Fehmi KORU
Bizde yanlış bir anlayış pek çok alanda kendini gösteriyor; bu alanlardan özellikle biri güncelliği ve mesleğimiz sebebiyle bugün ele alınmayı hak ediyor…
Genel kuralı hatırlatayım: Kendisine cezalandırma yetkisi tanınmış olan kişi ve kurumlar hukukun genel ilkelerine uymak ve adil davranmak zorundadırlar.
Yargı imiş gibi…
Kararı verecek kişilerin hukuk eğitimi almış olmaları gerekmiyor, ancak kararları yine de hukuka aykırı olmamalı, kararlarını kılı kırk yararak vermeliler.
Hukuk eğitimi almış, yargı alanında görev yapan insanların verdikleri kararlar tartışılır, adalet sistemi eleştirilerden nasibini alır, yargı kamuoyu yoklamalarında güvenilir kurumlar arasında gerilerde kalırken, hukukçu olmayanlardan adaletli davranmayı beklemek ters gelse de gerçek budur.
Yargı mensupları da, cezalandırma yetkisi tanınmış kurumlarda görev yapanlar da görev alanlarında hukukun sınırları içerisinde kalmak zorundalar.
RTÜK diye bir kurum niçin var
Radyo ve televizyonları denetleyip genel yayın ilkelerine aykırı davrananları cezalandırma yetkisinin sahibi RTÜK öyle kurumlardan biri.
Kuruluşu sırasında, yasası çıkartılırken yapılan tartışmaları hatırlıyorum; en fazla üzerinde durulan hakkaniyet vurgusuydu. Bunu sağlamak amacıyla, üyelerinin TBMM tarafından ve partilere güçleri oranında temsil hakkı tanınarak belirlenmesi uygun görülmüştü.
Farklı anlayışta olanların üzerinde uzlaşacakları kararların adil olacağı inancıyla…
Bu konuya girmemin sebebi, RTÜK üyelerinden birinin sosyal medya hesabından duyurduğu, bugün yapılacak üst kurul toplantısında bazı kanalların ‘yangın’ haberleri yayınladıkları için cezalandırılmalarının ele alınacağı haberidir.
Meğer, RTÜK, kanallara ‘yangınları göstermeyin’ talimatı göndermiş, şimdi de o talimata uymayan kanallar cezalandırılacakmış…
‘‘Hangi kanallar bunlar?’’ merakında olanlar varsa, duyuruda onun da cevabı var: Muhalif sayılabilecek kanallar…
Sorun ‘talimat’ ile başlıyor.
Yayın kuruluşlarına, hangi sebeple olursa olsun, ele alınacak veya alınmayacak konuları belirleme yetkisi hiçbir kuruma tanınmamış bulunuyor. Anayasanın ‘‘Basın hürdür, sansür edilemez’’ (m. 28) kesin hükmü bunu garanti altına alıyor.
Önceden veya yayın sırasında talimatla konu belirlemek veya konu kısıtlaması yapmak hukukta ‘sansür’ tanımı içerisinde mütalaa ediliyor. Ülkenin dört bir tarafı yanar, bazı insanlar hayatlarını, pek çoğu da bütün varlıklarını kaybeder ve herkes gelişmeleri yakından izlerken, esas duyarsızlıkları sebebiyle konudan uzak duran kanalların kınanması gerekirdi.
Habercilik bunu gerektirdiği gibi, ülkenin yararına olan da budur.
Duyurunun bir yanlış anlamadan kaynaklandığını ve RTÜK’ün, bugünkü toplantısında, ‘yangın’ konusundaki yayınları cezalandırmayı ele almayacağını düşünmek istiyorum.
Türkiye, biraz da medyası eliyle, konulara yaklaşım yönünden tam ortasından bölünmüş durumda. Her iki bölümde yer alanlar diğerinin önemsediği konuları önemsemiyor, hatta çoğu diğerinin sabah-akşam konuşup tartıştığı konulardan haberli bile değil…
İki tarafın ilgilendiği konular birbirinden farklı.
Biri diğerinin hassasiyetlerine sağır ve kör.
Ülkenin ortak hassasiyetle ele alınmayı gerektiren temel konularının ülke vatandaşlarının bazısı tarafından önemsenirken diğerleri tarafından görmezden gelinmesi doğru bir durum olabilir mi?
Maalesef bizde durum bu.
Bugünün yarını da var
Siyaseten doğru olan ülke için de doğru kabul edilemez.
Bugün konumları bakımından bölünmüşlüğü tercih edenler, yarını da düşünmek zorundalar.
Yarının değişmesi mukadder şartlarında kendilerinin şimdiki konumlarına gelen yeni simalar da aynı yolu izlerlerse ne olur? RTÜK’ün üyelik yapısı da yeni aritmetiğe göre değiştiğinde, şimdinin güçlülerinin hoşuna gitmeyecek talimatlar kanallara yağdırılır ve uymayanlar cezalandırılırsa?
Herhalde iyi olmaz.
Üyeleri hukuk eğitimi almamışsa bile kurumların vereceği kararların hukukun genel ilkelerine aykırı olmaması kuralı zaten bunun için var.
Adalet önemli. Adil davranmak şart.
RTÜK için güncelliği sebebiyle hatırlattığım bu kural, aslında cezalandırma yetkisine sahip devletin bütün kurumları için gereklidir.
Medyaya gelince…
İnsanlar özgür iradeleriyle okuyacakları gazeteleri ve izleyecekleri kanalları kendileri seçer; beğendiklerini izler, diğerlerini ihmal ederek cezalandırır.
Teknolojinin sağladığı geniş imkanlar sayesinde yayınlarını sürdüren RTÜK’ün elinin uzanamayacağı farklı yayınlar var.
O kanalların öylece pırtlak gibi belirivermesi ve izleyiciden -hem de milyonlarcasından- ilgi görmesinde kendi yanlış uygulama ve kararlarının etkisini araştırmak da RTÜK’e düşüyor.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025