Yüksel TAŞKIN

Yüksel TAŞKIN
Yüksel TAŞKIN
Tüm Yazıları
Kılıç’a saldırı korosu
29.04.2014
1798

 Hükümet yanlısı medyanın Haşim Kılıç’ın konuşmasına gösterdiği tepkilerde insan biraz nüans arıyor. Bu kadar tek sesli bir saldırı korosunun varlığı, bir ülkede demokratik zihniyetin ne kadar yerleşebildiğinin de göstergesi. Belki bazı kalemler, Kılıç’ın konuşmasının içeriğine yoğunlaşıp özeleştiri yaparlar diye bekliyorsunuz ama konuşmasının içeriğine hiç giren yok.

Çok sayıda yazıda da, “seni bizim adamımız biliyorduk şimdi ne oldu?” ifadesinde özetlenebilecek “eleştiriler” var. Yeni Şafak gazetesinden Abdülkadir Selvi, “Haşim Kılıç cüppe değiştirdi” yazısında tam da bunu yapıyor ve artık kabak tadı veren, “mahalle değiştirme” söylemine başvuruyor:“Haşim Bey, içinden çıktığı eski mahallesini rencide edecek, karşı mahalleyi sevindirecek ne varsa söyledi.

Sanki iki mahalle arasında bir iç savaş var. Sanki “öteki mahallenin” haklı kaygı veya korkuları olamaz. Bu kaygıları hukukçu kimliğinizle dile getirdiğinizde “karşı tarafın adamı” oluyorsunuz. Susup dile getirmediğinizde de “bizim adamımız!” Hukuk iki mahalleyi de zaman zaman karşısına alması gereken evrensel bir arayış değil mi? Kılıç, Kemalist vesayetçiliğe eleştiri getirirken de benzer bir dil kullanmıyor muydu?

Bugün Türkiye’de Başbakan’ı eleştirmenin ne kadar zor hâle geldiğini hükümet yanlısı medyada yazanlar bilmiyorlar mı? Bal gibi biliyorlar ve eleştirilmesi gereken meseleler ortaya çıktı mı, topa girmemeyi seçiyorlar. Buna öz sansür denir. Başbakan ve etrafındakiler hep takdir bekliyorlar ve hükümet yanlısı medyada “takdir etme performansı” düşenler, heves kaybedenler, “acaba ne oluyor?” demeye başlayanlar hızla gözden düşüyorlar.

Biz duygusu” organik toplum tasavvurunu aşamayanlar için bir hapishaneye dönüşebilir. Böyle bir hapishaneyi haklı çıkarmak için “mahallenizin” sürekli saldırı altında olduğu fikrini yaymanız ve inanmanız gerekir. Soğuk Savaş döneminde de bu durum böyleydi. İki mahalle arasında gidip gelenler, iletişim kurmaya çalışanlar aforoz edilirlerdi. Bunun neticesi ciddi bir entelektüel sığlık olarak ortaya çıktı.

Bugün hükümet yanlısı medyada ciddi bir sığlaşma gözlemliyorum. Burada kalem sallayanlar, fazlasıyla şimdici (presentist) bir tavra savrulmuş durumdalar. Hep güncelle ilgili yazıyor ve iktidarın tavrına göre tutum takınıyorlar.

Bu kadar güncele gömülmüş, iktidarın güncel ihtiyaçlarına göre yazı yazmak durumunda bırakılmış olmak, İslamcı kökenden gelenlerin hepsinin kabullenebilecekleri bir durum değil. Bu nedenle de başka geleneklerden gelen, iktidarın mıknatısına vurulmuş “devşirme” gazeteciler, bu esnekliği daha kolay gösteriyorlar. Onların sürekli esneklik hâllerini vicdani baskı altına alabilecek ideolojik bir geçmişleri de yok. Nitekim en gözde kalemler de bu devşirmelerden çıkıyor.

Aslında sürekli iktidara ayarlı yazmanın uzun vadeli sakıncaları vardır. İktidarla aynı ideolojik frekansta olsanız bile, nispi bir özerklik ilişkisi oluşturmanızda yarar var. Tarih boyunca siyasi güç sahipleri, aydınların ahlaki, ideolojik saflık ve tutarlılık iddialarından ürkmüşlerdir. Saygınlık ve bilgi, aydının en kalıcı silahlarıdır. Siz bu silahlarınızı güncel kazanımlar adına heba ederseniz, kendinizi iktidarın organik uzantısına dönüştürürsünüz. Bir süre sonra da sizi dikkate almalarını gerektiren ahlaki baskı ortadan kalkar. Kültürel sermayeniz kuruduğu için sürekli siyasi sermaye peşine düşersiniz. Ne var ki böyle aydınlardan iyi siyasetçiler de çıkmaz.

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar