Yalçın AKDOĞAN
Mübarek Ramazan ayı yarın sona eriyor. Ancak Ramazan’da öne çıkarmaya çalıştığımız özellikler kesinlikle geride kalmamalı, aksine kalıcı olmalı. Ramazan deyince dostluk, kardeşlik, dayanışma, yardımlaşma, hal hatır sorma, kucaklaşma gibi diğer insanlarla ilişkilerimize bakan bir boyut var; namaz, oruç, zekât, dini tefekkür ve tezekkür ile Rabbimize bakan boyut var. Manevi tekâmül ikisini birden kapsıyor. Dostluk, uhuvvet ve muhabbet gibi diğer insanlarla ilişkilerimizi ilgilendiren boyut da Allah için yaptığımız ubudiyetin bir parçası… Allah için ibadet etmek ve Allah için sevmek/yardımlaşmak…
Sosyal dokumuzu yakından ilgilendiren beşeri münasebetler faslını Ramazan dışında da ubudiyet şuuruyla canlı tutmamız gerekiyor. Fakiri/fukarayı, muhtacı, âcizi arayıp sormanın, onlarla ilgilenmenin zamanı sadece Ramazan’a münhasır olamaz, olmamalı… Çünkü öyle mağduriyetler var ki, bir kerelik ilgiyle çözülmüyor, bir kerelik şefkatle onarılmıyor.
Çat kapı ziyaretlerde öyle dramlara şahit oluyoruz ki, yardımlaşma ve dayanışmanın her daim olması gerektiği gerçeğini önümüze koyuyor.
Cumhurbaşkanımızın çat kapı ziyaretleri önermesinin bir sebebi halkla iç içe olmak, halktan kopmamak ise diğer bir sebebi muhtaç ve yoksullarla dayanışma içinde olmak, onların derdiyle dertlenmektir.
Ankara’nın ilçelerinde yaptığımız ziyaretlerde gördüğüm gerçek şöyle özetlenebilir:
Düşük gelir seviyesinde yaşamaya çalışan, zor şartlarda hayatını idame ettirmeye çalışan aileler var, bu kardeşlerimize yardım elimizi uzatmalıyız ama bir de ilk planda sahip çıkılması gereken bir grup var. Yaşam çarkını çeviremeyecek durumda olan, hiçbir gelir ve imkânı olmadığı gibi, bunu yapabilecek durumu da olmayanlar var. Öncelikli yardım ve kucaklama bu acziyet ve ihtiyaç durumundakilere olmalı.
İlk tespitimiz, devletimiz de AK Parti’nin ilgili birimleri de çalınmadık kapı bırakmamışlar. Hiç ulaşılmamış, ilgilenilmemiş, temas edilmemiş aile yok. Her muhtaç aile ya belediyeden kömür ve gıda yardımı alıyor, ya kaymakamlıktan nakdi yardım alıyor ya engelli, yaşlı, muhtaç desteği alıyor…
Bu işin sevinilecek kısmı…
Bir de insanı karamsarlığa sevk eden boyutlar var. 7-8 kardeşi veya çocuğu olmasına rağmen tek başına yokluğa mahkûm edilmiş, devletin desteğiyle hayata tutunmaya çalışan bir kadıncağızı görmek insanı üzüyor. Akrabalık bağları en güçlü sosyal dayanışma mekanizmasıdır. Aile bağlarının kopup gitmesine izin vermemeliyiz.
Diğer bir olgu, komşuluk bağlarının zayıflamasıdır. Mahallelerdeki apartmanlar, siteler, lüks binalar arasında tek başına yaşam mücadelesi veren nice insan var. Hemen yanındaki insanın yaşadığı dramdan bihaber olmak kabul edilebilecek bir durum değil. Cenazesi olduğunda ilgilenecek kimse bulamayan, taziyesinde yalnız başına kalan insanların yaşadığı acı kat be kat artıyor.
Can sıkan diğer bir gerçek ise kimi eşler arasında resmi nikâhın olmamasının getirdiği mağduriyetler, sorunun tahmin edildiğinden büyük olduğunu gösteriyor. İki örnek olay aktarmak istiyorum. Bir barakaya girdiğimde içeride dört çocukla tek başına yaşayan genç bir kadın gördüm. İlk kızı altı yaşında. Kızın babası küçükken ölünce başka bir adamla evlenmiş. O adamdan da şimdi dört yaşında olan bir kızı var. Ardından bir oğlu olmuş, şimdi bir buçuk yaşında. Adam, genç kadını hamile iken bırakmış, şimdilerde yeni doğmuş bir bebeği daha var. Sıfır gelirle dört çocukla yaşam mücadelesi veren kadına sordum, ‘kocana nafaka davası açmadın mı’ diye, cevap: “Resmi nikâhım yok ki”…
Başka bir evin kapısını çaldık. Yine genç bir kadın… Altı çocuğu var. En büyük kız çocuğu zihinsel engelli… Gelirleri sadece kızın aldığı engelli maaşı. Kadıncağız bir çocuğun engelli maaşıyla diğer beş çocuğu büyütmeye çalışıyor. Aynı soruyu ona da sordum, cevap aynı: “Resmi nikâhım yoktu ki”…
Devletimiz bu tür ailelerden yardım elini eksik etmiyor. Hamdolsun AK Parti teşkilatları da nerede ne var, kim hangi mağduriyet içinde hepsini biliyor, hepsiyle yoldaş olmuş durumda. Onların takip etmesi gereken resmi işlemleri de mahalle temsilcilerimiz takip ediyor… Ziyaretleri birlikte yaptığımız Gölbaşı ve Mamak teşkilatları mağdurların/muhtaçların adeta aile fertleri olmuşlar…
Ramazan ayında insanlar zekât ve sadaka veriyorlar, gıda paketleri dağıtılıyor. Ama şunu unutmamamız lazım: Bu insanların ihtiyaçları Ramazan’dan sonra da devam edecek. Ve sadece yardım paketi dağıtmakla da bu sorunlarla baş edebilmeleri mümkün değil. Her daim onların üzerinde bir şefkat ve merhamet elinin olması gerekiyor. Devletimizin ilgili kurumları bu şefkati üretmeye çalışıyor, aziz milletimiz de bu şefkat ve merhameti sergileyecek seciyeye sahiptir. Yeter ki, unutmayalım, ihmal etmeyelim, nasıl olsa birileri yapıyordur demeyelim.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019