Yüksel TAŞKIN

Yüksel TAŞKIN
Yüksel TAŞKIN
Tüm Yazıları
Sandıkta koalisyon
3.01.2015
1877

 Anket şirketleri için bile büyük bir sürpriz olan seçim sonuçlarının, benim için de sürpriz olmaması mümkün değildi. Kafamdaki senaryolardan hiçbirisi gerçekleşmedi.

AK Parti’nin tek başına iktidar olmasının zor olduğu, ama bunun kıl payı da olsa gerçekleşebileceği, bana göre, ihtimallerden sadece birisiydi. Daha çok koalisyon olasılığına ikna olmuştum. Ciddi biçimde yanıldım. AK Partililerin de bu sonucu beklemediklerini sezmek zor değil.

Demek ki bu alanda otorite hâline gelen ama kanaat teknisyenliğiyle, çok boyutlu veri sağlayarak düşünmemize katkı sunma tevazuu arasındaki sınırı ihlal eden anket şirketleri de ciddi ciddi özeleştiri yapmalılar.

Sanırım itibarı giderek azalan sosyal bilimleri de yeniden anımsamalıyız. Bu itibar kaybında sosyal bilimcilerin moda konulara eğilerek, kolay tüketilen “hap” bilgilere yönelmelerinin de etkisi oldu.

Oysa bu toplumu yeterince tanımıyoruz En az dört parçalı bir toplumuz. Farklı bloklar birbirlerini tanımak, anlamak istemiyor. Hattâ diğerlerini kendi sorunlarının kaynağı olarak görüyor. Ve birbirlerinden fena hâlde korkuyorlar.

Korku varsa onu istismar edenler de olacaktır.

Kendi adıma Türkiye sağı üzerine çalışmanın önemini kavradığımı düşünüyorum. Ama bu yeterli değil. Daha fazla saha çalışması yapmak gerekiyor. Özellikle yeni kentsel alanlardaki ve kendisini dünyanın merkezinden soyutlanmış hisseden taşradaki gençleri anlamak için çok çaba harcamalıyız.

Siyasetçiler ve STK’lar da, farklı cenahlara sıkışmış gençleri biraraya getirerek sosyalleştirmek adına çok daha fazla çaba harcamalılar. Eğer bir toplum olamazsak daha çok acı çekeriz.

Şu anda bir toplum olmanın işareti sayılacak ortak ve kabul görmüş normlardan çok uzağız. Bu nedenle ve bunun sonucunda da birbirimize neredeyse hiç güvenmiyoruz. Daha doğrusu “ötekilerimize” hiç güvenmiyoruz.

Bir önceki yazımın başlığı “‘Ötekiler’ gelmesin seçimleri”ydi. Bu başlık, toplumdaki yaygın endişe hâline referansla atılmıştı.

Sonuçta bu seçimleri belirleyen de “ötekiler gelmesin” korkusu oldu. Seçim sonuçlarını istikrar korkusunu körükleyenler kazandı.

Seçim sonuçlarına saygılıyım. Bu korkuları bilerek istismar edenlere saygı duymak zorunda değilim ama seçmenlere saygım ve sevgim var.

Sonuçta azımsanamaz sayıda MHP seçmeni, AK Parti’ye destek verme kararı verdi ve bu, seçim sonuçlarını ciddi ölçülerde etkiledi. Bu seçmenler, sandıkta koalisyon kurdular.

Ama AK Parti’nin en ciddi başarısı, hem endişeli MHP’lileri hem de endişeli HDP’lilerin bir kısmını aynı anda kendisine çekebilmesiydi. Bu durum, tutarsızlık barındırdığı oranda ciddi bir başarıya da denk düşer.

Evet, AK Parti’nin bu etkiyi sağlayabilecek imkânları vardı. Parası, medyası vardı. HDP’ye neredeyse nefes aldırmayarak, kampanya yapmalarının koşullarını ortadan kaldırarak bir darbe vurdular ama bence bu darbe yeterince güçlü olamadı. HDP ciddi bir siyasi aktör olarak ortada duruyor. Yelkenlerini şişirmesi her zaman muhtemel.

Ama AK Parti’nin en fazla üzerinde durulması gereken ve neredeyse en az tartışılan avantajlarından birisi örgütüdür. Örgüt motive olduğunda kararsız, gönülsüz seçmenleri etkileme kapasitesi ciddi olarak artmaktadır.

AK Parti’nin 10 milyon üyesi var. Aldığı 23 milyonun üzerindeki oyun yüzde 40’ını kendi üyelerinden almaktadır. Üyelerinin sayısı tüm seçmenlerin en az yüzde 20’sine tekabül etmektedir.

Sosyal bilimcilerin AK Parti örgütüyle ilgili ciddi çalışmalar yürütmesi gerektiğini söylememe bilmem gerek var mı?

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar