Ahmet TAŞGETİREN
“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı hiç şüphesiz politiktir. Yani olay mesela “Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu”, “Türk ordusu mensubu”, diye tanımlanmakla yetinmeme, “Mustafa Kemal’in askeri” tanımlamasına yeni bir anlam yükleme olayıdır. O anlam ne ise politik hüviyet de odur.
Teğmenlerin o sloganı atarak kılıç çatması da hiç şüphesiz politik bir eylemdir. Teğmen oluncaya kadar o gençlere hiç şüphesiz bir askeri eylemin politik hüviyeti de öğretilmiş olmalıdır. Kılıç evet, sembolik bir kılıçtır ama, bir askeri sembol değeri de yok değildir. O sembol ne ise tam da o mesaj verilmek istenmiştir.
29 Mayıs ve 10 Kasım’larda insanların büyük kitleler halinde Atatürk sevgisi gösterilerinde bulunmaları da “Atatürk sevgisi”nden öte politik mahiyet taşır. O sevgi gösterilerinin medyada altı çizilerek takdim edilmesi de politiktir.
Teğmenlerin gösterisini İmam Hatip Mezunları Derneği Önder’de “O kılıçlar kime çekildi?” şeklinde sorgulayarak yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan da olayı bütünüyle politik perspektiften gördüğünü ortaya koymuştur.
CHP lideri Özgür Özel’in, “Ne yani teğmenler ‘Atatürk’ün Askerleri değil de Trikopis’in Askerleriyiz’ diye mi slogan atacaklardı?” gibi bir tepki göstermesi de politiktir.
Milli Savunma Bakanlığı’nın ve Genelkurmay’ın alacağı tavır da kimse şüphe edilmesin ki politik nitelikli olacaktır. Eskilerin Genelkurmay’ı ve Milli Savunma Bakanlığı ile yeni zamanların Genelkurmay’ı ve Milli Savunma Bakanlığı birbirinden oldukça farklıdır. Eskiden belki farklı politik tavır alınırdı, bugün farklı politik tavır alınacaktır. Hele Cumhurbaşkanı Erdoğan “O kılıçlar kime çekildi?” sorusunu sorduktan sonra…
Bu tespitleri, öncelikle, eylemin doğruluğu – yanlışlığından bağımsız olarak netleştirmek gerekiyor.
Yani kimse birbirini aptal yerine koymasın.
Şimdilerde bu eylemin oluşumunda rol alanlar hakkında karar süreci işliyor.
Belli ki eylemin “politik” niteliği göz önünde bulundurularak karar verilecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “en sert” yerden aldı konuyu. Yani “kılıç çekme” boyutundan…Acaba onu “silâh gösterme” olarak mı okudu? “Kime karşı silâh gösterildiğini” düşündü? Sokaklarda atılan “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganları ile mi bütünleştirdi? 15 Temmuz’dan bu yana askeri okullar dahil, TSK bünyesinde radikal operasyonlar yapılmasına rağmen, bu olay nasıl gerçekleşti? “Anadolu’nun içinden süzülerek gelen” ve birisinin adının “İkra” olduğu Erdoğan’ın da dikkatinden kaçmayan bu çocuklar böyle bir eylemin içine nasıl girdi?
Acaba Erdoğan sokaklara taşan “Atatürk’e bağlılık” görüntülerini politik mi okuyor? Anıtkabir’e özel çabalarla getirilen “partili” grupların “Reis’e bağlılık” gösterileri alternatif bir nitelik mi taşıyor?
Teğmenlerin karşı karşıya kalacağı muamelede en belirleyici tavrın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bakışına göre belirleneceğini tahmin etmek zor değil. Milli Savunma Bakanlığının da askeri kanadın da Külliye tavrını okuyarak hareket edeceği açıktır.
Özgür Özel, keskin bir dil geliştirdi. “Göreve gelirsek şimdi gönderilenleri geri getirir, teğmenleri gönderenleri göndeririz” gibi bir tavır. Bu tavrın teğmenlerin karşı karşıya kalacağı pozisyonu daha da zorlaştırması şaşırtıcı olmaz. Bunu Özgür Özel’in görmemesi de mümkün değil. Haa, daha farklı nasıl davranabilirdi, sorusunun da cevabı kolay değil. O ana muhalefet lideri, yarın iktidara geleceğinden umutlu olmalı, o tehdidi de işlevsel nitelik kazanmalı. Ama öyle olur mu, meçhul. Yarın ana muhalefet iktidar olsa bile, bugün teğmenlerin karşılaşacağı muameleyi telafi edebilir mi, o da meçhul. Burada karar vericiler sanırım, “Bu çocuklar bir cahillik ettiler, şimdi geleceklerini karartacak bir ceza verilirse bunun toplumsal yansımaları da çok kötü olur, hafif bir ceza ile geçiştirelim” yaklaşımı ile “Bugünkü olay, yarınların habercisidir, bugün göz yumulursa yarın daha büyüğü olabilir, öyleyse benzerlerine ibret olacak bir tavır sergilenmeli” yaklaşımı arasında tercih yapacaklardır. Dışardan sürece katılanlar, öyle zannediyorum ki, ikinci tavrı besleyeceklerdir.
Burada tabii, önemli bir sorun, Atatürk isminin “Siyaset aracı” haline getirilmesinde yaşanıyor.
Mevcut iktidarın “Din” üzerinden siyaset yapmasının “Din”e ödettiği bir bedel varsa – ki bence var- Atatürk üzerinden siyaset yapmanın da Atatürk’e ödettiği bir bedel var. “İstismar”a yönelik her tür hareket, bizatihi istismara konu olan alana zarar veriyor. Ve toplum olarak biz, 100 yıldır bu kısır döngüden çıkamadık. Ne yazık ki ülkenin kaderi de bu kısır döngü alanında şekilleniyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- “Kutup başı”
17.07.2025 - Türk – Kürt – Arap söylemi
13.07.2025 - Kürtlere “çöplük” diye bakan bir adam
11.07.2025 - Sonraki Kürt siyaseti
9.07.2025 - Siyaset ırmağı kirlenirken…
29.06.2025 - AKP ahlâkî üstünlük mü kazandı?
10.06.2025 - Demokrasinin kırılganlığı- Bu defa AKP uygulamaları
5.06.2025 - “Yaparsa Bahçeli yapar”
22.05.2025 - Trump’ı çok bekledik değil mi?
18.05.2025 - PKK’nın iktidardan Öcalan beklentisi
13.05.2025
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Agnostik
Toplumun durumu ortada iken milletvekillerinin liderlerini bu şekilde alkışlamalarını anlıyamıyorum; bu konuda da bir yorumunuzu bekliyorum.
Agnostik
Son paragrafınızı çok doğru buluyorum.