Fehmi KORU
Ben yabancıların yazdıklarına inanmak istemiyorum; ama önemli olan yabancıların bizim gazetelerin yazdıklarına inanıp inanmadıkları.. Tabii okuyorlarsa…
Türkiye bir süredir ekonomik sıkıntılar yaşıyor. Bazıları için yaşanan bir ‘kriz’; bazı ekonomi uzmanları ise yaşadıklarımıza henüz ‘kriz’ denemeyeceğini, ancak öyle denebilecek bir dönemin de fazla uzağında bulunmadığımızı söylüyor.
Hangisi doğruysa…
Böyle bir ortamda, ülkemizin hazine bakanının ABD’ye gitmesi, orada yapılan Dünya Bankası ile IMF’nin yıllık toplantılarına katılması, bu vesileyle dünyanın en büyük ekonomisi sayılan ülkenin öndegelen finans kuruluşları temsilcileriyle toplantılarda buluşması önemlidir.
Önemli olduğu için de haber konusudur.
İlk haberler Financial Times (FT) gazetesi ile Reuters ajansından geldi. Haberler okunduğunda, bakan için düzenlenen toplantılara katılması beklenen kurumların ilgisinin az olduğu, katılanların yeni bir şey işitmedikleri ve dinlediklerini ikna edici bulmadıkları izlenimi ediniliyor.
Üzücü tabii…
Toplantıların sebebi, Türkiye’nin, ekonomisine yatırım yapılabilir bir ülke olduğunu hatırlatmak… İkna edilmemiş katılımcılar kendilerinden yatırım beklenen kuruluşların temsilcileri… ABD’ye kadar gidilip ilgileri çekilmek istenen kuruluşlardan tam tersi bir sonuca yol açılması herhalde en az arzu edilecek bir gelişmedir.
Meğer gerçek farklıymış, Hürriyet öyle diyor…
Neyse ki, bugün, dünyanın yazdıklarına itibar edilen bir gazetesi (FT) ile haber ajansının (Reuters) haberlerinin yaşananları doğru yansıtmadığını öğrendik. Bir zamanlar ‘basının amiral gemisi’ olarak anılan gazetemiz, uzunca bir haberle bakanın temaslarının ne kadar verimli geçtiğini bizlere duyurdu.
“İki yabancı basın kuruluşu da programların içeriklerine ilişkin çarpıtma haberler yapmış, gazetecilik ilkeleri ile bağdaşmayan haberlerinde Bakan Albayrak’ı hedef almıştı. Yapılan algı operasyonu ile, Türkiye ekonomisinin kırılganlığı artırılmak ve yatırımcıların bakış açılarının bozulmasını sağlamak hedeflenmişti.”
Vay canına…
Hürriyet haberinin üstünde ve altında muhabir ismi aradım, ama bulamadım.
ABD ile ilişkilerimiz bir dargın bir barışık olduğu için önemli medya kuruluşlarımız ülkenin başkentinde hep bir veya birkaç mensubuyla temsil edilmişlerdir.
İkili ilişkilerin en sorunlu dönemlerinden birini yaşadığımız şu günlerde basınımız Washington’u nedense terk ediverdi. Devletin ajansı ile bir gazete dışında ABD başkentinde muhabir/temsilci bulunduran kurum yok. Orada mukim Türk gazetecilerden istifade etme geleneği de çoktandır sürdürülmüyor.
[Hürriyet’i uzunca bir süre Washington’da temsil eden ve başarılı haberlere imza atan bir muhabir vardı: Tolga Tanış. Orada bulunduğu sürede tanığı olduklarını iki ülkedeki kaynaklarından iz sürerek ‘POTUS & Beyefendi’ (POTUS, İngilizce ‘ABD başkanı’ sözcüklerinin kısaltılmışıdır) adını verdiği göz açıcı bir kitapta okurlara sunmuştu. Aydın Doğan henüz gazetenin sahibi iken Hürriyet Tanış’ı oradan çekti. Başarılı bir muhabirin kayıplara karışmasını anlamakta zorlanıyorum.]
Garabetin herhalde farkındasınızdır: Yabancıların ilgisini çekmek ve mümkünse ülkemize yatırım yapmalarını sağlamak amaçlı bir önemli ziyareti ekonomi haberlerine itibar edilen bir yabancı gazete (FT) ile bir yabancı haber ajansı (Reuters) ‘başarısız’ olarak yansıtıyor; durumun öyle olmadığına dair bir düzeltme bizim gazetelerden birinde imzasız bir haberle duyuruluyor.
[Benzer haberler başka gazetelerde de olabilir; bu yazıyı yazarken onlara bakma fırsatı bulamadım. Onlarda da olması bu yazıyı yazmadaki amacıma ters düşmüyor zaten.]
Yazımın amacı, siyasetin medya ile ilişkilerinin yanlışlığına işaret etmek…
Türkiye ilk kez sıkınıya düşmüyor; geçmişte de ekonomi alanında olduğu gibi çeşitli ülkelerle -bu arada ABD ile de- başka konularda da sıkıntılı dönemler yaşandığı oldu. Sıkıntılı dönemlerde destek sağlamak veya ikili ilişkileri yoluna koymak için ziyaretlere de çıkıldı. Ancak, o dönemlerde yerliler yanında -hatta onlardan daha ziyade- yabancı basın organlarını etkileme amaçlı çabalar gösterildiğini hatırlıyorum.
Bazı seyahatlara çeşitli uluslararası medya kuruluşlarını ülkemizde temsil eden gazetecilerin götürüldüğü bile oldu.
Kim kimi ikna etmeye çalışıyor
Şimdi yabancıları ikna için çıkılan seyahatte, yabancı yatırımcılar, haber almak için gözledikleri iki önemli basın kuruluşundan (FT ile Reuters’ten) temasların olumsuz geçtiğini okuyorlar, biz ise durumun hiç de öyle olmadığına inandırılmak isteniyoruz.
Oysa bizim ikna edilmeye ihtiyacımız yok, ihtiyacı olanlar ise tam tersi izlenime sahipler…
Ayrıca, bizim medyamız öylesine siyasetin iktidar kanadıyla içli-dışlı bir görüntüye sahip hale geldi ki, içeriye verilmek istenen mesajın bile istenen sonucu doğuracağından kuşkuluyum.
Nitekim, bir zamanların ‘amiral gemisi’ bilinen gazetesindeki haberde şöyle bir cümle de var: “Aynı kuruluşlar, (yani FT ile Reuters, FK) Ağustos ayında da Türkiye için felaket senaryoları çizmiş, dengelenme sürecinin başarısının ardından ise sessizliğe bürünmüşlerdi.”
‘Dengelenme süreci’ mi? Başarı mı? Şaka mı bu?
Son seçimde yaşanan hayal kırıklığından sonra şu tavsiyede bulunabilirim sanıyorum: Medya kendi haline bırakılmalı; aksi halde daha pek çok hayal kırıklıkları yaşanabilir…
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025