Ahmet TAŞGETİREN
Şu sıralar iktidar sözcüleri bütün itirazları “Yetkisi var mı var” anlayışı ile karşılıyorlar. Bakıyorum, Numan Kurtulmuş tv sunucusunun muhalefetin “partili cumhurbaşkanı” ile ilgili itirazlarına ilişkin sorusuna “Bu konu milletin oyuna sunuldu ve kabul edildi, Cumhurbaşkanının partili olma hakkı var mı var” şeklinde cevap veriyor. Bu itizarı millet iradesine saygısızlık olarak niteliyor.
Bakıyorum, Mahir Ünal, tv sunucusunun Boğaziçi Üniversitesi rektörünün tayini ile ilgili itirazlara “Cumhurbaşkanı yetkisini kullanarak bu tayini gerçekleştirdi, her şey hukuki zeminde oldu” gibi bir cevap veriyor.
Ne diyeceksiniz?
En son, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı iken önce Yargıtay’a kısa süre sonra da Anayasa Mahkemesi’ne üye tayin edilen İrfan Fidan’la ilgili süreç… Her şey kitabına uygun. İrfan Fidan’ın Yargıtay’a tayininde sorun var mı, yok. Yargıtay’ın oylamasında sorun var mı yok, İrfan Fidan’a en çok oy çıkmasında sorun var mı, yok. Cumhurbaşkanı’nın en çok oy alan üç üyeden en çok oy alan Fidan’ı AYM’ye göndermesinde sorun var mı, yok. Buna Cumhurbaşkanı’nın yetkisi var mı var.
Ne diyeceksiniz?
Bunların hepsi şeklen doğru. Ancak artık klasikleşmiş bir ifade ile “burada hiçbir şey olmasa da gene de bir şey var.”
Anayasa hukukçusu Kemal Gözler, konunun İrfan Fidan kısmını kapsamlı bir araştırma ile tabak gibi ortaya koymuş. (https://www.anayasa.gen.tr/irfan-fidan-olayi.htm) O da burada benim söylediğim gibi her şeyin kitabına uygun yapıldığını ancak gene de bir şeylerin sağlıklı olmadığını ifade ediyor.
Belli ki Cumhurbaşkanı’nın Ak Parti üyeliğinden öte muhalefetle her türlü ağır polemiğe giriyor olması toplumun çok geniş kesimlerini rahatsız ediyor. Belli ki bu rahatsızlık Ak Parti kadrolarına da intikal etmiş durumda. Kamplaştırılmış bir Türkiye’de bu hükmün Anayasa’ya girmiş olması, hadi yüzde 50 artı 1’i rahatsız etmiyor olsun, yüzde 49.9’u rahatsız ediyor olması da önemli değil mi? Yani şu “Cumhurbaşkanı’nın milletin birliğini temsil ediyor olması” bakımından sorun teşkil etmiyor mu?
Çok tartışılan Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü meselesine gelelim. “Partili Cumhurbaşkanı”nın “parti kökenli” bir kişiyi rektör ataması sorun olmadı mı orada? “Bu bilim kurumuna daha tarafsız bir kişi bulunamadı mı? Bütün kurumların partili hale gelmesi mi gerekiyor, Boğaziçi üniversitesi camiası ile gerilim çıkarmaya gerek var mıydı?” soruları sorulmadı mı? Bu itiraza, “Eee, yani yetkisi yok mu Cumhurbaşkanı’nın?” şeklinde cevap verilince sorun giderilmiş oluyor mu?
“İrfan Fidan süreci” çok daha kanırtıcı bir yetki kullanma ve prosedürleri istismar niteliği taşıyor. Üstelik Yargı alanında. Üstelik sancıların odaklaştığı, her gün bir tartışmaya zemin olan ve reform söylemlerinin etrafında döndüğü Yargı alanında.
Kemal Gözler’in araştırmasına göre bugüne kadar Anayasa Mahkemesi’ne Yargıtay’dan seçilen insanların en az görev süresi 9 yıl olmuş. Kıdemli üyeler seçiliyor çünkü AYM’ye gönderilen kişinin uzun Yargıtay tecrübesi olsun ve Yargıtay bünyesinde saygınlığı ile öne çıkıp diğer üyelerin desteğini alsın, isteniyor.
İrfan Fidan işi ise deyim yerindeyse “Şipşak” niteliğinde işliyor. “Şipşak” çünkü arkasında büyük irade var diye değerlendiriliyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Yargıtay’a, herkes bu tayinin AYM’de boşalan Yargıtay kaynaklı üyenin yerine getirilme ihtimalini not ediyor. Yargıtay’da pandemi gerekçe gösterilerek AYM’ye üye seçimi erteleniyor, sonra seçim yapılıyor, Fidan aday oluyor ve yapılan oylamada, Yargıtay’a geliş süresi henüz 20 gün olan İrfan Fidan 107 oyla en çok oyu alıyor. Yargıtay’ın sürece uyumu yargının geldiği nokta açısından herkese şapka çıkartıyor. İşin en kritik kısmı Yargıtay safhası, çünkü oradan en yüksek oyun çıkması daha şık olacak, hoş üç kişiden en düşük oyu alan da olsa Cumhurbaşkanı’nın en alttakini seçme yetkisi var, cevap hazır “Yetkisi yok mu?” tabii ki var. Ama Yargıtay görevini yapıyor ve Fidan’a en yüksek oyu veriyor. Sonra Cumhurbaşkanı onayı ile süreç tamamlanıyor, Fidan, AYM’nin kritik oylamalarda herkesin sonucu heyecanla beklediği 16 üyesi arasına giriyor. Kemal Gözler’in, İrfan Fidan yarın AYM başkanı olursa, eşit oylamalarda Başkan’ın tarafı dengeyi değiştirdiği için Başkan’ın tavrına vurgu yapan değerlendirmesi önem kazanıyor.
Eskiden her şey böyle değil miydi? Eskiden AYM böyle değil miydi? Partisiz Cumhurbaşkanları döneminde cumhurbaşkanları partili gibi davranmadı mı?
Bunlar da doğru. Ama hep “kötü emsal” niteliğinde. Var ya bizde, “kötü emsal misal olmaz” diye bir söz. Var ya bizde, ahlak diye bir şey. Var ya bizde politikayı ilkeler ve değerler üzerine yapıyor olmak gibi bir hassasiyet. Bu “Yetkimiz var” yaklaşımı korkutuyor. Buna “kitabına uydurma” deniyor, onun da özünde derin bir ahlaki problem var, bildirmek istedim.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025