Yüksel TAŞKIN

Yüksel TAŞKIN
Yüksel TAŞKIN
Tüm Yazıları
Kürtlerin bitmeyen 28 Şubat’ı
1.02.2015
1777

 Hep aynı çukura geri düştüğümüz izlenimi veren siyaset hayatımızda tanıdık nahoş görüntüler yine devrede. Gazetelerimizin genel yayın yönetmenlerine verilen brifingden sonra ilgili şahıslar, dışarıya çizme ve apoletle fırlayarak, “Türk’ün gücünü” cümle âleme göstermeye başlarlar.

Oysa tutarsız ve kontrolsüz “güç”, güç değil zayıflıktır. Medyadakiler de aslında sezgisel olarak bunu bilirler. Bir süre sonra aynı çizme- apolet takımı, “turizmden, iktisadi gidişatın olumsuz etkilenmesinden” bahseder ve aslında çözüm olmayan bir tür donma durumuna geri dönmeyi isterler.

İsterler ki silahlar sonsuza kadar sussun ve müzakereler de sonsuz aldatmalarla dolu bitmeyen bir satranç maçı gibi devam etsin.

Siyasetçilerimiz de isterler ki, hep mağdur kalalım, hiç büyümeyelim. Bu mesele biz taşın altına girmeden, sorumluluk almadan, büyümeden, hiç taviz vermeden büyüyle falan bir şekilde çözülsün. Ama olmuyor işte. Büyümemiz lazım.

Şimdi yaşanan nedir? Hükümet, Çözüm Süreci’ni birdenbire bitiriverdi. İleride bu günlerin tarihi yazanlar, lafa böyle girecek. Evet, şiddetin tekrar devreye girmesi için bu defa ilk taşı hükümet attı.

Bunun HDP ve Demirtaş’a yönelik bir operasyon olduğunu anlamayan beri gelsin. Bu değirmene kan taşımamak, hükümeti ateşle oynarken yalnız bırakmak gerekiyordu ama bu olmadı. PKK, hızla misilleme yoluna gitti. Her gün yıkılan dünyalara şahit oluyoruz. Canımız yanıyor.

Hükümet kanadının amacı, kısa vadeli ve uzun vadeli olarak ele alınabilir. Kısa vadede elbette Erdoğan’ın orkestra şefliğinde tek başına iktidar hedeflenmektedir. Bunun için Demirtaş ve HDP sindirilmelidir.

Uzun vadede ise bölgede Devlet’in ağır biçimde hissettiği egemenlik kaybına çözüm aranmaktadır.

Böylece Kürtlere yönelik hiç bitmeyen “28 Şubat süreci”, düşük yoğunluklu olmaktan çıkarılarak, yüksek yoğunluklu 28 Şubat yeniden devreye sokulacak. Evet, Çözüm Süreci devam ederken de Kürtlerin 28 Şubat’ı oradaydı. Hiçbir zaman bitmemişti.

Yüksek yoğunluklu süreç nasıl olacak? Geçmişte defalarca denendiğinden biliyoruz: Eski tas, eski hamamla devam. Yani olağanüstü hâl rejimine geri dönerek. Uslanmayana kötek atarak.

Peki, bu yöntemin bir şansı var mıdır? Hayır. Devlet, askerî gücünün dışında bölgede hiçbir otorite ve meşruiyet kaynağının olmayacağı bir yere kendi ayaklarıyla gidiyor. Son seçimden hiç mi ders alınmadı? HDP’nin bölgede AK Parti’ye yaşattığı büyük yenilginin nedenleri hiç mi analiz edilmiyor?

Türkiye, içeride ve dışarıda Kürtlerle mutlaka barışmalıdır. Bunu Kuzey Irak’ta başaran hükümetin, Suriye için ayak diremesinde ne mantık ne de tutarlılık vardır.

Hatırlayın, İslamcılara 28 Şubat sürecinde ciddi haksızlıklar yapılmıştı. Pek çok kesim, bu haksızlık ve adaletsizlik hissiyle, AK Parti’ye yöneldi. Asker, İslamcılığı sadece budamış oldu. Hareket daha da filizlendi. Ve zamanla dümeni Devlet olmaya doğru kırdı.

Şimdi aynı haksızlık ve adaletsizlik duygusu, Demirtaş ve HDP için yoğun biçimde hissedilmektedir. Yüzde 13’ün üzerinde oy desteğinin verdiği en açık mesaj budur.

Bu hareket, belki bir seçim yalpalar. O da belki. Ama ikinci seçimde çok daha yüksek oy desteği alacaktır. Hele ki barışı gerçekten isteyen taraf olduklarını anlatabilsinler. Gösterebilsinler.

Dikkat edin, Demirtaş ve HDP ilk günlerde yalpaladı. Ama Demirtaş, içten duruşuyla ve şeffaflığıyla insanlara “acaba” dedirtmeye başladı. Kendisini dinletmeyi yeniden başardı.

Hükümet kanadının inandırıcılık yitimi ise, Akdoğan’ın siyasi tarihin en anlamsız söyleşilerinden birini vermesiyle başladı. Akdoğan’ın cümlelerini tartmaya çalıştım. Hiçbir tutarlılığı olmadığı gibi, Demirtaş’ınEzgi Başaran’a verdiği mülakattaki görüşlerini istemeden desteklemiş oldu.

Davutoğlu ise, önüne bırakılan topla oynarken etrafa “kontrol bende” gülücükleri dağıtmakla meşgul. Başbakan olduğu hâlde kendisine tanınmayan otorite ve itibarı, savaş diliyle dayılanarak telafi etmek istiyor gibi. Ne kadar trajik.

Herkesin biran önce büyümeyi seçmesi ve kendine gelmesi dileğiyle…

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar