Akif BEKİ
Biri, iki saat içinde şu başlıkla cevaplanmıştı:
"İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun İstifa Açıklaması Hakkında".
Diğerine, 27 saat sonra uygun görülen başlık ise şu oldu:
"Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın Görevden Af Talebine İlişkin Kamuoyu Açıklaması".
Albayrak'ın Instagram paylaşımı "kamuoyuna" hitaben yazılmıştı.
Cumhurbaşkanlığı da "kamuoyu açıklaması"yla cevap verdi.
Karşılıklılık ilkesi 'mütekabiliyet'i gözeterek yani.
Soylu'nunki reddedildi, Albayrak'ın istifasıysa kabul edildi. Ama istifa açıklamalarındaki üslubun gerektirdiği mütekabiliyet diliyle.
TEŞEKKÜR FARKI
Albayrak, Soylu'nun aksine, kendisini o göreve atayan Cumhurbaşkanı'na bağlılık ve şükranlarını sunmamıştı.
Doğrudan halka seslenmiş, teşekkürünü vatandaşa yapmıştı.
Cumhurbaşkanlığı da cevabi açıklamasına, kabineyi kimin kurduğunu ve milletin takdirine sunduğunu hatırlatarak başladı.
Albayrak, birkaç kez millete 5 yıllık hizmetinden dem vurmuş, nasip eden 'mutlak güç sahibi' Allah'a hamdetmişti.
Cumhurbaşkanlığıysa "Kabinede yer verilen bakanlarımız, 30 Temmuz 2018 tarihinde Meclis’te yemin ederek resmen görevlerine başlamışlardır" cümlesiyle, görev tarihi ve süresini yerine oturttu.
Görevin kim tarafından verildiği de tekraren ihtar edildi.
Fakat Albayrak'a, vedalarda adet olduğu üzere bugüne kadarki hizmetlerinden dolayı teşekkür edilmedi. Öylece uğurlandı.
PATRONU KARIŞTIRMAMA FARKI
Şu cümledeki ayrıntılar, kimilerine anlamlı ve gerekli gelmemiş olabilir. Fakat dolgu değil, manidar:
"Daha önceki hükümette Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yapan İstanbul Milletvekili Berat Albayrak, Cumhuriyetimizin 66’ncı Hükümeti olan bu kabinede Hazine ve Maliye Bakanı olarak yer almıştır."
Yani 5 yıllık bakanlık kariyerinin sadece ilk yarısında milletvekiliydi. Son kabinede seçilmiş milletvekili sıfatıyla değil, atanmış biri olarak bakanlık yaptı.
Böylece denmiş oluyor ki:
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde, halka karşı doğrudan sorumlu olan tek kişi Cumhurbaşkanı'dır.
Hükümetteki diğer herkes, Cumhurbaşkanı'ndan yetki alıp Cumhurbaşkanı'na hesap verir.
Kimse kerameti kendinden bilip havaya girmesin, teşekkürü kime edeceğini şaşırmasın, geldiği yeri milletle kurduğu kişisel bağa borçlu olduğunu sanmasın.
Bakanların gördüğü teveccüh, şahıslarına değil, onları oraya getiren iradeyedir...
TAKDİR FARKI
Yer, konum bildirildikten sonra, bir cümlede de Albayrak takdir edilmiş. Şu kadarla:
"Sayın bakanımızın başarıları sayın Cumhurbaşkanımız tarafından takdir edilmiştir."
Bir imayla da istifa yönteminin münasebetsizliğine değinilmiş.
"...Albayrak, sosyal medya hesaplarından birinde sağlık nedenleriyle görevden affını isteyen bir açıklama yayınlamıştır."
Buradan; Cumhurbaşkanı'na hitaben usulünce yazılmış, makama saygıyla arz edilmiş ayrı bir istifa dilekçesinin olmadığı da anlaşılıyor. Instagram paylaşımı işleme konmuş.
Bu husus kayda geçirildikten sonra, lafı uzatmıyor Cumhurbaşkanlığının cevabı.
"Görevden af talebi kabul edilmiştir" diyerek noktalıyor.
SAYGI FARKI
Soylu için "15 Temmuz darbe girişiminin hemen arkasından İçişleri Bakanlığı görevine getirilen" denmişti.
"Sayın Süleyman Soylu, bugüne kadar başarılı çalışmalarıyla milletimizin takdirini kazanmıştır" diye devam edilmişti.
Terörle mücadelede "Sayın Bakanımızın yürüttüğü kararlı mücadelenin büyük payı" dahil, hizmetleri bir bir sayılarak övülmüştü.
Ancak ondan sonra "Sayın Bakanımız istifa talebini sayın Cumhurbaşkanımıza sunmuş, Cumhurbaşkanımız bu talebi uygun bulmadığını kendisine ifade etmiştir"e gelinmişti.
Son nokta da şöyle konmuştu:
"İçişleri Bakanımızın istifası kabul edilmemiştir, kendisi görevine devam edecektir."
Albayrak için nümunelik kullanılan 'sayın' ve 'bakanımız' ifadeleri, Soylu'dan esirgenmemişti. Soylu'ya övgüde de gayet cömert davranılmıştı.
SADAKAT FARKI
Çünkü Soylu, Cumhurbaşkanı'na sadakatini tazeleyerek 'bağışlanma'sını istemiş, affını talep etmişti.
Cumhurbaşkanlığı da 'saygıda kusur etmeyen' Soylu'ya, içinde af tabiri geçmeyen bir saygı ve nezaketle karşılık vermişti.
Albayrak örneğindeyse; af, bağışlanma talep etmediği halde, istifa değil "af talebi kabul edilmiştir" denildi.
Merkezi sistemle yapılan koro yayınlarında da bu vurgu öne çıkarıldı. Tesadüf olmasa gerek.
İÇERLEME FARKI
Albayrak "Cumhurbaşkanımız tarafından takdir" edilirken, Soylu'nun "Milletimiz tarafından takdir" edildiği söylenmişti.
Allah bilir ya; Albayrak, Cumhurbaşkanı'nı atlayıp milleti muhatap aldığı içindir.
Sistemin işleyişiyle, karar sahibinin kim olduğuyla ilgili anımsatmalar, Allahüalem hep bundan.
Albayrak'ın satır aralarına sıkıştırdığı ne kadar sitem, serzeniş ve gücenmişlik varsa hepsi örtülü biçimde iade edilmiş. İkisi hariç.
Biri, "Mutlak güç sahibi Cenab-ı Allah bizleri doğru yoldan ayırmasın, sonumuzu hayreylesin" havalesi.
"Kadere kırkbeş, Allah'a emanet meçhule gidiyoruz, sonumuz belirsiz" diye anlaşılmaya müsait bir finaldi.
Buna verilmiş bir cevap tespit edemedim Cumhurbaşkanlığı metninde.
İkincisiyse "At izi it izine karıştı, Hak ile batılı ayırt etmek zorlaştı" lafları.
Yenilir yutulur olmayan bu kısmı, hiç kale alınmamış görünüyor. Muhtemel ki iler tutar yanı olmadığından.
Has daireden beklenmeyecek bir çıkış olması, tahmin edersiniz ki içlerlemenin şiddetini arttırmıştır.
Bu sebeple, listeye bir 'has daire farkı' da eklemek yanlış olmaz sanırım.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025