Fehmi KORU
Önceki gün bir dostumla konuşurken söz mesleklere geldi ve dostumun ağzından şu cümleler döküldü: “Şu anda ülkemizde ‘İyi ki farklı bir mesleğim var’ diye sevinmeme sebep olan iki meslek erbabı var: Biri, siz gazeteciler. Diğeri de, yargı mensupları.”
Kaç gündür dostumun bu tespiti üzerinde düşünüp duruyorum.
Dün, hatırlayacaksınız, Amerikalı papaz Andrew Craig Brunson‘un mahkeme kararıyla serbest bırakılması haberinin yazılı basında kendisine hak ettiği yeri bulamadığını, yorumcuların konuya dair yazı yazmaktan uzak durduklarını burada değerlendirmiştim.
Oysa konu 24 saat içerisinde iyice dallanıp budaklandı ve giderek ‘ulusal güvenlik sorunu’halini alacak bir duruma geldi.
ABD’den Türkiye’nin iyi niyetli hamlesine benzer bir karşı-hamle beklenirken bunun tam tersi oldu. ABD yönetimi ülkemize ‘yaptırımlar’uygulamaktan söz eden açıklamalar yapmakta.
Hem de ‘çok geniş kapsamlı yaptırımlar’…
Deniz Yücel ve Brunson
İzmir’de kendi kurduğu kilisede (Diriliş Kilisesi) ‘misyoner’ faaliyeti yürüten Brunson‘un 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında FETÖ ve PKK ile irtibatlandırılıp tutuklanmasıyla başlayan süreçte ilk olumlu adım atılmıştı oysa.
Daha bir hafta önce avukatların ‘tahliye’ başvurusunu reddetmiş olan mahkeme, itiraz üzerine, Brunson‘un tahliye edilip tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Mahkemenin kesin kararına kadar ev hapsinde kalacak Brunson…
Cezaevi şartlarından ailesiyle birlikte yaşayacağı eve nakli olumlu bir adım…
Ancak ABD’nin yönetici kadrosu mahkemenin kararını yeterli bulmadı. ABD başkanı Donald Trump, Brunson ile aynı dini cemaate bağlı olan yardımcısı Mike Pence‘in dün Türkiye’ye yönelttiği “Ya şimdi serbest bırakın ya da sonuçlarıyla yüzleşmeye hazır olun” çıkışını takiben Twitter üzerinden şu mesajı yayınladı:
“Papaz Brunson uzun zamandır gözaltında tutulduğu için Türkiye’ye geniş çaplı yaptırımlar uygulayacağız. Brunson muhteşem bir Hıristiyan, aile babası ve harika bir insan. Brunson çok büyük acılar çekiyor. Bu masum inanç adamı derhal serbest bırakılmalı.”
Tehditkâr ifadeler bunlar.
Dışişleri bakanı ve bakanlık sözcüsü, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü, Cumhurbaşkanı yardımcısı ve en son adalet bakanı Washington’un bu çıkışlarına aynı sertlikte cevap verdiler.
Mevlüt Çavuşoğlu “Hiç kimse bize talimat veremez. Kimsenin tehdidine boyun eğecek değiliz. Hukuk kuralları herkes için geçerlidir” dedikten sonra konuyu ABD’li mevkidaşı Mike Pompeo‘ya da telefon görüşmesinde aktardı.
Belli ki, ABD, mahkemeden Alman vatandaşı gazeteci Deniz Yücel‘e uygulanana benzer bir karar bekliyormuş…
Die Weit gazetesini Türkiye’de temsil ederken FETÖ ve PKK ile irtibatlandırılıp ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve terör propagandası yapmak’ gerekçesiyle tutuklanan Deniz Yücel bir yıl boyunca kaldığı cezaevinden davasıyla ilgili iddianameyi kabul eden mahkeme tarafından tahliye kararı verilerek serbest bırakılmış, Alman hükümeti de onu özel bir uçakla Türkiye dışına götürmüştü.
Muhtemelen Amerikalılar da önceki gün benzer bir gelişme beklentisi içerisindeydiler. Yine muhtemelen, Brunson ile ailesini ABD’ye götürecek bir uçağı havalimanında bile bekletmişlerdir.
Deniz Yücel‘in davası Alman hükümetinin takibi altındaydı; Almanya başbakanı Angela Merkel Türkiye-Almanya ilişkilerini gölgeleyen unsurların en başına onun durumunu yerleştirmişti.
Amerikalılar da her gün dozunu artırdıkları mesajlarla aynı sonucu almayı umuyorlarmış…
Ne olacak şimdi?
Bugün Amerikan Kongresi’nde parası ödenmiş ve bir miktarı teslim aşmasına da gelmiş olan F-35 jetleri de dahil Türkiye’ye silah ambargosu öngören bir yasa tasarısının görüşülmesi bekleniyor.
Aslında ABD ilan etmediği silah ambargosunu -hem de en kapsamlı biçimde- yürürlüğe çoktan soktu ülkemize karşı; tabanca satışlarını bile durdurdu. Savunma sanayiinin ihtiyacı olan pek çok teçhizatı başka ülkelerden karşılamaya çalışıyor Türkiye.
Trump‘ın sözünü ettiği ‘kapsamlı yaptırımlar’ zaten uygulanıyor.
Daha kapsamlı ne tür yaptırım gelebilir?
Halk Bankası?
İlginç olan, Washington’da ipleri elinde tutan kadronun, 50 yıldan fazla mazisi bulunan Türk-Amerikan ilişkilerini bir dinadamı yüzünden gözden çıkarmayı düşünebilmeleridir. Soğuk Savaş’ın en soğuk günlerinde ‘hür dünya’ denilen ABD müttefikleri namına ileri karakol görevi üstlenmiş ve bu yüzden pek çok sorunları göğüslemek zorunda kalmış bir ülke Türkiye; ABD’nin bölgeye dönük hesaplarının hayata geçirilmesinde katkılarının eşsiz değerde olduğu da biliniyor.
Bu tarihi arka-plan bir tarafa, bir papazın durumu bir tarafa.
Gözleri hiçbir şeyi görmüyor.
Türkiye elbette Amerika ittifakı olmaksızın da varlığını sürdürür; ambargoların da fazla işe yaramadığını Kıbrıs’a müdahale sonrasında Jimmy Carter Amerikası’nın koyduğu ambargo döneminde gösterdi Türkiye.
Yine benzer bir durum yaşanacaktır.
Peki, bu bölgede Türkiye yanında yer almazsa ABD için bu iyi mi olur?
Sanmıyorum.
Yapılması gerekenler
Keşke Deniz Yücel ve Andrew Craig Brunson‘u dışarıdan bakanların gözünde birleştiren tarzda davalar olmasa ve keşke ‘baskılar altında karar alındığı’ kanaatini uyandıran bir hava yargımıza yapıştırılamamış olsa.
24 Haziran sonrası girilen yeni dönemde, ağırlık yargının itibarını artıracak -makyaja dönük olmayan- tedbirlere verilmeli.
Ülkemize bir açık hava hapishanesi gözüyle bakanlar, yargının emir-komuta ilişkisi içerisinde karar verdiğine inananlar var. Türkiye hak ve özgürlüklerin bütünüyle uygulandığı, yargısı bağımsız ve tarafsız olan demokratik bir ülke görüntüsünü en kısa zamanda yeniden kazanmalı.
O zaman ABD’ye ve Avrupa’ya karşı daha güçlü oluruz.
En başa aldığım dostumun tespitinin haklı olduğunu düşünüyorum; gazetecilik ve yargı mensubiyeti günümüzde arzu edilen meslekler değil.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025