Barış Soydan
Mahfi Eğilmez’in "Ekonomide İllüzyonlar" adlı yazısını okudunuz mu? Eğer okumadıysanız ve eğer kredi faizlerindeki son indirim nedeniyle konut almaya karar verenlerdenseniz mutlaka okuyun. Eğilmez şöyle diyor:
"Diyelim ki bir kişi 2010 yılı 7 Temmuz günü 1 milyon liraya satın aldığı bir konutu 2020 yılının 7 Temmuz günü 2,5 milyon liraya satmış olsun. İlk bakışta bu işlemden 1,5 milyon lira kazanmış görünür. Bu, tipik bir yanılsamadır. 7 Temmuz 2010’da USD/TL kuru 1,55 idi. Yani o tarihte 1 milyon lira ile dolar satın almış olsaydı 645 bin doları olacaktı. Bugün USD/TL kuru 6,86 olduğuna göre 645 bin doların karşılığı 4,4 milyon lira ediyor. Bu durumda bu kişi döviz almak yerine gayrimenkul alarak 1,9 milyon lira kaybetmiş olmaktadır (söz konusu tarihlere ait satış kurları için kaynak: TCMB.) Bu on yılda 1,9 milyon liradan az kira geliri elde etmişse (ki o kadar kira geliri elde etmesine olanak yok) yine de zararda olacaktır."
Eğilmez’in dediği gibi inşaatın "altın yıllarında" konuta hücum edenler bu işten zararlı çıktı. Daha önce ben de, "Zorlu Center’dan metrekaresi 18 bin dolara ev alanlar şimdi ne düşünüyor?" ve "Cem Yılmaz’ın satılamayan villası ve bir magazin haberinde ekonominin yakın tarihi" başlıklı yazılarımda bunu anlatmaya çalışmıştım.
Bugün Mahfi Eğilmez’in bıraktığı yerden devam edip konuta yatırım yapanların uzun vadede sağladığı getiriyi diğer yatırım araçlarıyla karşılaştıralım...
Son 5 yıl
Merkez Bankası’nın Konut Fiyat Endeksi, 2015 Ocak ayı ile 2020 Ocak’ı arasında Türkiye genelinde konut fiyatlarının yüzde 63 arttığını söylüyor. Gayrimenkul fiyatlarını sahadan gelen verilerle izleyen data kuruluşu Endeksa’ya göre ise bu dönemde İstanbul’da konut fiyatları sadece yüzde 12 arttı.
Aynı dönemde enflasyon kaçtı? Merkez Bankası’na göre yüzde 78. Kısacası hangi veriyi baz alırsak alalım, ister Merkez Bankası’nı, ister Endeksa’yı, son 5 yılda konut fiyatları reel olarak düştü.
Ama hakkaniyetli davranalım, son 5 yıl gayrimenkulün en kötü dönemiydi, geçmişte konut fiyatlarının hızlı arttığı dönemler de oldu. Örneğin 2010’lu yılların ilk yarısında inşaat sektörü çok canlıydı, gayrimenkul fiyatları tırmanıyordu.
Merkez Bankası’nın Konut Fiyat Endeksi’ne göre 2010 yılının Ocak ayı ile 2020 Ocak ayı arasındaki 10 yılda konut fiyatları yüzde 166 artış gösterdi. Peki bu dönemde enflasyon oranı kaçtı? Yine Merkez Bankası’na göre bu dönemde toplam enflasyon yüzde 156’ydı. Kısacası 10 yıllık perspektifle baktığımızda, konut fiyatlarının enflasyonu geçip yatırımcısına reel getiri sağladığını görüyoruz. Güzel. Güzel de, acaba aynı dönemde alternatif yatırım araçlarının getirileri neydi?
Dolar ne kazandırdı?
Aslında dolar da konut gibi istikrarsız bir yatırım aracı. Son 20 yıla baktığımızda doların bazen yerinde saydığını bazen ise çok hızlı değer kazandığını görüyoruz. Örneğin "1 TL=1 dolar olacak" laflarının havada uçuştuğu 2005 ile 2010 arasındaki 5 yıllık dönemde (Unuttunuz değil mi o günleri?) dolar TL karşısında sadece yüzde 11 değer kazanmıştı. Bu dönemde enflasyon yüzde 52,04’tü. Yani 2005-2010 arasında parasını dolarda tutanlar reel olarak zarar etmişti.
Ama işin rengi sonra değişti. 2010 ile 2015 arasındaki 5 yılda dolar TL karşısında yüzde 82 değer artışı sağladı. 2015'ten sonra daha da hızlandı.
Peki son 10 yılda dolar ne kazandırdı? 21 Mayıs 2010 ile 21 Mayıs 2020 tarihleri arasındaki 10 yılda doların değeri yüzde 340, Euro’nun değeri ise yüzde 278 arttı. Yani dolar, 10 yıllık dönemde konutun getirisini ikiye katladı.
Altın ne kazandırdı?
10 yıllık dönemde alternatif yatırım araçları arasında en fazla getiri sağlayan ise altın oldu. Çeyrek altının fiyatı 21 Mayıs 2010 tarihinde 109 lirayken 2 Mayıs 2020 tarihinde 625 liraya yükseldi. Yani yüzde 473 arttı. Altın 10 yılda konutun getirisini üçe katladı...
Sonuç
Oturmak için alıyorsanız tamam ama faizler indi diye "yatırım" amaçlı konut almaya niyetlendiyseniz, bir daha düşünün...
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021