Cem SANCAR
Eski Türkiye kaybolmuş bir ülkeydi. 80'lerin sonu tam boğuntulu yıllardı.
Ekonomi çökmüş, demokrasi bitmiş, darbe şehrin surlarını gençlerin kanıyla lekelemiş, anaların yüreği kararmıştı. Suskun, yoksul, baskı dolu yıllardı.
İçe kapanmış varoşlarda haftada bir belki akan musluk suyundaki kolera salgını gizleniyor, Haliç bir utanç abidesi olarak kanalizasyon akıyor, külüstür belediye otobüsleri terden çatlıyor, hukuk fakültesinin anlı şanlı hocaları 12 Eylül darbesini savunuyor, İstanbul idrarını tutamayan düşkün ve kimsesiz bir asilzadeyi andırıyordu.
Sirkeci'nin oralarda, bir hanın küçücük odasına sığınmıştık. Bir yayınevine. Ahmet Rasim'in kitaplarını basıyor, Osmanlıcadan tercüme yaptırıyor, onları satmaya uğraşıyorduk. Dağıtımcılardan para gelmiyor, kitap fuarlarından sırtımızda koliler, aç biilaç dönüyorduk.
Öyle 'zil' zamanlardı ki gizlice büroda sabahlıyorduk. Geceleyin kaloriferler sönüyor, kilitli han binasında sabaha kadar kıkırdıyorduk. Odacıya yazdırdığımız hesap dağ olmuş, yarım ekmek tosttan başka bir şey görmeyen sindirim sistemimiz dumura uğramıştı.
O sırada halimize acıyan gazeteci bir arkadaş bir teklifle geldi. Gölge Adam diye haftalık bir gazete gençlik ve kültür sayfası yapacak birini arıyordu. Yalnız önce, örnek bir sayfa istiyorlardı. Hemen o gün 'kes-yapıştır' şeklinde, büyücek bir ambalaj kâğıdına bir gazete sayfası hazırladım.
Bilgisayar o yıllarda Merihliler tarafından kullanılıyordu, bizde kırık bir daktilo vardı. Deneme sayfasını arkadaşa teslim ettik. Beklemeye başladık.
Ertesi gün haber geldi. Yaptığımız sayfa beğenilmiş, yayın yönetmeni beni görmek istemişti.
Palas pandıras Sultanahmet'e doğru koştum. Zaten yakın bir yerdeki gazeteden içeri girdiğim anda ürktüm! Karşıma daracık bir odada pısmış 15, 20 kişi çıkmıştı. Sapsarı suratları ve korkmuş gözleriyle üst üste istiflenmiş genç insanlar, tozlu masalarda büyük bir derbederlik içindeydiler. Biraz önce dayak yemiş gibiydiler.
Sonra başka bir kapıda güzelce bir kız belirdi ve zatımı ışıklı bir odaya aldı. Bu kez uzay tamamen değişmişti!
Lüks kabul edilen klimalarla serinletilmiş masanın üstünde koca bir meyve tabağı ve yeni mobilyalar şıktı. Bodybuilding çalışanlara ya da yeni cilt bakımı yaptıranlara has duruşuyla bir adam, kocaman ceket mendiliyle beni şöyle bir süzdü. Uzun saçlarıma, sakalıma baktı. Hippi ama temiz pak kıyafetlerimi gözden geçirdi. "Buyurun" dedi, "Ben Ertuğrul Akbay!"
Yazılarımı pek beğenmişti. Eğer her gün gelirsem iyi ücret verecekti. Simavi tarafından o yılların ünlü dergisi Oğuz Aral'ın Gırgır'ına el konmuştu. Onu söyledi. "Gırgır'a da yazarsın!"
O an aklıma içinden geçtiğim o 'toplama kampı oda' geldi. Bizim han odası, oranın yanında beş yıldızlı saraydı.
"Ben" dedim, "Dışardan şey etsem, kültür..."
Lafımı kesti. Uzun uzun kendinden söz etti, sorular sordu. Ardından artık gözüne kestirmiş olmalı ki eğildi ve bir sır verircesine "Bak" dedi, "Senin daktilon kuvvetli, ben anlarım, eğer benim köşe yazılarını da yazarsan, paraya doyarsın."
Adam direkt 'Ghost Writer' yani 'Hayalet Yazarlık' teklif ediyordu. İçimdeki koşarak kaçma isteği ayağa kalkmıştı! Kem küm edip çıktım.
Gölge Adam gazetesi bir magazin gazetesiydi. Birtakım gazeteciler o yıllarda böyle yayınlar yapıp millete özel hayatlarından vuruyor, reklam falan alıyorlardı. Bel altı vuruşlar ve gizli şantajlar revaçtaydı. Akbay'a Simavi'nin sopası olarak bakılıyordu.
Neyse hikâyenin sonunda iki adet gençlik ve kültür sayfası yaptım ve paramı alıp bir daha da o binaya uğramadım...
***
Giden hafta Fehmi Koru ile 15 Temmuz'un gizli failleri babında foyası akan Sözcü gazetesi arasındaki yüz kızartıcı kavgaya baktım da, geçen onca yıla karşı hiç bir şeyin değişmediğini gördüm.
FETÖ'nün faşist şirretliği filan işte bu eski basın geleneklerinden, 80-90'ların medya ahlakından geliyor ve oradan hayatımıza sirayet ediyordu.
Üstümüzü başımızı silkelemeliydik...
Yazarlar
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019