu malı olan yolu telle kapatması, itiraz edene korumalarının silah çekmesi, Oktar’ın örgütüne özgü bir acayiplik midir ki? Başka türlü bir hayatı bildik mi hiç biz?
Adnan Oktar egzantrik; ve başkalarının iktidarını dayandırdığı alanda yasaklı atlar oynatıyor; mesele edilişi bundan. Ayrıca, mesele olmayı deli gibi istiyor; bir de bu var. Soft porno sınıfına sokulabilecek fotoğraflarda kadınlara bakışına, duruşuna, pozlarına alıcı gözle bakın. Elbette değmez ama işin patolojik boyutunu hiç hesaba katmadan da olmaz.
Yine iktidar propaganda aygıtı ve artık sansasyondan başka dil, yaranmaktan başka gaye bilmez öbür medya kalıntıları için cazip olmayan alanlara girdik. Hangi Kedicik’le nasıl seks yapılıyordu, filan, bunlara uzak kaldık.
O halde arayı bulalım, şaşaa ayrıntılarına yaklaşalım.
İlle de debdebe
Yukarıda da değindim, operasyonun başından beri gözde konulardan biri Oktar ve müritlerinin debdebe içinde yaşadığını göstermeye yönelik ayrıntılar. Hürriyet’in yukarıda komşular meselesini aktardığım haberinde mutfak masrafı başlığa çıkarılmıştı. Debdebe hissiyatı dağılmasın diye “Boğaz manzaralı” olduğu hep vurgulanan villa, yani meşhur örgüt merkezi ve etrafına yapılan ek odalar-yapıların aylık masrafı “dudak uçuklattı” diye veriliyordu. Sayılar şöyleydi: “...yaklaşık 100 odalı villanın aylık elektrik faturası ortalama 20 bin lira. 30 müridinin sürekli kaldığı villada bulunanların sayısı, gün içerisinde ziyaretçilerle birlikte 50’yi geçiyor. Su faturası aylık ortalama 20 bin lira.” Böyle böyle ilerlerken, “debdebe” motifini zedeleyen bir ayrıntı kendine yer açıvermişti: “Oktar, su faturasını düşürmek için dört yıl önce villa bahçesine artezyen kuyu yaptırmış. Kullanma suyu kuyudan karşılanarak villanın su faturası biraz düşürülmüş.”
Edile edile oradan tasarruf edilmiş demek. Ortada “kayıp” olduğu ileri sürülen 200 milyon lira varken, örgütün “şantaj ve tehditle ayda 10 milyon dolara yakın para topla[dığı]” iddia ediliyorken.
Oldu olacak, mutfak masrafı ve alışveriş rutinine ilişkin bir-iki ayrıntıyı da aktarayım, Hürriyet’in aynı haberine dayanarak: Manava haftada iki defa gidiliyor, meyve-sebze kasalarla alınıyor. Ödeme ay sonunda topluca yapılıyor. Aylık manav masrafı 30 bin lira kadar. Teşkilatın kullandığı yaklaşık yirmi aracın yakıtı anlaşmalı istasyondan alınıyor, ödeme ay sonunda yapılıyor. Yakıt masrafı aylık 25 bin lira civarında.
Bakışlar “debdebe”ye kilitlendiği için, Adnan Oktar teşkilatı etrafında dönen toplam maddî değer hakkında sağlam bir tahmin öne sürülemedi şimdiye kadar. Bir ara, yıllık bir milyar liranın döndüğünden sözedildi, ama bu daha çok tahmin gibi gözüküyor.
Oktar Babuna’nın yeğeni Ali Yaşar Ertüzün, 2003’ten itibaren Kandilli’de yedi-sekiz yılını geçirmiş bir eski mürit. Şu anda annesi, kızkardeşi ve üç teyzesi gözaltında. Bazıları Oktar’ın en yakın, has elemanlarından biliniyor. “Oktar’ın mehdi ve resul olduğu, ona itaatin Allah’a itaat olduğu bize ezberletildi,” diyen Ertüzün, aynı zamanda bugün Adnan Oktar’ın Harun Yahya kitaplarını kendisinin yazmadığını, Oktar’ın “Kur’an okumayı bilmediğini” söyleyen, ayrıldıktan sonra teşkilat hakkında devlete bilgiler veren kişi. Ertüzün DHA’ya, teşkilatın başlıca zenginlik kaynaklarından birine ışık tutan bilgiler verdi: Oktar müritlerine kalan mirasların örgüte aktarılmasını sağlıyordu. Bizzat Ertüzün, babasından kalan beş gayrimenkûlü, hisse senetlerini, nakit parayı, aldığı yetim maaşını, dedesinden kalan 15 adet han dairesini örgüte devretmişti. Müritler, iş kuracağız bahanesiyle ailelerine evlerini ipotek ettirip paraları örgüte getirmişlerdi (“zekât”!).
Örgütün gelirlerinin ne kadarının hangi faaliyetlerden elde edildiğine ilişkin karanlık henüz aydınlatılmadı. Ne kadar uçuk sayılar ortaya atılırsa haberlerin o kadar çekici hale geleceği varsayıldığından, ayrıca “debdebe” etkeninden yararlanarak operasyonun şâşaasını artırma yarışına girildiğinden, hakikate ne kadar yakınız, ne kadar uzağız, çoğu zaman ayırt edemiyoruz.
Bir habere göre, örgüt 86 paravan şirket kurmuş, Avrupa'daki bazı önemli firmalarının adı ile ikiz firma açmış, Azerbaycan, Çin, Dubai ve Katar üzerinden paravan şirketler aracılığıyla ticaret yapmaktaymış. Kullandığı villalara ayda 200 bin dolar kira ödüyormuş.
Fakat işte, aylık yirmi bin liralık su giderini azaltmak için bahçeye kuyu açtırılmış! Hangisi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları











































































































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024