Vedat Bilgin

Sol batıdan mı doğar?
26.07.2017
950

 Eskiden bu yana ‘Türkiye’nin sol yanı eksik’ diye söylenenlerin çoğu, sol derken daha çok batıdaki sosyal demokrat partilere gönderme yaparak siyasal yelpazede bir siyaset tarzı olarak sosyalizmden sosyal demokrasiye uzanan, siyasete denge getirecek siyasi fikirlere ihtiyaç bulunduğunu belirtirler. Buna benzer fikirleri savunanların aklındaki model elbette Batı ülkelerinde görülen sağ ve sol kutupları ekseninde yaşanan siyasal mücadeleler ve demokrasinin bu çerçevede kurduğu diyalektiğin istikrar içindeki işleyişidir.

Geçtiğimiz günlerde sol meselesini ele alırken CHP bağlamında asıl tartışmak istediğim bazı hususlar eksik kalmıştı. Bunlar arasında öncelikli olarak üzerinde durulması gereken, batının toplumsal devrimler sürecini yaşamamış bir ülkede aynı kavramlarla, aynı ideolojik söylemle sol parti olmanın kolay olmadığıdır. İkincisi Türkiye’nin siyasal tarihini hazırlayan toplumsal süreçlerin sol-sağ bölünmeler eksenlerinde gelişmemiş olmasına rağmen burada nasıl bir sol parti olunacağına ilişkindir. Bir başka sorun ise Batı toplumlarının bugün o sol kavramlara dayalı ideolojik yapılarının devam edip etmediği yani batının çağdaş yüzünün nereye dönük olduğu meselesidir.

TOPLUMSALDAN SİYASALA

Bu sorulara verilecek cevaplar, daha doğrusu bu problematikten hareket edilerek varılacak noktalar aslında Türkiye’de sol bir parti olmanın önündeki ‘imkânlara’ da ‘engellere’ de işaret edecektir, nitekim CHP’nin sol parti olma konusunda bir türlü siyaset geliştiremeyip bocalamaları hep bu meselelerle ilgilidir. İlk mesele toplumsal tarihle alakalıdır. Bir toplumun kurumsal-kültürel yapısı aynı zamanda siyasal olayların akışını belirleyen olayları ortaya koymaktadır. “Kurumsal ve kültürel alanların üzerinde toplumsal örgütlenme biçimlerinin şekillenmesiyle oluşan toplumsal yapılar toplumların karakterini meydana getirmektedir ki bunların değişmeleri kolay değildir; değişmelerin meydana gelmesi sosyal devrimler şeklinde olur.” Batı toplumlarında yaşanan bu devrimlerin meydana getirdiği toplumsal bölünmeler Roma’nın çözülmesinden sonra bu ülkelerin tarihlerinde orta çağlar boyunca aristokrasi diye bilinen ‘politik zümrelerle’ ‘sivil toplumun’ mücadelesine yol açmıştır. Feodal ilişkileri üreten kurumların değişmesi, ekonominin hem üretim şeklinde hem teknolojisinde, hem de para ve pazar mekanizmalarında yaşanan değişmeler, toplumsal ilişkilerinin farklılaşmasına, sınıflaşma olaylarının dolayısıyla yeni siyasal bölünmelere yol açacaktır.

Özetlemeye çalıştığım bu süreç sağ-sol kutuplaşmasını üreten toplumsal bölünmelerin anlaşılması bakımından önemlidir. Batılı sol, sosyal demokrat sosyalist partiler bu bölünmede sanayileşme sürecinde kapitalist ilişkilerin meydana getirdiği sosyal sorunlara sınıfsal bağlamda verilen bir cevap niteliğindedir. “ İşçi sınıfları, kapitalizmin emeği bir beşeri değer olarak kabul etmeyen mantığına ve işleyiş biçimine karşı örgütlenerek organik işçi sınıfı hareketlerinden kendi partilerini kurmaya geçmişlerdir. Ülkeden ülkeye farklılıklar gösterse de sol partilerin arkasında işçi sınıfının ‘toplumsal özne’ olma halinden ‘siyasal özne’ olma talebine geçiş bulunduğunu tespit etmek zor değildir.”

DEVLET VE SOL

Peki, Türkiye’nin toplumsal tarihinde Batının yaşadığı bu toplumsal devrimler ve onların meydana getirdiği bölünmeler var mıdır ki burada sol hareketler oluşsun, sol partiler kurulsun? Osmanlı dönemindeki sistemin Batıdan oldukça farklı olduğu çok tartışılmış bir husustur; bu bakımdan Osmanlı toplumsal yapısını ‘merkeziyetçi bürokratik toplum’ yapısı diye tanımlamak buradaki bölünmelerin ‘bürokrasi’ ve ‘halk’ arasında olduğunu söylemek gerekir. Bürokratik imparatorlukta bürokrasinin politik toplumu oluştururken sivil toplumla karşı karşıya gelmesi, çatışmaların yaşanması nasıl bir siyasal problematik oluşturmuştur? Burada Türkiye burjuvazisi ve devletlû zümreler arasındaki çatışma neyin ifadesidir? Bu soruların cevaplarından sol bir partiye ulaşılır mı?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar