Yalçın AKDOĞAN
Meclis’teki anayasa değişikliği oturumunda CHP adına Deniz Baykal kürsüye çıktı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu günler öncesinden Pazartesi oturumuna işaret ediyordu, Baykal’ın konuşma yapacağı da manidar bir şekilde çok öncesinden duyurulmuştu. Baykal’ın konuşmasıyla ilgili muhalefetin beklentisi yüksekti ama neticesi hiç de öyle olmadı.
CHP’lilerin korsan kameramanlık yaptığı, milletvekillerinin dinlemek yerine cep telefonlarıyla canlı yayın yarışına giriştiği Baykal konuşması tam anlamıyla beklentilerin gerisinde kaldı. CHP’lilerin birçoğunun konuşmayı zayıf bulduğunu düşünüyorum. İktidar partisi de böyle kritik günlerde muhtevası zengin konuşmaların yapılmasını arzu eder. Muhalefet ne kadar iyi bir performans ortaya koyarsa iktidar ondan daha parlak bir görünüm vererek aradaki farkı göstermeye çalışır. Siyasi arenada cılız konuşmalar rahat kazanan iktidarı bile memnun etmez. Başbakan Yıldırım, muhalefetin yakmaya çalıştığı ateşi, sempatik ve rahat haliyle kolaylıkla söndürüyor, milleti rahatlatıyor.
Sayın Baykal sürekli tekrar ettiği ‘halkın bilgi sahibi olmadığı’ iddiasına adeta örneklik sergilemeye çıkmış. Düzenlemenin ne getirdiği konusunda kafası karışık olan, aynı cümleleri tekrar ettiğini bile fark etmeyen, süre bitse de kurtulsam edasıyla yapılan bir konuşma… Doğrusu devlet umuru görmüş bir siyasi şahsiyet olarak Baykal, CHP’nin en ateşli hatiplerindendir ve geçmişten bu yana retorik konusunda örnek gösterilir. Hem akademisyen kimliğiyle meselenin teorisini bilir, hem de siyasetin ihtişamlı dilini çok iyi kullanır. Ama bu kez hem içerik zayıftı, hem hitabeti... Kılıçdaroğlu’nun böyle önemli günlerde kendisi konuşmak yerine daha iyi konuşan kişileri konuşturması ilk değil. En son Bütçe konuşmasında İlhan Kesici de şov yapar gibi konuşmuştu.
Peki, büyük beklentilerle sahne alan Baykal niçin beklentileri karşılamadı? Sanırım o da söylediklerine yeterince inanmamış… Anlaşılan düzenlemenin içeriği konusunda partisinden de gereken desteği alamamış.
‘Cumhuriyet ve rejim tehlikede’üzerine kurulu duygusal girişi konuşmayı kurtarmaya yetmedi. Baykal geçmişte çok ateşli, çok vurucu konuşmalar yapıyordu çünkü siyasi bir kutuplaşma üzerinden motivasyon üretiyordu. Şu an çok çabalamalarına rağmen bu kutuplaşmayı üretemiyorlar.
‘Rejim değişiyor?’ diyorlar. Hangi rejim değişiyor? Demokratik rejim yerinde duruyor, Cumhuriyet yerinde duruyor, üniter yapı/ulus devlet yerinde duruyor, laikliğe kimsenin bir şey yaptığı yok… Demokratik rejimin bir hükümet sistemi yerine demokratik rejimin başka bir hükümet sistemine geçiliyor, o kadar…
CHP ‘devlet elden gidiyor’ söylemini dile getirdiğinde halkı değil zinde güçleri muhatap alıyordu. Bugün onların sürekli hitap ettikleri bir statüko ve zinde güç yok. Göreve davet edecekleri bir güç olmayınca tehditkâr ifadeleri boşlukta kalıyor.
Baykal, adeta eski Türkiye’nin ve derin anlayışın tercümanı gibi kürsüye çıktı ama sözleri böyle bir tehdit üretemediği için karşılıksız kaldı.
Baykal’ın bu hissiyatı oluşturmak için kullandığı bir cümle vardı: “Bu, siyaseti devletin temellerine sokmak demektir”. Bu cümle alarm zili olarak kurgulanmış ama demokratik olmayan bir anlayışı ifşa ediyor. Devletin temellerine de, çatısına da millet nüfuz eder ve bunu siyaset marifetiyle yapar. Halktan başka, kıymeti kendinden menkul bir güç, bir kesim, bir sınıf devletin temellerine girip ülkeyi yönetmez. Demokrasi tam da milletin devletin temellerine nüfuz ettiği sistemin adıdır. Nitekim 23 Nisan ve 29 Ekim’de bu devleti kuran da millettir, 15 Temmuz’da devletin temellerini kurtaran da bu millettir.
CHP laiklik üzerinden bir gerilim üretmek yerine rejim gibi soyut bir laf üzerinden tehlike uyarısı yapıyor. Ama millet artık bu tür sun’i gerilimleri kaale almıyor. Bunları ciddiye alıp siyaset üzerinde racon kesecek odaklar da yok… Bu yüzden Baykal pırıltılı muhalefet defterine sönük bir sayfa ekledi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019