Cem SANCAR
Yurtdışından dönen Batı'ya leyli meccani solcularda, Euro-laiklerde filan çok rastlarım; "Ben Avrupa'dayken" diye başlarlar hep. "Bizim Paris, bizim Londra" gibi laflar.
Şehri beğenmezler, bizi beğenmezler. Biri bana "Siz peynir nedir bilmiyorsunuz" demişti de Eminönü'ne götürmüş, peynircilere itmiştim. Dili tutulmuştu varyemezin...
İstanbul'u sevmek zaaflarıyla birlikte sevmektir bence. Aşka benzer, iyi günde kötü günde!
Doğduğum yerler Küçük Langa, Aksaray, Yenikapı, Samatya bir masal gibiydi. Evlerde akşamüstleri kadınlar yemek tarifi verirlerdi. Bir sürü zor tatlı mutfaklarda pişerdi. Her şey yerli yerindeydi: Sabah kahvesi, sanat müziği, iskambil falı ve mevlitlerde beyaz örtüler içinde ağlardı kadınlar.
O kadınlardan hayallerimde ne filozoflar çıktı...
Kapıda lakerdacı, yoğurtçu, beyaz kolluklarıyla midye dolmacı.
İstanbul her zaman midesine düşkündü, o da var.
Kimse zengin değildi fakat ya da belli değildi. Bir keresteci İbrahim Bey vardı, ona varlıklı denirdi. Mahalledeki koleje giderdi oğlu kızı. Bizse parmaklıkların ardından avluda basketbol oynayan çocukları seyrederdik. Bir de periye benzettiğimiz lacivert üniformalı kızları.
Elimizde ekmek içi patates kızartması. Gazoz dersen bir lüks, gazoz kapaklarıyla oynamak itibar belirtisi. Misketin varsa karizma binbeşyüz...
Sonra varoşlarda bir ev hatırlıyorum. Anam, kıvrık kaşlı babamın işine yakın olsun diye, bir de kiradan kurtulmak, tavuk çiftliği ve kreş kurmayı düşleyerek getirmişti bizi oraya. Bitmez bir gecekondu-villa inşaatına!
Sel bastı mı evlerde mahpustuk. Elektrik zor, su kuyudan. Kanalizasyon diye bir şey yok. Herkese bir foseptik çukuru.
Okullar fecaat, taşmış tuvaletler, bezgin öğretmenler, paçalar daima çamurlu.
Uzak, nemrut hastanelerde kırılan kollarımız yanlış kaynardı, çıkıp dururdu aynı yerden.
Fakat etraf çayır çimen. Dereler, korular, mısır tarlaları ve meyve bahçeleri. Bir cennet gibi gelirdi biz apartman çocuklarına.
Çevrede yıkık eski çiftlikler. Domuz çiftlikleriymiş, öyle anlatılırdı. Her taraf rengârenk cam kırıkları. Neyin kırıklarıdır bilmezdim, dolaşırdım üstünde. Orta birde ilk öykümü o 'Cam kırıkları' üstüne yazdım.
Sonra güvercinler vardı.
Kuşlar, Feridüddin Attar'dan beri güzel varlıklar.
Tulumbadan su çekerek doldurduğum damdaki su deposunun altındaki kümeste 250 güvercin! Taklacılar, yüksek uçuşlular, kanadı kınalılar.
Uçsuz bucaksız çayırlar ve bir linyit sisinin ortasında dikilir, o latif varlıkları seyrederdim. Şimdi düşünüyorum da tuhaf bir çocukmuşum, bütün arkadaşlarım bin türlü haylazlık peşinde. Benim elimde pırtık bir kitap ve kuşlar...
İstanbul'da değil de sanki unutulmuş bir 'yok ülkede' yaşardık. Kış çamur, yaz kolera dedikodusu. Siyavuşpaşa kasrı mı desem, çilehanesi mi desem, terk edilmiş bir yapı. Biri Osmanlı mı dedi?
Sanki eski hikâyelerin can sıkıcı timsali. Cumhuriyet ideolojisi. Bir mezbelelik. Şimdi ne oldu orası bilmiyorum, bildiğim bir kız kendini asmıştı önündeki ağaca! Aylarca kâbuslarımda...
Sonra inşaat varilleri, sıcaklarda bize havuz.
Yazlık sinemalar, yoksul aç çocuk sürülerinin neredeyse yağmaya çıkması. Onları görünce kaçardık kardeşimle ve kendimizi zengin sanırdık, bayramda bize gömlek alındı diye.
Çok değişik bir şehirdir bu hatıramda yaşayan. Hem cennet hem koca bir cehennem. Taksim'e çıkmak ancak lisede bilebildiğimiz, ilk defa gittiğimiz Çiçek Pasajı'nda rehin kalışımız falan. Kızlarla tanışmak için tiyatroya yazılırdık, evde roman okuyoruz diye anamızdan fırça.
Nasıl sağ çıktık oralardan, nasıl geldik bugünlere? Bazen düşünür de şaşırırım.
Fakat geçmişe değil bugüne bakarım. Geçmişe takılıp kalmak bitkinleştirir bedeni bilirim. "Dem bu demdir, dem bu dem" nasihatini alıp başıma koyarım, bugüne bakarım.
Yine de içimde bir hüzünlü çocuk, bazen varoşta bir çatıda, 'İstanbul' diye hapşırır da... Ona "çok yaşa" derim anında...
Yazarlar
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019