Ahmet TAŞGETİREN
Ak Parti dün “Evet” kampanyasını resmen başlattı.
Beklendiği gibi görkemli bir vitrin sundu. Ak Parti bu tür işleri başarı ile yapar.
Aslında kampanya bir süredir Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın kitle mitingleri ile ve medya ortamında devam etmekte idi.
İşin matematiğine bakılırsa “Evet”ten başka bir sonuç çıkması ihtimal dışı denebilir. Matematik şu: Anayasal düzenlemeyi kurgulayan Ak Parti ve MHP oyları yüzde 62'yi buluyor. Böyle bir matematikten “Evet” nasıl çıkmaz?
Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın mitinglerinde de coşku var.
Buna karşılık değişikliğe itiraz eden tarafın başat aktörü olarak CHP, deyim yerindeyse “Düşük profilli” bir muhalefet sergiliyor. Şu ana kadar Kılıçdaroğlu'nun gündemde varoluş miktarı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a göre oldukça sınırlı. CHP'nin ve Ak parti MHP dışındaki oyları topladığınızda da “Hayır” oyları yüzde 50'lere ulaşmaktan çok uzak gözüküyor.
Böyle bir matematikten “Hayır” nasıl çıkar?
CHP bu tavrı “stratejik tercih” gibi sunuyor. Ama zaten yapıp yapacağı da bu denebilir.
Fakat “Evet dünyası”nda açıkça gözlenen bir kaygı da var.
Normalde Türkiye siyasetinde yüzde 65-35, hatta yüzde 70-30 gibi bir dağılım olduğu farz edilir. Yani diyelim Ak Parti'yi muhafazakar zeminin, MHP'yi de “milliyetçi” zeminin temsilcisi olarak görsek, muhafazakar – milliyetçi zemine Saadet'i, Büyük Birlik'i, Hüdapar'ı eklesek, bütün bu toplum alanını heyecanlandıracak bir proje, yüzde 70'leri yakalayabilirdi. Üstelik bir seçim değil referandum söz konusu. Yani farklı toplum kesimlerini aynı potada eritebilecek önerilerin halk oyuna sunulduğu bir platformdur referandum.
Kaygı. Evet.
CHP'nin umudunu, “Evet dünyası”nda oluşabilecek tereddüde, heyecan eksikliğine bağladığı söylenebilir. Zaman zaman bunu dile getirenler de var: Bırakalım onlar meydanlara çıksınlar, zaten vatandaş ne olup bittiğini anlayacak, gibi bir yaklaşım. Ne kadar tutarlı, sorgulanabilir. Zaten sandık sonuçları da herkesin hesabını bu anlamda sorgulayacak.
Peki “Evet dünyası”ndaki kaygının sebebi ne olabilir?
Benim kanaatim, o da bugüne kadar oy aldığı toplum kesimlerinin seçimlerde farklı partilere oy atarkenki heyecanı, burada ortak bir projeye sahiplenme noktasında göstermediğini düşünüyor.
Bunun bir reel sebebi var: Referanduma sunulan proje Ak Parti'nin projesi gibi görünüyor, oysa farklı partilerin desteğinin alınması lazım. Diğer parti mensupları bu projeyi nasıl “milli – herkesi buluşturan bir proje” olarak algılama noktasına getirilecek?
Ak Parti'nin 15 Temmuz vurgusu, beka söylemi, istikrar – istiklal-istikbal söylemi, evet bunlar ortak milli heyecan olguları, ama bunların parti hesabını aşacak bir duygu bütünleşmesini sağlayacak çerçeveye oturması, bir hayli emek gerektiren bir husus.
Bir diğer konu, ben bunu ısrarla vurguluyorum, FETÖ operasyonlarının yansıması ile ilgili.
Şöyle denebilir: Operasyonlar, mesela Sayın Cumhurbaşkanı'nın kademelendirmesi gibi “İhanet katmanı”nı tecrit ederek, nokta atış halinde bir tasfiyeyi başarabilseydi, eminim büyük sızlanma olmayacaktı. Ama o yapı, toplumun farklı katmanlarına -ki yine Sayın Cumhurbaşkanı'nın doğru tasnifi ile “İbadet ve Ticaret katmanları”na- nüfuz ettiği için, operasyonlar “iltisaklı alan” tanımlaması ile pek çok derinliğe ulaştı. Bu “derin alan”ın referandumdaki tavrı ne olacak? 1 Kasım seçimlerine yansıyan FETÖ etkisi bence bir ölçü değil. Çünkü o zaman, FETÖ kendi etkin gücüyle rol aldı, burada ise iltisaklı alanların devreye sokulması söz konusu.
Bir şey daha: Bence Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilirkenki oy karşılığı da yüzde 52'den çok daha fazladır. Orada da “Erdoğan'ın hizmetleri”nden ziyade kategorik politik karşı tavır etkin olmuştur.
Şu anda da öyle bir iklim var, kaygı onunla bağlantılı ve bunun aşılması lazım.
“Hayır çıkmaması lazım, bu siyasette türbülansa yol açar”yaklaşımının da şu anda önemli bir eğilim olduğunu düşünüyorum.
Zorlu bir yürüyüş söz konusu. Kampanya dili, görünürlükteki yoğunluk, medya yüzleri vs her şey kritik.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025