Yıldıray OĞUR
…Ve İhtilal. Korkmayın henüz değil. Şimdilik sadece Kasım 2013’te çıkan Altan Öymen’in son kitabının adı bu. Ve’den önceki üç noktadan anlaşılacağı gibi kitap ihtilale giden yolu anlatıyor. O yolun sonunun 27 Mayıs’a çıkması tuhaf değil diyen bir malzeme eşliğinde.
Öymen’e göre 27 Mayıs tartışmaları uzun yıllar boyunca “Yassıada kararlarının gölgesinde kalmış” ve “herkesin çok üzüldüğü idamlara gösterilen haklı tepkiler yüzünden soğukkanlı ve objektif değerlendirmeler” yapılamamış.
Ne büyük bir haksızlık. Hele de 27 Mayıs gibi bir darbe için.
Neyse ki bu haksızlık, kitabı bitirirken herhalde ibret alınsın diye Gezi olayları sırasında Başbakan’ın gençlere yakın tarihi iyi bilin tavsiyelerini hatırlatan Altan Öymen’in soğukkanlı ve objektif kitabıyla giderilmiş.
Bir de 27 Mayıs sabahı ile başlayan kitabın o girişi olmasa:
“Evden çıkarken saat: 06.30’u geçmişti. Sokağa çıkma yasağı vardı ama, mahalledeki tüm apartmanların kapılarının önüne insanlar çıkmıştı…Sevinçliydiler…Önlerinden geçerken bana- daha doğrusu üniformama- sevgi gösterisi yapıyorlardı. Alkışlıyorlardı. “Türk ordusu çok yaşa” diye slogan atıyorlardı… Bir apartman kapısı önünde çaylarını içmem için ısrar ettiler…Alternatif olarak lokum ikram ettiler onu aldım….”
Evet, doğru tahmin. 27 Mayıs sabahı Olgunlar Sokak’tan Kızılay’a tezahüratlar arasında çıkan ilk asker o sırada yedek subay olan genç gazeteci Altan Öymen. Objektif ve soğukkanlı 27 Mayıs kitabının yazarı. Kötü bir tesadüf. Birkaç sayfa sonra üniformasıyla Milliyet gazetesine uğrayacak. Kapıda Silahlı Kuvvetler Temsilcisi gibi karşılandığını anlatıyor. Sonra Milliyet’in hemen karşısındaki CHP Genel merkezine geçmiş. Parti uzmanı Doğan Avcıoğlu da orada. Onunla arabaya binip sokağa çıkma yasağına rağmen bir Ankara turu atmışlar. Üniformasını gören askerler selam vermiş… Hikaye burada bitmiyor tabii. 10 yıl sonra o CHP’li uzman Avcıoğlu askerlerle kendi cuntasını kuracak, o genç gazeteci de müstakbel Baas hükümeti kabinesinde kendine bir yer bulacaktı. Sonra o gazeteci uzun süre gazetecilik yaptı, sonra CHP Genel Başkanlığı, sonra tekrar gazetecilik…
Tamam burada kesiyorum. Asker, gazeteci, CHP… Herşey birbirine karıştı değil mi? A, B’ye paralelse ve B de C’ye paralelse A da C’ye paralel miydi o formül? Ama galiba böylesine bir geçişkenlik teorisi ileri matematikte bile bulunamadı.
İşte Türk medyasını en iyi anlatan formül bu.
Medya baskı altında çığlıkları atanları anlatan en iyi formül de.
Türk medyasında yaşlılar CHP’li, gençler devrimci, patronlar iktidarlardan ama asıl esas patrondan ordudan yana oldu hep.
Halkın yüzde 70’ine karşıydı medya. Halkın yüzde 30’u ise bütün medyanın tamamına hakimdi.
Yüzde 60’ı temsil eden DP’nin resmi gazetesi Zafer’den başka medyası olmadı. Demirel bile neredeyse tamamı CHP’li olan bir medyayla (boşu boşuna tabii) boğuştu. Türk medyasının nefret figürü ise tartışmasız inandıkları her şeye ters Özal’dı. Ailesi hakkında Has Bahçede Sonbahar diye yazı dizileri yapıldı. Mesut Yılmazcı Hürriyet, Çillerci Sabah oldu ama Erbakan 28 Şubat’ta kartel medyasına karşı yalnız başına kaldı.
O manşetleri evet telefonla değil, genelde kendi rızalarıyla attılar. Ne yapmaları ve ne yapmamaları gerektiğini biliyorlardı. İşlerini severek ve özgürce yapıyorlardı.
Emin Çölaşan çok muhtemelen marşlarla, seve seve 12 Eylül cezaevlerine girip, “herkes kardeş, burası cennet” yazı dizisi yaptı. 28 Şubatın halkla ilişkiler bürosu çalışırken de gazeteciler çok özgürdü. Ahmet Kaya’yı linç ederken, Erdoğan’ı hapse gönderirken, haber için Merve Kavakçı’nın çocuklarını okuldaki arkadaşlarına yuhalatırken de…
Mehmet Y. Yılmaz’a Sahte Oruç, Kanlı İftar manşetini atarken, Özden Örnek Günlüklerini yalanlarken, başörtülü öğrencilere, Eren Keskin’e, Gülay Göktürk’e hakaret ederken, Kardak’a çıkarken Fatih Altaylı’ya kimse telefon açmadı muhtemelen…
Büyükanıt’tan, Başbuğ’dan hükümet aleyhinde demeç almak için basın toplantılarında yalvaran Ankara temsilcileri, Şener Eruygur’la karagahlarda hükümete karşı ne yapmak lazım başlıklı toplantılar yapan medya patronları özgürce, gönüllerinden geçtiği gibi işlerini yapıyorlardı…
Sevdikleri işi, sevdikleri için, istedikleri gibi…
Bu özgürlük ortamını AK Parti’de bozamadı uzun süre.
Gazete küpürleriyle ve merkez medyanın tezahüratları arasında kapatma davası açıldığında, 411 El Koasa kalktı başlıkları atılırken 8 yıldır iktidardaydı AK Parti. 2009’da Habur’daki barış havasını bozan başlıklar atılırken 7 Şubat 2012’de Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasına eşlik eden iddianame sızıntılarını çarşaf çarşaf yayınlarken Habertürk’te aranacak bir Fatih yoktu anlaşılan….
Peki, o halde Fatih Altaylı’nın televizyonda medyaya baskıdan ağladığı tuhaf günlere nasıl geldik?
Toplum değişti, ekonomi değişti, Ankara’daki güç dengeleri değişti ama merkez medya aynı kaldı. Yani çatışmaların çıkmaması tuhaf olurdu.
Ne büyük tesadüf; AK Parti’nin askerleri kışlalarına doğru geri püskürtmesiyle, meyda patronlarından iktidara ilk jestler gelmeye başladı.
İktidarın gitmeyeceğinin ve kimseyle de iktidarını paylaşmayacağı anlaşıldıktan hemen sonra patronu Ertuğrul Özkök’ü görevden aldı. Zamanlaması sahiden manidar.
Sonra Başbakanın kendisine, seçmenlerine, annesine küfreden yazarlardan birkaçının yazılarına son verildi, manşetlerden artık Tayyip denmemeye başlandı falan…
Ama bunu yapmaları bile kolay olmadı. Bütün kadroları CHP’li, laik, solcu gazetecilerden, köşe yazarlarından oluşuyordu. Çatışmalar çıktı. Muhalif yayıncılık Sözcü olunca, Sayın Başbakan demek bile yandaşlığa yetti.
Sonunda patronlar hangi saikle o zarar eden gazeteyi, televizyonu finanse ediyorsa, o saiklerle de hükümetle iyi geçinmeye çalışıyorlar, çatışıyorlar ya da becerebilirlerse denge yapmaya çalışıyorlar. Ve bütün bunların hepsi gönüllü oldu, oluyor. Hükümetle kırmızı telefon hatları da zorla kurulmuyor.
2. Mahmud’un propaganda için Takvim-i Vekayi’yi çıkarmasından beri Türkiye’de medya dünyanın her yerindekinden daha fazla siyasi bir kurumdur. Gazeteciler, medya patronları da siyasal aktörlerdir.
Zaten, Patronlar bunun için zarar etmesine rağmen bir gazeteleri olmasını isterler. Köşe yazarları bu yüzden 10 milletvekili gücünde yazar, konuşur, muamele görür. Hükümetler de bu yüzden medyayı kontrol etmeye çalışır.
Korkmayın, hala kendine yakın işadamlarını gazete almaları için ikna etmeye çalışan bir iktidardan çok zorlasınız bile diktatör çıkmaz. Başlık için arandığınızda direnin, KJ’lerinizden taviz vermeyin. Gerçekten korkmanız gereken iktidarlar başlık ve KJ için aramaz çünkü, sen o başlığı atmaman gerektiğini bilirsin ve atmazsın zaten…
Kendinizi teskin edin; AKP 12 yıldır iktidarda ama hala gazetelerin yüzde 65’i hükümet muhalifi. Merkez medya neredeyse tamamen hükümet karşıtları tarafından yönetiliyor, jest olsun diye köşe açılmış birkaç yazar hariç köşeler onlara emanet…
Holding medyasında yüksek ücretlere tamah etmeyenler için Başbakan’a her gün eskiden olduğu gibi manşetten hakaret etmek de mümkün…
Endişe etmeyin, üç dönemdir karşı olduğunuz parti iktidarda olmasına rağmen Türk medyası hala yüzde 30’un elinde. İktidarın medyası hala yolun başında. Merkez medya olup, toplumun yüzde 70’nin politik, kültürel tercihlerini dikkate almamak, onlara satmamayı baştan göze almak gibi bir lüksünüz var hala. Hala düzenli gazete okuyan eğitimli insanların çoğu CHP’li. Gazetecilerin, televizyoncuların çoğu da…
Belki CHP, ordu, medya arasındaki eski geçişkenlikler azaldı. Göze batıyor artık diyelim.
Medyaya baskı da, medyanın direndiği değişen sosyolojiyle ve zamanla kavgasıdır belki de.
28 Şubat’ta kartelin neler yapabileceğini görmüş iktidar artık o travmadan kurtulması, bir başlığın, bir yazının, bir tv programının hiçbir şey ifade etmediğini anlamalı ve medyayı kafaya takmamayı öğrenmeli. Bu medyaya rağmen buralara geldiğini unutmamalı…
Tabii halkın medyayı pek kafaya takmadığını da…
Reuters Fatih Altaylı’nın itiraflarını Türkiye’de gazeteciler korku içinde başlığıyla vermiş. Peki, Reuters’in milyonlarca abonesini Türkiye’de halkın yıllarca medya tarafından korku içinde bırakıldığını nasıl anlatacağız…
Bu arada lütfen Fatih Altaylı’ya özgürlük…
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025