Mahmut ÖVÜR
İnsani açıdan da çözüm sürecinin bir gereği olarak da hasta hükümlüler konusu çözülmesi gereken bir mesele. Ancak ilginçtir, bu meseleyi hükümet ortaya net bir irade koymasına rağmen neredeyse iki yıldır aşamıyor.
Peki, neden acaba? Önce şu gerçeğin altını çizelim: 2013 başına kadar Türkiye'de hasta hükümlülerin durumuyla ilgili infaz ertelemeye yönelik yasal bir düzenleme yoktu. Bu tür ağır hasta hükümlüler zaman zaman Cumhurbaşkanı tarafından özel af yetkisiyle cezaları hafifletilerek ya da kaldırılarak serbest bırakılabiliyordu. Cumhurbaşkanı'nın bu yetkisi halen devam ediyor.
Cumhurbaşkanı bu yetkiyi çok sınırlı sayıda mahkûm için kullanabiliyor. Çünkü erteleme değil "Özel Af" söz konusu. Affetmenin geri dönüşü de yok. AK Parti Hükümeti, önce Ocak 2013'te bu konuya ilişkin bir düzenleme getirdi. Ceza İnfaz Yasası'nın 16. maddesine 6. fıkrayı ekledi.
Buna göre, "Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazının iyileşmeye kadar erteleneceği" kabul edildi.
Yani af değil, infazı ertelemeye dönük bir serbest bırakma söz konusu. Bu yetkiyi de Cumhurbaşkanı değil, Adli Tıp Kurumu raporu verdikten sonra Cumhuriyet Başsavcısı veya itiraz halinde infaz hâkimleri kullanacaktı. Ancak bu düzenlemeye rağmen sorun yine tam çözülmedi. Uygulamada toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturma hususu adil olmayan biçimde çok geniş yorumlandı.
Bunun üzerine, Hükümet bir kez daha yasal düzenleme yaptı. Haziran 2014'te toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturma ölçütü "ağır ve somut tehlike" olarak belirginleştirildi.
Sorun yine çözülemedi. Hem Adli Tıp raporlarının sık sık olumsuz verilmesinden hem de rapor olumlu olsa bile savcılıkların ve itiraz halinde infaz hâkimliklerinin yine yasal düzenlemeyi adil olmayan biçimde yorumlaması nedeniyle birçok hasta mahkûmun mağduriyeti devam etti. Bu süreçte "paralel yapı"nın Hükümet ve çözüm süreci karşıtlığının da etkisi var.
Konu önemli ve çapı büyük. Ortada bir iki kişi değil, geçen yılsonu rakamlarına göre yaklaşık 50'si daha ağır olmak üzere 400 civarında ağır hasta mahkûm var. Adalet Bakanlığı geçen yılın sonbaharından bu yana bu sorunu aşmak için çaba harcıyor.
Yeni düzenlemeyle infaz yasası bir kez daha değiştiriliyor. Ve birkaç yeni unsurla bu sorunun aşılması hedefleniyor. Yeni düzenleme önümüzdeki günlerde Meclis'e gelecek. Bu düzenlemede, Adli Tıp Kurumu engelini aşmak için devreye Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastaneler sokuluyor. Artık onların vereceği heyet raporları da geçerli olacak. Bunun yanı sıra bazı hastalıklar ismen yasada sayılarak bu hastalığın teşhisi halinde serbest bırakma takdire bağlı olmaktan çıkarılacak.
Paralel veya "eski devletçi" yargı engelini aşmak için de "toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturma" ölçütünün, bizatihi o mahkûmun şahsına bağlı olarak ele alınmasını sağlayacak ilave unsurlar eklenecek. Yani mahkûmun aile ilişkileri, sosyal ilişkileri gibi ilkel ceza hukuku anlayışına dayanan yorumların önüne geçilecek.
Gördüğünüz gibi siyasi iradenin karar vermesi, yasal düzenleme yapması, uygulanacağı anlamına gelmiyor. Hâlâ Türkiye'de bürokrasi çok güçlü ve istediğinde devreye giriyor ve süreci sabote edebiliyor.
Muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin bu gerçeği görmemesi, görmezden gelmesi o bürokratik gücü daha da güçlendiriyor.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019