Barış Soydan
Aktif rasyosunun kaldırılması: "Albayrak ne yaptıysa tersini yapalım" yaklaşımı değil, yeni model lazım
"8.50'den dolar alanlar uyarılara kulak vermeyerek yanlış yaptı. ‘Dolar artık yükselmez’ diyenlere inanıp ikinci yanlışı yapmasalar bari" diye bitirdiğim yazımın mürekkebi kurumadan dolar yeniden 8 TL’ye dayanınca, iktidar “aktif rasyosu”nu apar topar kaldırıverdi.
Kararın altında BDDK’nın imzası var ama getirilirken olduğu gibi kaldırılırken de Merkez Bankası’nın etkili olduğunu tahmin etmek zor değil. Daha önce aktif rasyosunun Merkez Bankası’nın sermaye kontrolleri üzerinde de çalışan bir başkan yardımcısı tarafından geliştirildiğini yazmıştım.
Başkan değişip Merkez Bankası’nın başına daha “ortodoks” politikalardan yana olduğu bilinen Naci Ağbal gelince, Berat Albayrak döneminde bankaları daha fazla kredi vermeye zorlamak için getirilen aktif rasyosunun kaldırılacağı konuşulmaya başlanmıştı. Ama kademeli bir geçiş olacağı, rasyonun yavaş yavaş sıfırlanacağı söyleniyordu...
Onun yerine aktif rasyosu Demokles’in kılıcıyla kesip atıldı. Bunda, Merkez Bankası’nın geçen haftaki faiz artırımıyla 7.50’ye kadar gevşeyen doların beklenmedik şekilde yeniden 8 TL’ye dayanmasının payı büyük. Nitekim TL, bu haberle yeniden 7.90’ın altına indi. Piyasa ve Merkez Bankası’nın eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara gibi iktisatçılar kararı alkışladılar. (Kara’nın aktif rasyosunun kaldırılmasıyla ilgili Twitter’daki yorumu ilginçti: “Yetmez ama evet”!)
Doğru, aktif rasyosu, bankaları “sopa”yla terbiye etme anlayışının ürünüydü; sürdürülebilir değildi. Ama unutmayalım ki, Erdoğan’ın ekonomi politikasının da özünü temsil ediyordu. Erdoğan’ın ekonomi politikası sadece bu yıl değil, ekonominin Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileriyle canlandırıldığı 2017’den beri, hatta dünyadan oluk oluk akan sıcak paranın konut kredisi ve diğer kanallardan vatandaşa dağıtıldığı 2008-2009’dan beri basit bir mekanizmaya dayanıyor: "Bankalar kredi versin, ekonomi canlansın!"
Erdoğan, yıllardır uygulaya geldiği politikadan gerçekten, bir daha geri dönmemek üzere vaz mı geçti yani? Buna inanalım mı? Yoksa ekonomide işler kötüye gider, işsizlik azalmaz, AKP’nin oylarındaki kanama sürerse, bildiği politikaya, kredilerle ekonomiyi canlandırmaya geri mi döner? Hep birlikte göreceğiz.
Şahsen ben, Türkiye’nin seçim sathı mailine girdiği gün, aktif rasyosunun başka bir isim-şekil altında geri döneceğini düşünüyorum. Çünkü krediye dayalı hormonlu büyüme politikası sandıkta gerçekten işe yarıyor. KGF kredileri olmasa iktidar 2017’deki başkanlık referandumu kazanamazdı mesela...
Ayrıca şu soruyu da sormak gerek: Aktif rasyosunun kaldırılması, bütünlüklü bir politika setinin, Naci Ağbal ile yeni Bakan Lütfi Elvan’ın temsil ettiği yeni bir modelin bir parçası mı, yoksa “Piyasa bunu istiyor” diye atılmış bir adım mı? Merkez Bankası kendi oyununu mu kuruyor, yoksa proaktif değil reaktif davranarak piyasanın taleplerine göre mi hareket ediyor? İnisiyatifi piyasaya mı kaptırdı?
“Albayrak ne yaptıysa tersini yapacağız ve piyasa ne istiyorsa vereceğiz’ yaklaşımı model de değil, strateji de değil” diyor Ankara’daki bir kaynağım. Panikle atılan adımlara değil, bir modele, yeni bir stratejiye ihtiyaç var. Sadece para politikasıyla sınırlı olmayan, maliye bacağı güçlü, takvime bağlanmış gerçek bir “demokrasi ve hukuk reformu” içeren yeni bir modele...
Görünen o ki iktidar, "demokrasi ve hukuk reformu"nu lafta bırakıp, kamu-özel işbirliği projeleri gibi yapısal sorunlara dokunmadan, para politikası tarafında ağızlara bir parmak bal çalarak işleri idare etmeye çalışacak. Bir parmak bal, olmadı bir parmak daha bal…
Dolar neden yükseliyor? Vatandaş bu tabloyu çok iyi okuduğu, demokrasi ve hukuk reformunun lafta kalacağını, ekonomide pek çok şeyin eski tas eski hamam devam edeceğini bildiği için yükseliyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021