Hasan CEMAL
İslam düşmanlığı...
İslamofobi...
Müslüman düşmanlığı...
Amerika’sıyla, Avrupa’sıyla Batı’da gitgide yaygınlaşıyor.
Barış ve demokrasiyi tehdit ediyor.
Ama aynı zamanda ‘Batı düşmanlığı’nı da besliyor.
Batı’daki İslamofobi, bir yandan İslam dünyasında ‘Batı değerleri’ne dönük nefreti körüklerken, aynı zamanda DAEŞ ve benzeri örgütlerin değirmenine su taşıyor, barbarlığı insanlığın başına bela ediyor.
Bu nedenle, Batı’daki İslamofobi ile mücadele barışa katkı niteliği taşıdığı için haklı bir mücadeledir.
Fakaat...
Bu haklı mücadeleden tam sonuç alınabilmesi için ‘Batı düşmanlığı’nın bir başka yanına dikkat edilmesi gerekir.
Bu da ‘İslamofaşizm’dir.
Mesela, bizim memlekette Batı düşmanlığı kendini hangi alanlarda gösteriyor?
Demokrasi gitgide tukaka ediliyor.
Küfür düzeni sayılıyor demokrasi.
Sadece seçime, oya indirgeniyor.
İnsan hakları ve özgürlükler es geçiliyor.
Bu değerler onların gözünde, Batı emperyalizminin tahakküm araçları...
Hukukun üstünlüğü de öyle.
Demokrasiyi demokrasi yapan yargı bağımsızlığı ve güçler ayrılığı da ayak bağı.
Piyasa ekonomisinin ayaklarından biri olan ‘faiz’e de düşman onlar.
Cumhuriyet ve demokrasinin temel direklerinden biri olan laiklik de Batı düşmanlarının en düşman oldukları değerlerin başında gelir.
Bu nedenle, özellikle eğitimi dindarlaştırarak, imam hatipleştirerek laikliği çökertmek isterler.
Demokrasi, hukuk ve özgürlüğün temel taşlarından biri olan ‘eleştirel düşünce’yi saf dışı bırakmayı, yerine ‘medrese kültürü’nü getirmeyi amaç edinmişlerdir.
Türkiye bu ters yolda hızla mesafe alıyor.
Ne yazık ki öyle.
‘Erdoğan iktidarı’nın Batı düşmanlığı Türkiye’yi her geçen gün demokrasiden, hukuk devletinden, özgürlük düzeninden uzaklaştırıyor.
Ve de ekonomi dahil istikrarsızlaştırıyor.
Ne yapmalı?..
Şu günlerde büyük iş dünyasının önde gelen bazı temsilcileri Batı başkentlerinde İslamofobi’nin barışa yönelik zararlarını anlatıyorlar.
İyi güzel.
Ama bununla yetinmeyelim.
Batı düşmanlığının nasıl Batı değerlerine düşmanlığadönüştüğünü unutmayalım.
Nasıl Batı değerlerini inkâra dönüştüğünü gözardı etmeyelim.
Unutursak, gözardı edersek, hem yanlış olur, hem de inandırıcılığımız güme gider.
Bu konuda Tayfun Atay’ın pazar günü Cumhuriyet’te çıkanyazısının şu satırlarının altını çizmekte yarar var:
İslamofobi ve İslamofaşizm ikiz kardeştir.
“Siyam İkizleri” gibi birbirini besleyen ve birbirinden beslenen ikiz kardeştir onlar...
Bu nedenle esas yapılması gereken, onları her daim birlikte sorunsallaştırmaktır.
Çünkü sadece İslamofaşizm’in üzerine gittiğinizde İslamofobi’nin; yalnız İslamofobi’yi lânetlediğinizde de İslamofaşizm’in ekmeğine yağ sürersiniz.
Bir dönem başka umutlar, öngörüler ve hesaplarla İslamofaşizm’in ayak seslerinden dem vurup da, sonra hesap dönünce onu paranteze alarak İslamofobi’ye vurmaya başlarsanız olmaz.
Samimi de olmaz.
İnandırıcı da olmaz.
İkna edici de olmaz.
Bu iktidarın bir yenilmez armada haline geldiği algısını çaresizlik ve karamsarlık içinde iyiden iyiye pekiştirmiş durumda.
O yüzden Türkiye’nin yurtdışı algısını değiştirmeye, bu algının “içeri”den ve iktidardan kaynaklanan nedenlerine parmak dudağa götürülüp “Şıışşşt” çekilerek girişiliyor.
O yüzden İslamofobi’ye vurgu yapılıp karşı durulurken, onu besleyen ve sadece IŞİD’le, El Kaide ile sınırlanamayacak şekilde “içimizden” de kaynaklanan İslamofaşizan tasarruflar, pratikler, görüşler kamufle ediliyor.
Türkiye’nin tanıtımını yaparken; “İslâm hoşgörü dinidir” derken; “İslamofobi zehirdir” hükmünde bulunurken...
Batı’ya bunlar üzerinden iğneyi batırıyor...
Ama çuvaldızı batırmanız gerekene batırmayıp avucunuzun içinde sıkı sıkı saklıyorsunuz!..
Evet öyle.
Tayfun Atay’ın dediği gibi:
İslamofobi ve İslamofaşizm ikiz kardeştir, ikisini de birlikte hatırlamak gerekir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024