Ahmet TAŞGETİREN
-Dolar 8.32 olmuş. Bu rakam iktidarın 2023 için hedeflediği Dolar kuru (8.02) nun da üzerinde. Hazine ve Maliye Bakanı “Kura bakmıyoruz” diyor. Kuru soranlara da “Siz maaşınızı dövizle mi alıyorsunuz?” tarzında alaycı bir üslup sergiliyor. Maaşını Dolarla almayanları neden ilgilendirsin kur? Ama belli ki birileri Maliye Bakanının bir zamanlar dediği gibi “15’e çıkar diye hesaplanıyordu, Dolar 5 liralara kadar düştü” öngörüsüne inanmıyor ve bu rakam daha yukarılara tırmanır kanaatiyle eline geçen üç kuruşu bile dolara yatırıyor. Ne demiş Davutoğlu: “Dolar o kadar hızlı koştu ki Hazine ve Maliye Bakanının hayalini bile geçti.” Yanlış mı?
-Merkez Bankası Başkanı da tıpkı Hazine ve Maliye Bakanı gibi “Merkez Bankası olarak reel veya nominal olarak herhangi bir kur seviyesi hedeflemiyoruz” diyor. “Tabi ki mevcut makroekonomik temellere baktığımızda, Türk lirasının oldukça, aşırı değersiz bir noktada olduğunu değerlendirebiliriz. Değersiz TL fiyat istikrarına ilişkin riskler oluşturuyor. Bizim döviz kurlarını hedefleme gibi bir duruşumuz yok” diyor. Demek ki sayın Başkanın demesine göre sorun var ama sorunla kendilerinin işi yok.
-Merkez Bankası Başkanı, yüzde 8.9 seviyelerinde olan 2020 enflasyon tahminini yüzde 12.1’e çektiklerini açıklıyor. Bu da Başkanın tutmayan tahminlerinin peşinden gelen dördüncü enflasyon rakamı revizyonu oluyor.
-En başta yaşanan ve gittikçe derinleşen hukuk sorunları ve dışardan algılandığı şekilde keyfi ve otoriter yönetim üslubu yüzünden ülkenin risk primi yükselmiş, dünyada sıfırın altında faizle kredi kullandırıldığı bir zamanda yüzde 6’larla zor kredi bulur – bulamaz hale gelmişiz. Üzerimize kondurmuyoruz.
-Tam bu ortamda hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem Hazine ve Maliye Bakanı ekonominin çok çok iyi durumda olduğuna dair açıklamalar yapıyor: “OECD ve IMF ölçeklerine göre en iyi konumda olan ülkeyiz.”
-Hele şu askıda ekmek tartışması. Vatandaş evine ekmek götürebiliyor mu götüremiyor mu? Askıda ekmek, herkesin evine bol bol ekmek götürebildiğinin mi, bir ekmeği bile sadaka ile alabilme durumunun göstergesi mi? Askıda ekmek vatandaşın ekmeğe muhtaç hale geldiğini mi gösteriyor yoksa bu bir abartı mı? Askıda ekmeğin bizim toplumumuzun yardımlaşma – paylaşma geleneğinin uzantısı olduğu doğru da sormak gerekir şimdi herkesi o kampanyaya katılmaya davet edenler de herhangi bir fırın veya bakkalın önünde asılmış ekmeklerden evlerine götürüyorlar mı?
Vatandaş kendi gerçeğinin farkında. Aldığı asgari ücretin (onu da alabiliyorsa) yıldan yıla kaç Dolara tekabül ettiğini ve her gün Liranın nasıl tırtıklandığını biliyor. Ev kirasını nasıl ödeyeceğini düşünüyor, işyeri kirasını nasıl ödeyeceğini düşünüyor, işçi çalıştırıyorsa çalıştırdığı işçinin maaşını nasıl ödeyeceğini düşünüyor, İŞKUR kapılarında bir işe tutunabilmek için nasıl çırpındığını, gidip boş dönmelerin nasıl yüreğine yük olduğunu biliyor.
Vatandaş yönetime ilişkin ne düşünüyor, biliyor musunuz?
Bakın açık açık yazayım, bunu sizin bu kadar iktidar eksenli duruşlarına rağmen “nefesimizi yansıtmıyor” dediğiniz medya yazmaz. Neden? Ekmek parası yüzünden.
Bir: Vatandaşın öncelikle sizin problemi anladığınıza dair güveni kayboldu. Yani ekonomi yönetimi yaşanan problemi gördü mü, sebepleri gerçekten anladı mı, vatandaşın ne yaşadığının farkında mı, buna dair güven yok vatandaşta.
İki: Vatandaş, mevcut ekonomi yönetiminin ekonomide ipin ucunu kaçırdığını, çözüm yollarını bilmediğini, acı olan bilmediğinin de farkında olmadığını, çok acayip bir özgüven yaşarken, vatandaşa yabancılaştığını düşünüyor.
Üç: Vatandaş, mevcut ekonomik türbülansta yönetimin başında kim olsa değiştirilmesi gerektiğini, dışarda çok önemli bir ekonomik bilgi birikimi bulunduğunu, bunların her gün seslendirildiğini ama ekonomi yönetiminin bunları bile derleyip toplayıp bir senteze yönelmekten aciz olduğunu görüyor, “Bunca zaafa rağmen bu yönetim neden hala değişmiyor” sorusunu soruyor, cevabında da “Değişmiyor çünkü…”nün devamında liyakatten ziyade akraba ilişkilerini görüyor. Evet efendim, vatandaş bunu görüyor.
Dört: “Ak Parti iktidarını hala destekleyen kitle bunları görmüyor mu?” sorusu akla gelebilir. Onlar hiç mi sorun yaşamıyor? Bu sorunun birkaç cevabı olabilir: Bir, evet iktidarın uygulamalarından nemalanan, bu iktidar sayesinde zenginleşen bir kesim olduğu doğru. Bunların iktidarı vazgeçilmez görmesi tabii. Ama ekonomi politikalardan zarar görmesine, hatta belki toplumun gelir seviyesi itibariyle en alt tabakalarında olmasına rağmen iktidara desteği sürdüren bir kesim olduğu da doğru. Nedeni, siyasetin inanç eksenli yapısı. İnanç tercihi yapıyor insanlar ve bu noktada Tayyip Erdoğan’dan yana duruyor.
Beş: Böyle bir durumda insanlara “inanç eksenli davranma” demenin bir mantığı yok. Kaldı ki inanç eksenli duruşun kaçınılmaz olduğu durumlar da söz konusu olabilir. Ancak iktidara “İnsanların inanç duyarlılığını kullanıp, yanlışını onun üzerine inşa etme” deme hakkımız var. Çünkü “Aç insan inancını yer” sözü önemsenirse, inanç duyarlılığı ile hareket eden insanlar bir süre sonra inançlarının istismar edildiği kanaatine sürüklenirler ve ne yazık ki o insanların yüreğini tutma imkânı da kalmaz. Ne diyeyim, insaf edin insanların inançlarını zorlamayın.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025