Barış Soydan
Bunu ilk söyleyen İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran’dı. Yaklaşık iki hafta önce “Yüksek kurun bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyorum. Kur düşsün istenmiyor. Kur artışının üretimi teşvik etmek için kullanıldığını sanıyorum. Kurdaki yükselişin iki şekilde üretimi destekleyen yanı var. İhracat yapanlar kur arttığında ihracatlarını artırıyor. Üretim yapanlar ise ithalat pahalılaştığı için, içeride onun ikamesini yapabilir miyim diye düşünüyor” demişti.
Yatırım uzmanı Işık Ökte de geçen hafta, Hakan Aran’ın sözlerinin ve Merkez Bankası’nın bu sözleri doğrularcasına izlediği politikanın Türkiye’nin Avrupa’nın Çin’i yapılmak istendiğini düşündürdüğünü belirtti ve ekledi: “Halk alım gücü olarak fakirleşirken üretim, ihracat yapan, bütün varlığını dolarda, Euro'da tutan belirli bir zümreye servet transferi yapıldığını düşünüyorum.”
Hafta sonu katıldığım bir toplantıda, bu kez geçmişte ekonomi bürokrasisinde görev yapan değerli bir iktisatçı da hemen hemen aynı şeyleri söyledi. İzlenen para politikası, TL’nin değerini düşürerek ihracatın desteklenmesini hedefliyordu...
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekonomi yönetiminin böyle bir gizli hedefi olabilir mi? Gizli diyorum çünkü Erdoğan bugüne kadar ekonomi politikasında böyle bir değişikliğe gidildiğini doğrulayan hiçbir söz söylemedi.
Bu yöndeki açıklama yapan tek iktidar temsilcisi, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'tı. Albayrak, cari dengenin “rekabetçi kur ile sağlanacağını” söylemiş, “Kur şu olacak demek doğru değil ancak rekabetçi bir kur olmalı" demişti. Doların değer kazanmaya başladığı günlerde de bundan rahatsızlık duymadığını, “Cari işlemler hesabındaki dengelenmeyle ithalat ve ihracattaki gelişmelere baktığımız zaman, döviz kuru seviyesi rekabetçi görünüyor” sözleriyle göstermişti.
Albayrak görevden ayrıldıktan sonra rekabetçi kur konusu bir daha gündeme gelmedi. Bununla birlikte Merkez Bankası'nın geçen ay yaptığı faiz indirimi ve indirimlerin bundan sonra da devam edeceğini ima eden açıklamalar, insana gerçekten Albayrak'ın savunduğu “rekabetçi kur” politikasının geri döndüğünü düşündürüyor.
Yine de ama ben, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bile isteye böyle bir politikaya onay vermesinin mümkün olmadığını düşünüyorum.
Bunun sebebi, Işık Ökte’nin yukarıda alıntıladığım cümlesinde gizli. Tekrarlamak pahasına, ”Halk alım gücü olarak fakirleşirken üretim, ihracat yapan, bütün varlığını dolarda, Euro'da tutan belirli bir zümreye servet transferi yapıldığını düşünüyorum” diyor Ökte.
Çok haklı. İhracat artsın diye TL’nin değer kaybetmesine izin vermek, maaşını Türk Lirası olarak alan, Türk Lirası ile hayatını kazanan on milyonların yoksullaşması, buna karşılık küçük bir zümrenin devlet eliyle zenginleştirilmesi demek. Makro dengelerin düzelmesine ama geniş kitlelerin yoksullaşmasına yol açan bu tip politikalar genellikle çok partili, sandığın birkaç yılda bir halk önüne geldiği demokrasilerde değil askeri diktatörlüklerde görülür.
Nitekim Türkiye'nin dışa açılmasını sağlayan 24 Ocak kararları 12 Eylül askeri darbesi döneminde uygulanabilmişti.
Güney Kore'nin ihracat odaklı büyüme yoluna girmesini sağlayan politikaların da askeri diktatörlük döneminde başlatıldığını biliyoruz.
Türkiye ise iktidarın bütün otoriterliğine rağmen, birkaç yılda bir seçim yapılan bir ülke. Bir ayağı topal, bir gözü kör de olsa demokrasi henüz tümüyle rafa kaldırılmış değil.
Üstelik görünen o ki, bir yıl sonra seçim var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seçimi, parasını dolarda, Euro'da tutanlar ya da sayıları 40-50 bin ile sınırlı ihracatçı şirketlerin patronları değil, hayatını Türk Lirası ile kazananlar kazandırabilir. Onların daha da yoksullaşması, buna karşılık küçük bir kesimin zenginleşmesine yol açacak politikaların bilinçli bir tercih olabileceğini düşünmüyorum.
Bence Merkez Bankası'nın kasasındaki dövizler 2020'de harcanıp bitirilmiş olmasaydı 2023 ya da 2022 seçimleri öncesinde de doları düşürmek için yine kullanılacaktı. Bundan hiç kuşkum yok. Bunun bugün yapılamıyor olmasının sebebi, ihracatın desteklenmesi filan değil kasada para kalmaması…
Peki öyleyse doların daha da yükseleceği, TL'nin pula döneceği bile bile neden faiz indiriliyor? Bana kalırsa bunun arkasında ihracatı desteklemeye yönelik bilinçli bir politika değil, düşük faizle piyasayı biraz canlandırıp AKP'nin seçmen tabanı olan küçük esnafın yüzünü biraz olsun güldürmeyi, yatırımların canlanmasını sağlayıp işsizliği bir nebze olsun azaltmayı amaçlayan, kısa vadeli, seçim odaklı popülist bir politika var.
Ama evdeki hesap çarşıya uymaz, demişler. Faiz indirimleri, Işık Ökte’nin dediği gibi geniş kesimlerden küçük bir kesime servet transferiyle sonuçlanacak. Bu da seçim öncesinde halktaki öfkenin daha da büyümesine yol açacak. İktidar Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olacak.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021