Hasan CEMAL
Kulak kabarttım, Nadir Nadi’nin odasından keman sesi geliyor. Kapıyı araladım. Nadir Bey dalıp gitmiş, Saim Akçıl’ın kemanını dinliyor. Birazdan ayağa kalkacak, bu sefer kendisi Mozart’tan bir parça çalmaya başlayacak.
Pembe Konak
Gazetelerin iç sayfalarına sıkışmış küçük bir haber: İttihat Terakki’yle Cumhuriyet gazetesine ev sahipliği yapan tarihi Pembe Konak bir kuyumcuya satıldı; butik otel yapılması bekleniyor.
Bir an içim burkuldu.
Dipsiz kuyunun anıları canlandı.
Kulak kabarttım, Nadir Nadi’nin odasından keman sesi geliyor.
Kapıyı araladım.
Nadir Bey, elinden düşmeyen kısa bambu sopasıyla yeşil deri koltuğunda dalıp gitmiş, Saim Akçıl’ın çaldığı kemanı dinliyor.
Birazdan ayağa kalkacak, bu sefer kemanı alıp kendisi Mozart’tan bir parça çalmaya başlayacaktı.
Nadir Bey Mozart hayranıydı.
Son kitabı Dostum Mozart oldu.
Cumhuriyet böyle bir gazeteydi.
Pembe Konak’ın kapısından ben ilk defa 1973 yılında girmiştim.
Mermerden büyük sahanlık gözümün önünde. Sessiz sakin bir yer. O gazetelere özgü hareketlilik dikkati çekmiyor. Birinci kat idare, ikinci kat yazı işleri.
Gıcırdayan merdivenlerden çıkarak ikinci kattaki İlhan Selçuk’un kapısını çalıyorum.
Heyecanlıyım.
Cumhuriyet’e adım atmanın heyecanı...
İlhan abi, beni Genel Yayın Müdürü Oktay Kurtböke’le tanıştırıyor. Bu meslekte yıllarca benim elimden tutan rahmetli Kurtböke, o her zamanki sahici üslubuyla, “Tonton, yarın gel hemen başla yazı işlerinde” diyor.
İçimde bir sevinç yumağı, ayaklarım yerden kesilmiş halde iniyorum Pembe Konak’ın gıcırdayan tahta merdivenlerinden...
Bir tarihti Pembe Konak.
Hem İttihat Terakki’nin genel merkezi olarak siyasi tarihimizin, hem de basın tarihimizin bir anıtı sayılırdı.
Cumhuriyet’teyken ara sıra arkadaşlarım bana takılırdı:
“Paşa deden, bir zamanlar rejim muhaliflerini Pembe Konak’ın bodrumuna, zindana atarmış...”
Doğan Nadi ise gazeteci milletine kızdığı ya da keyifli olduğu zamanlarda dermiş ki:
“Merak etmeyin, siz olmasanız da bu gazete çıkar, konağın bodrumunda yatan evliyalar tarafından...”
Pembe Konağı 1974 yılı içinde kendi kaderiyle baş başa bırakıp, aynı bahçedeki depodan bozma yeni binaya geçmiştik.
Pembe Konak’ın o hüzünlü hali benim odamdan görünürdü. Hatırlıyorum, İlhan Selçuk ara sıra “En iyisi basın müzesi yapmak” derdi.
İstanbul’un tarihi dokusunu korumak için nice kampanyaya imza atmış olan Cumhuriyet gazetesi, kendi tarihine karşı niye bu kadar kayıtsız kalmış ya da vefasız davranmıştı?..
Bilemiyorum.
Elbette bu sorunun muhatapları arasında Cumhuriyet’te 18 yılı geçmiş, 11 yıl genel yayın yönetmenliği yapmış Hasan Cemal de var.
Artık İlhan Selçuk da yok.
Kaç kez kendisinden duyduğum o “Cumhuriyet’in Romanı”nı yazmış olsaydı, kim bilir belki bu sorunun cevabını da öğrenirdik.
Pembe Konak’ta gece nöbetlerim geliyor gözümün önüne...
Yazılar kurşun harflerle dizildiği için kurşunun eritildiği potalardan zehirli dumanlar yükselirdi.
Akşamları mürettiphaneye çıkar, yazı dizen entertiplerin şıkır şıkır sesleri arasında gazeteci geyiği yapardık.
Operatör Necdet Usta eğer günündeyse, dizgi makinelerinin potasında pastırma pişirir, çay bardaklarında birer fırt Yeni Rakı’yı, “Ses etmeyin ulan!” tembihiyle tezgâh altından uzatırdı.
Bu arada haberlerin son hali düzeltilmiş olarak dizgiye gelir, düzeltmeler, eski deyişle tashihler toplanır, sayfalar bağlanır, matrisler çekilir ve sayfa kalıpları dökülmek üzere matbaaya gönderilirdi.
Gece yarısından sonra mürettiphaneden çıkarken Necdet Usta’nın sesi arkamdan yetişirdi:
“Hasan oğlum, şuradan bir kutu yoğurt kap. Alışık değilsin, kurşun potasından zehirli duman tütüyor.”
İç sayfalara sıkışmış bir haber:
“Pembe Konak satıldı, butik otel olacak!”
İçim burkuluyor.
İyi pazarlar!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024