Kurtuluş TAYİZ
Başbakan Erdoğan’ın bu kadar hedef haline getirilmesinin nedeni iddia edildiği gibi hükümetin bulaştığı yolsuzluklar mı? Yoksa sıkça dile getirilen, AK Parti hükümetinin otoriterleşmesi mi? Erdoğan’ın “tek adam” haline gelmesi mi?
Asıl meselenin çözüm süreci olduğunu düşünüyorum. Ne otoriterleşme ne de yolsuzluk iddialarını gerçekçi buluyorum. Zira Türkiye, en koyu polis devleti uygulamalarını yaşadığı günlerde AK Parti iktidarı ve Başbakan’a yönelik bu kadar blok halinde saldırı yaşanmadı. Cemaat’in yürüttüğü soruşturmalarla ülkenin nasıl bir açık hapishaneye döndüğünü biliyoruz. Bugün hükümeti demokrasiden uzaklaşmakla suçlayan kalemlerin, cemaat savcı ve polislerinin cirit attığı, toplumu esir aldıkları uygulamaları nasıl övdüklerini hatırlıyoruz. Bireysel hak ve özgürlükler ayaklar altına alındığı sıralarda bu yazarlar, dünyanın görebileceği en berbat polis baskınlarına alkış tutuyorlardı. Emniyet ve Yargı’nın özel yetkilerinin kaldırıldığı, Türkiye’nin normale dönmeye başladığı sırada birden “demokrasi elden gidiyor” diye çığlıklar atmalarının başka gerekçeleri olmalı.
Başbakan Erdoğan’ın hedef olmasında bazı hükümet üyelerinin bulaştığı “rüşvet” ve “yolsuzluk” iddialarının belirleyici olduğunu da düşünmüyorum. Zira AK Parti, 2002’den bu yana iktidar. 12 yıl boyunca gündeme getirilmeyen iddiaların hükümete yönelik bugünkü saldırıların nedeni olması mümkün değil. Daha doğrusu hiç gerçekçi değil.
Bence Başbakan’ın hedef yapılmasının asıl nedeni çözüm süreci. Başbakan Erdoğan, çözüm sürecinden vazgeçmeye yanaşmadığı için bu kadar saldırıyla karşı karşıya kaldı. Eğer Erdoğan, baskılara boyun eğip çözüm sürecinden vazgeçseydi, bugün ne yolsuzluk iddialarına, ne başka siyasi suçlamalara maruz kalırdı. Başbakan Erdoğan, çözüm sürecinden vazgeçip Kürt savaşını sürdürmeye devam etseydi padişah da olurdu, diktatör de. Bugün onu yolsuzlukla suçlayan Cemaat, çözüm sürecinden vazgeçen Erdoğan’ı yere göğe sığdıramazdı.
Başbakan Erdoğan’ı devirme kararı, barış süreciyle bağlantılıdır. Çözüm sürecinin başladığı günlerde hükümete yönelik baskılar sonuç verse, Erdoğan geri adım atsa, eskisi gibi “terörle mücadeleye devam” dese, bugünkü darbe girişimi gündeme gelmeyecekti. Derin devlete teslim olmadığı için Erdoğan saldırılarla karşılaşmıştır. Erdoğan’a barış bedelini ödetiyorlar bugün. Turgut Özal’a da, Necmettin Erbakan’a da, Bülent Ecevit’e de aynısını yaptılar.
Türkiye’deki derin devlet gerçeğini görmeden, bu derin yapının siyaseti nasıl kuşattığını, nasıl bir darbe süreci başlattığını anlamadan söylenecek her laf boştur, anlamsızdır ve art niyetlidir. Demokrasinin, özgürlüklerin, temiz toplumun, rüşvet ve yolsuzluk batağından kurtulmanın a.b.c’si derin devletin varlığını kavramaktan geçiyor, sokaklarda tencere tabak çalmaktan, gürültü çıkarmaktan değil.
Kürt siyasal hareketinin bu gerçeğin farkında olduğunu düşünüyorum. Darbenin rüzgârına kapılacaklarını sanmıyorum. Fakat yine de bu süreçten olumsuz etkilenmediklerini söylemek zor. Öcalan’ın kaseti için “montaj” diyen Demirtaş’ın, Başbakan Erdoğan’ın kasetlerini “montaj olamaz, incelemeye gönderelim” demesi ne kadar doğru bir tutumdur? Abdullah Öcalan ile ilgili yayımlanan kasetler neyse, Erdoğan ile ilgili yayımlanan kasetler de odur. Derin yapının başlattığı darbe operasyonunun bir parçasıdır. Cemaat’in, Erdoğan ve Öcalan’ı bertaraf etme planının bir parçasıdır. Bu gerçeği görmeyen politikacıların doğru adımlar atması mümkün değil.
YAZARIN TÜM YAZILARI
Kurtuluş Tayiz
Twitter: @DARKAPI
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019