Yıldıray OĞUR
Altı yıldır Mısır’ı yöneten darbeci diktatör Sisi, BM yıllık genel kuruluna katılmak için kendisine “favori diktatörüm” diyen Trump’ın yanında, ABD’de ama herhalde aklı ülkesinde kalmıştır.
Çünkü altı yıl sonra Mısır sokakları hareketlendi.
Her gece “Yeter artık Sisi”, “Söyle, korkma, Sisi gitmeli” diye bağıran kalabalıklar Mısır’ın farklı şehirlerinde sokaklara çıkıyor, Sisi’nin posterlerini yakıp, çiğniyor.
Gösteriler henüz çok büyük çaplı değil ama son sekiz yılda iki kez sokak gösterileriyle devlet başkanlarını devirmiş bir halkın, korku duvarını bir kere daha aşması, herhalde Sisi’nin ve yandaşlarının uykularını kaçırmaya yetiyordur.
Özellikle de ülkede derin bir ekonomik buhran yaşanırken ve Sisi’nin buna karşı çözüm için elinde sopadan başka bir sihirli değnek kalmamışken...
Şu ana kadar iki kişinin hayatını kaybettiği, yüzlerce kişinin gözaltına alındığı gösterilerin önümüzdeki günlerde de süreceği anlaşılıyor.
Darbenin ardından sessizliğin bozulması, özellikle Mursi’nin şüpheli vefatının ardından Mısır’da Sisi karşıtı gösterilerin başlaması, Türkiye’de de özellikle muhafazakar çevrelerde heyecanla karşılandı.
Ama bazı destek mesajlarında yazdığı gibi bu kez yaşananlar İslami bir kalkışma değil, Firavun’a karşı Musalar sokağa çıkmadı, gösterilerin arkasında İhvan da yok.
Başka ülkelerdeki sokak gösterilerden heyecan duyup, kendi ülkesinde yüz kişi bir olayı protesto için bir araya gelse “İkinci Gezi kalkışması”, “Kaos planı devrede” diyenler, Soros’tan girip Otpor’dan çıkanlar, yirmi rapçi gencin şarkısının arkasında bile neredeyse bütün istihbarat örgütlerini buluverenlere herhalde çok şaşırtıcı gelmeyecektir: Mısır’da Sisi taraftarları ve onun güdümündeki medyaya göre gösterilerin arkasında dış güçler ve “terörist Müslüman Kardeşler” var.
Dün devlet güdümündeki Mısır medyasında çıkan bize epey tanıdık gelecek bir kaç haber:
“Terörist Müslüman Kardeşlerin internet trolleri, devlet büyükleri hakkında fitne tohumları ekerek ve yalan haberler yayarak ülke çapınca kitle gösterileri tertiplemeye çalıştı.”
“Partinin Gençlik Liderleri ve Siyasetçileri Koordinasyonu Komitesi Mısırlıları Müslüman Kardeşlerin dedikodularına karşı uyardı: Barışçıl yöntemlerle kendini ifade etme anayasa tarafından korunan bir hak olsa da, terörist İhvan’ın ülkenin güvenliğini ve istikrarını bozmak için bu hakkı suiistimal etmesi kabul edilemez, buna karşı çok dikkatli olmak gerekir.”
Mısır medyasının gösterilerin arkasında buluverdiği dış güçler ise tabii ki Katar ve Türkiye. Zaten Mursi, vefatından önce Katar için casusluk yapmak suçlamasıyla da yargılanıyordu.
Sisi’nin destekçisi Suudi Arabistan merkezli Al Arabiya’ya göre gösterilerle ilgili yalan haberler yayan iki yabancı medya kuruluşu Katar merkezli Al Jazeera ve Anadolu Ajansı.
Sisi’nin destekçilerinden Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dışişleri Bakanı’na göre de ‘Müslüman Kardeşlerin organize ettiği gösterilerle ilgili gerçekleri dış güçlerin fonlandığı medya kuruluşları çarpıtıyor.’
Mısır medyasından son bir haber daha aktaralım: “Türk siyasetçi Mısır’da gösteri çağrılarıyla Erdoğan’ın ilişkisini istemeden ifşa etti”
Habere göre bu büyük gerçek, televizyoncu Esra Elönü’ye ait olduğu iddia edilen “Sisi Akdeniz’de bir gaz diyaloğu hazırlanır an, her şey duracak” tweetini AK Partili Yasin Aktay’ın RTlemesiyle ortaya çıkmış.
Tweetin Türkçe’sinden uydurma olduğu hemen anlaşılıyor.
Ama Sisi yanlısı trollerin, gazetecilerin bu üretimi ve “Tam Sisi Akdeniz gazı için düğmeye basacakken Türkiye Mısır’ın sokaklarını karıştırdı” akıl yürütmesi yine de bize pek yabancı gelmeyecektir.
Mısır televizyonları da günlerdir Tahrir’den “Burada kimse yok, gösteri falan olmuyor” yayınları yapıyor, bütün dünya televizyonları bu gösterileri haber yaparken, Mısır devlet kanalı pizza günleri haberleri veriyor, yandaş gazeteciler televizyona çıkıp öfkeyle ‘Tahrir’de 30-40 tane tutuklu İhvancının oğlunun nümayiş yaptığını’ anlatıyor.
Peki bu kadar telaşın, örtbasın, yalan haberin sebebi ne?
Bu gösterilerin arkasında gerçekte kim var?
Aslında bir bakıma gerçekten de dış güçler var.
Düğmeye Barcelona’dan Youtube ve Facebook’a videolar yükleyen bir müteahhit bastı.
Ama ona dış güç diyemeyiz. Sisi ve çevresiyle uzun yıllar birlikte çalışmış çok içerden bir güç bu.
Adı Muhammed Ali.
43 yaşında. Varlıklı olmayan bir aileden geliyor. Babası bir vücut geliştirme şampiyonu. Gençliğinde güreş şampiyonu olmuş. Ama Mısırlılar onu televizyondan tanıyorlar. Çünlü Muhammed Ali dört televizyon dizisinde ve üç filmde oynamış yakışıklı bir aktör. Ama esas para kazandığı mesleği müteahhitlik. 15 yıldır Mısır ordusuyla işler yapan Emlak adlı bir müteahhitlik şirketi var.
Uzun yıllardır iş yaptığı askerlerden biri de Sisi.
Sisi’yle, Mursi tarafından Savunma Bakanlığı’na atanmadan önce görev yaptığı askeri istihbarat günlerinden beri tanışıyorlar. Sadece onunla değil, rüşvet verdiği, milyon dolarlık işler yaptığı üst düzey ordu görevlilerinin de yakın ahbabı olmuş yıllarca.
Herhangi bir politik kimliği yok. Müslüman Kardeşler’le siyasi ve sosyal hiçbir bağı yok. Hatta katıldığı ilk siyasi eylem 2012’de Mursi’ye karşı Tahrir Meydanı’nda düzenlenen mitinglermiş.
Ama bu yılın nisan ayından beri beş çocuğu ve eşiyle birlikte İspanya’da yaşıyorlar.
Daha doğrusu oraya kaçmışlar.
2 Eylül’de cep telefonuyla çekip Youtube ve Facebook’tan yayınlandığı ilk videodan beri Mısır onu takip ediyor. Televizyonlar, gazetelerde ondan hiç bahsetmese de ilk videosunun izlenme sayısı 1.7 milyona ulaşmış.
Çünkü elinde sigarası, bağrı açık beyaz ütülü gömleği, sokak ağzıyla konuştuğu Arapçası ve aktörlük yeteneğiyle anlattıkları Sisi’nin kirli çamaşırları, yolsuzlukları, lüks inşaat projeleri ve yaptırdığı saraylar...
Üst düzey ordu görevlileri için lojmanlarının yanında onların istekleri doğrultusunda 120 milyon dolarlık lüks bir hotel inşaatı yapmış.
Sisi ve eşine ilk olarak Savunma Bakanlığı’na getirildiğinde lüks bir ev yapmış. Hatta Sisi ve eşi, evin yakınlarındaki Rabia Meydanı’nda 2013 yazında askerlerin katliam yaptığı gün, dekorasyon için o evdelermiş.
İktidara geldikten sonra Sisi’yle çalışmaya devam etmiş.
Bu kez Sisi için saraylar inşa etmeye başlamış. Bunlardan biri İskenderiye’de deniz kenarında inşa edilen yazlık saray. Kahire’de eski sarayın büyütülmesi ve renovasyonu, Sisi’nin yeni yönetim başkenti yapmak istediği yine İskenderiye yakınlarında inşa edilen bir başka saray, Nil Nehri kenarında yapılan bir başka saray...
Bunları bizzat yapan kişi olarak, içeriden bilgiler ve ayrıntılar vererek anlatıyor.
Tabii milyonlarca Mısırlı açlık sınırının altında yaşarken, Sisi’nin milyon dolarlık saraylar yaptırması halkı çileden çıkarıyor.
Muhammed Ali bunları anlatırken Sisi’ye hakaret ediyor, lakaplar takıyor ve tabii halkı da bu yolsuzluklara ve israfa karşı sokağa çıkmaya çağırıyor.
Gösterilerin sloganı olan “Yeter Sisi” hashtagini de o başlattı.
Bütün bu yolsuzluk iddialarını anlatırken kendisinin de bu çarkın içinde olduğunu söylüyor, böylece ikna ediciliğini artırıyor.
Her ne kadar iktidar medyası ona yok muamelesi yapsa da, Sisi, bu iddiaları daha fazla görmezden gelemedi ve geçen hafta katıldığı bir gençlik toplantısında mikrofonu eline alarak ad vermeden hakkındaki söylentilere inanılmamasını istedi ama saraylar yaptırdığını da kabul etti:
“Evet yaptırıyorum. Daha çok da yaptıracağım. Ama bunları kendi adıma yaptırmıyorum. Mısır halkı adına, onlar için yaptırıyorum. Bunlar benim değil, Mısır’ın.”
Sonra da bir espri yaptı: “Mısır’da saraylar sadece Muhammed Ali için mi?”
Tabii burada kastettiği Muhammed Ali, Mısır’ın her yerinde sarayları olan Mısır Hidivi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’ydı.
Ama artık Mısır’ın en meşhur Muhammed Ali’si Kavalalı değil.
Ülke yoksullukla boğuşurken Sisi’nin lüks saraylarını ve yolsuzluklarını ifşa eden, kimsenin yan bakamadığı diktatöre, lakaplar takıp, hakaret ederek karizmasını çizen aktör ve müteahhit Muhammed Ali.
Yeni videolarında daha büyük sokak gösterileri için çağrılar yaptı. Bakalım sokaklar onu dinleyecek mi, korku duvarları biraz daha aşılacak mı?
Ama bütün medyayı eline geçirmiş, muhalefeti hapse atmış Sisi’nin, İspanya’dan bir cep telefonuyla çektiği videoları Youtube’a yükleyerek, Mısır’da binlerce kişiyi sokağa döken eski özel müteahhidinin sesini şimdilik bastıramadığı kesin.
Bu çağın Firavunlarının korkulu rüyası olan Musaları da böyle oluyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025