Hasan CEMAL
Avrupalı bir büyükelçi sordu: “Başbakan Erdoğan acaba demokrasiyi gerçekten içine sindirmiş bir siyasetçi mi, yoksa değil mi? 2014’teki seçimlerden dolayı mı üslubu, söylemi değişti? Yani oylarını arttırmaya dönük bir taktiksel yaklaşım içinde mi? Yoksa Tayyip Erdoğan zaten bu mu?”
Avrupa Birliği başkentlerinin Ankara’daki büyükelçilerinden biriyle geçen gün sohbet ediyorduk.
Erdoğan ve demokrasi konusunu açtı ve bir soru yöneltti bana:
“Son zamanlarda merak ettiğimiz, yanıtını tartıştığımız bir soru var. Başbakan Erdoğan acaba demokrasiyi gerçekten içine sindirmiş bir siyasetçi mi, yoksa değil mi?”
Şöyle devam etti:
“2014’teki seçimlerden dolayı mı üslubu, söylemi değişti? Yani oylarını arttırmaya dönük bir taktiksel yaklaşım içinde mi? Yoksa Tayyip Erdoğan zaten bu mu?”
Ve ekledi:
“Yani 2014’ü bekleyelim mi? Seçimlerde istediği oyu aldıktan sonra demokrasi çizgisi iyiye doğru değişir diye bir iyimserlik besleyelim mi? Yoksa umudumuzu şimdiden keselim mi?”
Büyükelçi bazen diplomatik dilin incelikleriyle perdeleyerek demek istedi ki:
“Başbakan Erdoğan, demokrasiyle Avrupa Birliği’ne sırtını dönerek artık başka sulara mı açılacaktı? Zaten iç dünyası böyle miydi? Yoksa aşırı milliyetçi söylemi ve giderek derinlik kazanan otoriter yaklaşımları, muhafazakar sağdan, MHP’den daha çok oy kazanmakla mı sınırlıydı? Taktik icabı mı?”
Bu çerçevede daha o gün patlamış olan ‘Muhteşem Yüzyıl vakası’nı konuştuk.
‘İdam’ı konuştuk.
Yine o gün Erdoğan’ın İspanya’ya giderayak, bazı BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldıracaklarına dair ‘müjde’sini konuştuk.
CHP, yani ana muhalefetle gücü ve inandırıcılığını konuştuk.
Erdoğan’ın ilk iktidar dönemindeki demokrasi açılımlarının nedenlerini konuştuk.
Büyükelçi bu arada basın ve ifade özgürlüğü konusunu, hapisteki gazetecileri özellikle gündeme getirdi.
Bu meselenin Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğü açısından taşıdığı öneme işaret etti.
Erdoğan hükümetinin bu konuda ne yapacağını, ‘yeni reform paketi’nin bu bakımdan neler getireceğini AB başkentlerinin merakla beklediğini söyledi.
Şunu da ekledi:
“Ama Sayın Başbakan, öyle sanıyorum ki, Türkiye’de basının, medyanın özgür olduğuna inanıyor ve bu konudaki farklı görüşlerden de hiç hazzetmiyor.”
Büyükelçinin bu söylediklerini yazarken, Sedat Ergin’in dünkü köşe yazısı aklıma geldi.
Kısa adı AİHM olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki Türk Yargıç Prof. Işıl Karakaş’la konuşmuş Sedat Ergin.
Yargıç özetle diyor ki:
“Türkiye’de basın özgürlüğünün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesine uygun bir şekilde gerçekleşmesini engelleyen pek çok yasa hükmü ve yargı kararı var.
İhlaller açısından Türkiye’nin şampiyonluğu hiç bırakmadığı alan ifade özgürlüğüdür.
Türkiye’de bugün ifade özgürlüğü alanındaki ihlallerin yaygınlığı, istatistiklerin yansıttığından çok daha vahimdir.” (27 Nisan 2012 tarihli Hürriyet, s.18)
Evet, tablo vahim.
Basın özgürlüğü tablosu vahim.
Hapisteki gazeteciler vahim.
İfade özgürlüğü tablosu ve bu çerçevede ‘Muhteşem Yüzyıl vakası’ vahim.
İdam vahim.
Akla hemen 1990’ları ve DEP’i getiren dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili girişim vahim.
Başkanlık sistemine ilişkin inat vahim.
Yazı daha fazla uzamasın.
Son olarak yine büyükelçinin sorusu:
Bütün bunlar taktik mi, sahi mi?..
Ne düşünüyorsunuz?..
Erdoğan’a Kurtlar Vadisi sorusu!
Yazımı noktalarken bir arkadaşımdan mesaj geldi, soruyor Başbakan Erdoğan’a: “Acaba Kurtlar Vadisi için ne düşünüyormuş? Oradaki Türk erkek imajıyla, ırkçı söylemlerle, Müslüman milliyetçi mavralarla, Ortadoğu’nun abisi mafya devletle bugünü mü anlatıyormuş bu dizi? Yok saptırıyorsa, Başbakan acaba bir zahmet Kurtlar Vadisi için de savcılara suç duyurusunda bulunabilir mi?”
http://siyaset.milliyet.com.tr/erdogan-in-tavri-taktik-mi-sahi-mi-/siyaset/siyasetyazardetay/28.11.2012/1633897/default.htm
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024