Akif BEKİ
Nevruz mesajlarını yorumlamaya oturdum, 3 yıl önce de yazmıştım, o girişin aynısıyla başlıyorum ama gelişme kısmı çok başka, sonunu ise Allah hayretsin, farklı ihtimallere gebe; çözüm de çıkabilir, çözümsüzlük de.
Urmak fiilinin vurmak şeklinde söylenmesi, ünsüz türemesine örnektir.
Rumeli’nin, ağızda Urumeli haline gelmesi de ünlü türemesi.
Aslında kelimede bulunmayan bir ünsüz veya ünlünün ön seste belirmesine, ön türeme deniyor.
Görüldüğü üzere, türeme ünlüden türeme ünsüze her fenomenin bir açıklaması var. Türedilerin bile.
Nereden geldiği, nasıl ortaya çıktığı, ne idüğü belirsiz kimselere türedi deniyor. Zıpçıktılarla sonradan görmeler de bu tanıma dahil.
Fakat bir fenomen türevi var ki açıklamasını sözlüklerde bulamıyorum: İşledikleri suçun mağdurlarını, o suçun suçlusu gibi gösterenler!
Gerçi ‘yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ şeklinde bir deyimimiz var. Ancak o da tam karşılamıyor.
2013’te Kazlıçeşme’deki Nevruz konuşmasını “barış, kardeşlik mesajları” diye alkışlayanlar, yıllar sonra o sözlerden yargılanıp ceza alan Demirtaş’ı terörist ilan ediyor.
Öyleyse kendilerinin de terör propagandası suçundan aynı mahkemeye çıkarılmaları gerekeceğini düşünmeden hem de.
Bu nevzuhur kafanın adını ne koymalı?
İşte buraya kadar okuduğunuz girizgâhın üstünden 3 yıl geçti, Diyarbakır'da dün yine Nevruz kutlanıyordu. Leyla Zana, Öcalan'ın bir kez daha Çözüm Süreci yolunu açmasına hazır mısınız, diye sordu.
Zana, 8 yıl sonra sessizliğini bozduğunda yeni bir Çözüm Süreci'nin zamanının geldiğine dair mesajlar vermişti.
Yakınlarda Selahattin Demirtaş'la Ahmet Türk de Kürt sorununun çözümünde muhatapların Öcalan'la Erdoğan olduğunu söylemişlerdi.
Gerekçeleri, aşağı yukarı bir; derin devleti yeni bir sürece CHP'nin değil ancak Erdoğan'ın ikna edeceğine dayandırıyorlar.
Yalnız MHP lideri Bahçeli, dün itibariyle hâlâ ikna olmuşa benzemiyordu.
"Bu son, final seçimim" dediğinde Bahçeli, Erdoğan'a nasıl seslenmişti:
"Ayrılamazsın, Türk milletini yalnız bırakamazsın. Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak sizi görmek istiyoruz."
Bahçeli, 17 Mart'ta yapmıştı bu çağrıyı. Aynı konuşmada Türkiye’nin bir Kürt sorunu olmadığını, terör sorunu olduğunu da dile getirmiş ve "yapay sorunları konuşanlar" için "Türk ile Kürt, Alevi ile Sünni arasında uçurumlar oluşturmaya hizmet eden hainlerin en haini" tabirini kullanmıştı.
Acaba Bahçeli'nin, Erdoğan'a "ayrılamazsın" çağrısı, asıl bu bağlama yönelik olabilir mi?
Öyleyse en önce ikna edilmesi gereken iktidar ortağı, yeni bir Çözüm Süreci'ne hazır da değil, bırakmak niyetinde de değil görünüyor.
Evet, bütün alâmetler belirdi ama mutfakta bir süreç pişirildiğini göstermiyorlar. Doğrudan veya dolaylı mesajlaşmaları, en fazla ön pazarlıkların başladığına yorabiliriz.
En büyük engelse bugünün gaddarına dönüşen dünün mağdurları arasında yuvalanmış şu çığırtkan türediler olacak gibi.
ERBAKAN FAKİRLERE NİYE KÖMÜR DAĞITMAYACAK?
Veriler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının. Devletten sosyal yardımla geçinenlerin sayısı, 2022'de 17 buçuk milyonken 2023'te 20 milyona dayanmış.
"Köroğlu menendin yoktur / Köyün var şenliği yoktur" dizelerindeki gibi.
Türkiye Yüzyılı'mız başladı ama şenliği yoktur, yüzümüzü güldürmedi. Ne ağızda tat bırakması, zehir gibi boğazımıza oturdu.
Devlet yardımı olmasa nüfusun dörtte biri; aç, açıkta ve soğukta kalacakmış.
"Karac'oğlan der ki, ismim öğerler / Ağı oldu yediğimiz şekerler" hesabı. Türkiye Yüzyılı'nın adı var, övulüyor, o kadar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu acı gerçeği kendi dilinde özlü sözlere bile döküyor. Sonuncusu şöyleydi:
"Hayat pahalılığıyla ve onun bir sonucu olan sabit gelirli insanlarımızın refah kaybıyla sınanıyoruz. Allah'ın izniyle bunların da üstesinden geleceğiz."
Ama bu sınamaya niye girdiğimize, bizi sınayan gizli güçlerin kim olduğuna değinmiyor. Halk, yöneticilerin yanlış ekonomi politikaları yüzünden bu pahalılıkla sınandığını düşünsün istemiyor.
Oysa Yeniden Refah lideri Erbakan, yoksuzllukla mücadelenin nasıl yapılacağını ortaya koydu. Ulûfe veya sadaka gibi kömür yardımlarını değil, milletin alım gücünü artırmayı vaat ediyor. Yol budur.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025